846 72 56
                                    

Sabah güzel bir kahvaltının ardından Jiminin ailesiyle vedalaşarak çokta uzakta olmayan Jungkookun ailesi için yola çıkmışlardı.

Jimin sıkıntıdan dudaklarını ısırırken, Jungkook direksiyonda parmaklarıyla ritim tutuyordu.

Sıkıntılarının sebebi bayan Jeonun sürekli Jimine kötü davranmasıydı bir türlü oğluna yakıştıramamıştı onu.

Tabi her zaman bir kızla evleneceğini düşündüğü için Jimin biraz tersti kendine.

Sessiz ve sıkıntılı geçen yolculuğun ardından 'Jeonların malikânesi' yazan gösterişli evin otaparkına giriş yaptılar.

"Biraz daha dudaklarına işkence etmeye devam edersen arabanın arkasında sana dudağa nasıl işkence edilir göstermek zorunda kalıcam." Jiminin kıkırdayarak dudaklarını eşine uzatıp öpmesini beklemişti.

Çok geçmeden Jungkook ona istediğini verince rahat bir nefes alarak emniyet kemerini çıkardı.

"Hadi bakalım sınavımız başlasın." Arabadan inip yanına gelen eşiyle birlikte eve doğru ilerlediler.

Jimin her ne kadar gelmek istemese de yaptığının bencillik olduğunu düşünüp kendi kendini yerdi.

Kapıyı açan çalışan kız kısa bir baş selamı vererek ikiliyi salona yönlendirdi.

Salona girdiklerinde Bay ve Bayan Jeon ayağa kalkıp önce oğullarına sonra tabiki bayan Jeon değil bay Jeon Jimine sarıldı.

"Hoşgeldiniz çocuklar." Bay Jeon heyecanla konuşup ikiliyi koltuklara yönlendirmişti.

"Hoşbulduk efendim." Jiminin verdiği cevap  daha doğrusu Jiminin konuşması Bayan Jeona batmış olacaktı ki göz devirip oğluna dönmüştü.

"Oğlum neden tek gelmedin." Jungkook sinirden çatılan kaşlarına engel olamayarak annesine baktı.

"Benim bir eşim varken neden tek geleyim anne?" Jimin gözlerinin dolmasına engel olmaya çalışıyordu fakat bu oldukça zordu.

Bu kadına her ne yaptıysa bir türlü yaranamamıştı.

"Jungkook doğru söylüyor. Dört sene oldu artık kabullenip şu dünyalar güzeli adama iyi davranmalısın anne." Salonun kapısından yeni giren Jungkookun abisi Jeon Jung Hyun konuştuğunda gözler ona ve yanındaki karısına döndü.

"Hangi rüzgar attı sizi buraya gençler." Jung Hyun tekrar konuştuğunda Jungkook ve Jimin kalkıp onunla ve eşiyle selamlaştılar.

"İşten üç günlük izin almıştık Jiminde Busana gidelim diyince öyle aniden çıktık yola." Jung Hyunun eşi Hye Su ortama kıkırtı bırakınca tüm gözler ona döndü.

"Annecim birde şu çocuğu sevmiyorum diyorsun. O olmasa oğlunun buraya geleceği yokmuş." Jiminde gülümseyerek onların burda olmasına şükür ediyordu. Yoksa burda suspus oturup stresten kendi kendini yiycekti.

"Oğlum onun dediğini onaylamasaydı nereye gelebilirdi?" Bayan Jeon bilmiş bir tavırla cevap verince Jimin çekinmeden konuştu.

"Oğlunuzun benim dediğimi onaylamama gibi bir şansı yok. Biliyorsunuz seven insan eşinin her dediğini yapar eşim Jungkook gibi." Bilerek eşim kısmını bastırarak söylediğinde Jungkook kıkırdadı.

Hye Su daha fazla bu didişmeleri dinlememek için Jiminide yanına alarak mutfağa ilerledi.

