Bazen bir şeyleri kurtarmak için birşeylerden vazgeçmek gerekir. Jungkookta şuanda Ha-Neulla buluşarak eşini kurtarmak için birşeylerden vazgeçecekti.
"Şikayeti çekmek için ne istediğini söyle." Ha-Neul kıkırdayarak ellerini Jungkookun yakalarına götürdü.
Fakat iri beden sarı saçlı kızın elleri yakasına ulaşmadan geri çekildi. "Bu mesafeden fazla yaklaşma bana."
Ha-Neul dudaklarını büzüp yerde olan gözlerini Jungkookun yüzüne çıkardı. "Benimle birlikte olmanı istiyorum."
Jungkook kahkaha atmaya başlayınca sarı saçlı kız kaslarını çattı. "Eğer benimle birlikte olmazsan eşin içerden çıkamaz. O zamanda böyle gülersin."
Jungkook eşinin ordan çıkamama ihtimalini düşününce deliye dönüyordu.
Başka bir yolu olmalı diye geçirdi içinden. Fakat yoktu başka bir yolu. Tek yol buydu. "Özür dilerim sevgilim." Kendi kendine fısıldadı iri beden.
Arkasına bile bakmadan giden kıza seslenip durmasını sağladı.
"T-tamam kabul ediyorum. Git ve şikayetini kaldır." Ha-Neul gülümseyerek tekrardan iri bedenin yanına geldi.
"Kabul etmene sevindim fakat önce benimle birlikte olmalısın." Jungkook sabır dilenircesine karşısında ki kıza baktı.
"Önce eşimin ordan çıktığına şahit olmalıyım." Ha-Neul tekrardan kıkırdadı.
"Bakalım ordan çıktığında, benimle birlikte olduğunu bilince hala eşin olacak mı?"
"Bin şu arabaya şikayetini çektiğini görücem." Ha-Neul hiç ikiletmeden gösterilerin arabaya binip kemerini bağladı.
"Bu kadar çabuk ikna olacağını bilmiyordum kook." Jungkook arabayı karakola doğru sürerken aklı oldukça karışıktı.
"Söz konusu eşimse herşeyi yaparım. Şimdi kapa çeneni uslu uslu otur." Sarı saçlı kız ağzına fermuar çekiyormuş gibi yapıp başını cama çevirdi.
Bugün Jungkook onun olacaktı çok mutluydu.
-
Karakola gelmiş ve şikayetini kaldırmıştı. Polisler birazdan Jiminin burda olacağını söylediğinde iri beden mutluluktan yerinde duramıyordu.
"Ne o Jungkook benimle birlikte olacak olmana mı seviniyorsun?"
"Evet o kadar çok seviniyorum ki anlatamam." Ha-Neul Jungkookun bu dediğine mutlu olurken o da Jimini bekliyordu.
Bir an önce kocasının kendiyle beraber olacağını söyleyecekti. Takıntılı bir insanın gözü hiçbir şeyi görmezdi. Buna gerçekler de dahil.
"Jiminim geliyor." Jimin karşıdan koşarak gelip ellerini eşinin boynuna sardı. İri bedeninde elleri küçüğünün belini bulduğunda içi huzurla dolmuştu.
"Hadi Jimini gördün gidelim." Jimin varlığını daha yeni farkettiği bedene dönüp bilinmezlikle bir eşine birde ona bakıyordu.
"Birincisi bu kızın burda ne işi var? İkincisi nereye gidiyorsunuz?" Ha-Neul kıkırdayarak Jungkook ve kendisini gösterdi.
"Jungkook ve ben sevişmeye gidiyoruz. Seni burdan çıkartmak için anlaşma yaptık." Jimin birden kahkaha atınca tüm polisler ona bakmıştı. Eğilerek hepsinden özür dileyip kendini dışarıya attı.
"Sevgilim arabamız nerde çok yoruldum." Jungkook karşıda duran arabayı göstererek minik bedenle beraber oraya ilerledi. Tabi birde arkalarında dolaşan sarı saçlı kız vardı.
"Ha-Neul arabada gelirken ne demiştim hatırlıyor musun?" Ha-Neul Jungkookun neyden bahsettiğini anlamayarak başını iki yana salladı.
"Söz konusu eşimse herşeyi yaparım demiştim?" Sarı saçlı kız bu sefer dediği şeyi hatırlayıp başını tekrar salladı.
"Evet eşim için herşeyi yaparım. Gerekirse katil olurum fakat onun üzerine gül koklamam. Sadece şikayeti kaldırman için kabul edilen bir şeydi o unut gitsin. Gidip Jiminimle sevişmek varken bir başkasıyla sevişmek mide bulandırıcı." Arkasında şaşkın bir Ha-Neul bırakarak arabaya binip kemerini takmıştı.
Çok geçmeden eşide yanına oturunca onun yanağına öpücük kondurup arabayı evlerine sürdü.
-
Jungkook yaptığı kahveyi koltukta uzanan eşine uzatıp oturmasını sağlamıştı.
Kendiside arkasına yerleşip saçlarına öpücük kondurdu. "Bir an bugün sensiz uyuyacağım sandım."
Minik beden eşinin dudağına öpücük kondurup, kahvesinden bir yudum aldı. "Benden kurtulamazsın Jeon."
"Senden kurtulmak isteyen kim Jeon Jimin." Jiminin gülümseyen yüzü aklına gelenle düşmüştü.
"Jungkook o ölmüş mü?" Jungkook derin bir nefes aldı.
"Namjoon hyungu yolladım oraya. Senden benden sağlammış. Ama sevgilim bana vurdu diye adamı bu hale getimen çok seksi bir hareketti." Jimin gülümseyerek eşinin koluna vurdu.
Minik beden aklına gelen diğer soruyuda sorup güzel bir uyku uyumak istiyordu.
"Kook burdan taşınalım mı?" Jungkook beklediği soruyla eşinin boşta olan elini kendi ellerine kenetledi.
"Taşınalım bebeğim." Jimin eşinin her zaman onun kararlarına saygı duyup kabul etmesine minnettardı.
"Güzel bir villa alalım. Kimse bizi rahatsız edemesin." İri beden eşinin saçlarını okşarken gülümsemişti.
"Alalım güzelim. Kimse rahatsız edemesin bizi. Yarın bakar beğenir ertesi gün taşınırız. Fazla bile durduk burda." Jimin başıyla eşini onaylarken uykusuna yenik düşerek esnedi.
"Uyuyalım~" bu Jiminin Jungkooka sırnaşma şekliydi. Bi nevi kalkacak halim yok beni kucağına alıp yatır demekti.
Jungkook eşinin elindeki kahve fincanını masanın üzerine koyup eşini kucağına alarak odalarına götürdü.
Zaten üzerlerinde eve geldiklerinde giydikleri pijamalar olduğu için yorganı kaldırıp eşini direkt yatağa yatırıp üzerini örttü.
Kendiside dişlerini fırçaladıyıp eşinin arkasındaki yerini aldı.
"Seni çok seviyorum Jimin. Herşeyden çok." Başını gömdüğü boyuna sayısız öpücük kondurup ellerini sıkıca küçüğünün beline sardı.
"Bende seni hayatım." Jimin uykusuna yenik düşerek gözlerini kapattı.
Jungkookta öpücüklerine son verip huzurlu bir nefes alıp uykuya bıraktı kendini.
-
Oldu gibide olmadı gibide bilemiyorum.