Sabahın erken saatlerinde gözlerini açan ilk kişi Jungkook olmuştu. Kafasını kaldırmaya çalışmıştı fakat ağrıyan başı buna izin vermemişti.
Acı dolu inlemesinin ardından ellerini kafasına atıp masaj yapmaya başladı. Hafiften geçen ağrı bu sefer kalkmasına engel olmamıştı.
Etrafına baktığında odasında olduğunu anlaması geç olmamıştı. Fakat düne dair tek hatırladığı şey arkadaşlarıyla beraber içmesiydi. Eve kim getirmişti nasıl gelmişlerdi hiç hatırlamıyordu.
"Sikeyim bu kadar içilir mi?" İri beden yan tarafından gelen küfürle karışık sitemle başını o tarafa çevirdi.
"Küfür hiç yakışmıyor o güzel dudaklarına." Jimin eşinin dediklerine gözlerini devirip bir şekilde yataktan kalkmayı başarmıştı.
"Başım çatlıyor, kalçam ağrıyor, boynum acıyor. Sence şuan konumuz küfür etmem mi?" Jimin girdiği banyo kapısını sertçe kapatıp tepkisini böyle ortaya koymuştu.
Bir nevi eşinden ilgi bekliyordu.
"Özür dilerim bebeğim." Çok geçmeden iri beden sertçe kapanan banyo kapısından içeriye girip eşine arkadan sarılarak öpücüklerinin arasında sayısız özürler diliyordu.
Jimin eşinin kolları arasında dönerek iri bedenin boynuna kollarını sarmıştı.
Jungkook ellerini eşinin kalçalarına indirip hafif hafif okşamaya başladı. Acısını almak ister gibiydi dokunuşları.
"Kocamı iyileştirmem lazım. Fakat süremiz kısıtlı işlerimize geç kalmamalıyız." Jimin başını sallayarak üzerini çıkartmaya başladı.
Jungkookta küvete doğru ilerleyip suyu ayarlamış ve su dolarken havluları, giyecekleri kıyafetleri hazırlamıştı.
Dolan suya önce kendisi girmiş ardından eşini kucağına çekmişti.
-
Duşlar alınmış, kahvaltılar yapılmış, ağrı kesiciler ve sert kahveler içilmişti.
Şuan sabahki hallerinden çok daha iyi bir haldeydi ikili.
"Yavrum arabanın anahtarı diğer montumun cebinde kalmış sen bekle ben hemen alıp geliyorum." Jimin eşini onaylayıp giydiği ayakkabılarının bağcıklarını bağlamak için eğildi.
Fakat eğildiği anda karnına giren sancıyla gözlerini sımsıkı kapatıp geçmesini bekledi. Aynı şey sabahta olmuştu belkide içkidendir diye pek umursamıyordu.
Geçen sancının ardından bağcıklarını bağlayıp doğruldu. Çok geçmeden yanına gelen eşiyle beraber dışarıya çıkmışlardı.
"Bugün film gecesi yapalım mı?" Jungkookun ortaya sunduğu fikirle Jimin gözlerini yoldan çekip eşine baktı.
"Olur hayatım. Ne zamandır yapmıyorduk zaten." İri beden gülümseyerek eline kenetlenmiş olan tombul parmaklara öpücük kondurdu.
"Bugün erken çıkacağım ortamı ve yiyecekleri hazırlayıp seni almaya gelirim güzelim." Minik beden eşini onaylayıp duran arabayla geldiklerini anlayıp kemerini çözmüştü.
Aklına eşinin geçen gün ki öpmediği için dedikleri aklına gelince gülümseyerek iri bedene yaklaşmıştı.
Jungkook ne olduğunu anlayamadan eşi dudaklarına kapanmıştı. İri beden girdiği şoktan kısa sürede ayrılıp eşine en güzel şekilde karşılık vermişti.
Nefessiz kalan Jimin eşinin ince dudaklarından ayrılıp alınlarını birbirine yasladı.
"Seni çok seviyorum." İri beden gülümseyerek ellerini eşinin yanaklarına koymuş yavaş yavaş okşuyordu.
"Bende seni çok seviyorum güzelim." Minik beden eşinin gülümsemesinden öpüp geriye çekilmiş ve el sallayarak arabadan inmişti.
Arkasında hâlâ sırılsıklam aşık gibi gülümseyen Jungkooku bırakarak.
Zaten öyleydi eşine sırılsıklam aşıktı Jungkook.
-