"Bazen bu kadının bir cadıdan farkı olmadığını düşünüyorum." Jimin başını sağa sola sallayarak kıkırdadı.

"Al benden de o kadar." Hye Su mutfaktaki çalışanları çıkartıp Jiminle beraber kahve hazırlamaya başladı.

"Bebek ne alemde?" Minik bedenin sorduğu soruyla Hye Su ellerini karnına götürdü.

"Çok sağlıklı bir şekilde büyüyor fakat sürekli beni tekmeliyor." Dediği şeye birden kahkaha atınca Jiminde onun kahkahasına ortak olmuştu.

Uzun süredir ikilinin mutfakta ne yaptığını merak eden Bayan Jeon kapı pervazına yaslanıp kaşlarını çatmıştı.

"Sen Jungkookun aklını çelmeseydin belkide oğlum bir kızla evlenip bana bir torun daha verebilirdi." Jimin duyduğu şey karşısında tekrar sinirlenirken ki bu sinirlenmesi Jungkookun başka bir kızla evlenme düşüncesineydi.

"Çocuklara bu kadar meraklıysanız bir tane daha doğurabilirsiniz. Her seferinde ısıtıp ısıtıp bu konuyu önüme sürmenize gerek yok. Jungkookun bir kızla veya erkekle evlenmesi bir şeyi değiştirmez. Siz aşktan sevgiden anlasaydınız eşinize nefretle bakmazdınız" Hye Su da bu duruma sinirlenmiş ve Bayan Jeonun üzerine yürümüştü.

"Jiminin bir rahimi olduğunu ve çocuk doğurabileceğini bildiğiniz halde lütfen saçma sapan şeyler söyleyerek evinize gelen misafirlerin huzurunu kaçırmayın bayan Jeon." Hye Su sözlerini bitirdikten sonra Jiminin elini tutup mutfaktan çıkaracaktı ki bayan Jeonun arkasında sinirden kızarmış bir Jungkook görünce durmak zorunda kaldı.

"Gerçekten yeter anne! Burda seni sayıp evine geliyoruz gördüğümüz muameleye bak." Jungkookun sinirli sesini duyan abisi ve babasıda mutfağa gelip olanları izlemeye başladılar.

"Bir kere ya bir kere sizinde Jimine onun annesinin ve babasının bana davrandığı gibi davranın istedim! Bu çok mu büyük birşey." Babasının suçu olmadığını bilsede annesinin bu durumlarına çeki düzen verecek kişi o olduğundan araya onuda katmıştı.

"Jungkook anlamıyor-" Bayan Jeon sözünü bitiremeden Jungkook tekrar söze girmişti.

"Asıl sen anlamıyorsun anne. Bir erkek bir erkeği, bir kızda bir kızı sevebilir. Herkes herşeyde özgürken sen neden bu çocuğa böyle davranıyorsun. İstediğin torunsa Jimin de doğurabiliyor." Küçüğünün elini tutup evin kapısına doğru ilerletti.

"Sen bizi kabullenene kadar ne bu eve gelirim, ne de sesimi duymana izin veririm." Sözünün hemen arkasından kapıyı çarpıp çıkınca geriye kalan kişiler kapının sesinden irkilmişlerdi.

"Cidden kendinede onlarada yazık ediyorsun anne." Jung Hyunda eşinin elini tutarak evden çıkıp kardeşine yetişmeye çalışmıştı.

Jungkook arkasından durmadan selektör yapan kişinin abisi olduğunu anlayıp arabayı sağa çekip içinden inmişti.

Aynı şekilde Jung Hyunda kenara çekip kardeşinin yanına ilerledi.

"Jungkook itiraz istemiyorum bize gidiyoruz." Jungkook bir an önce seule gidip eşiyle zaman geçirmek istediği için abisini şimdilik reddedecekti.

"Bir dahaki sefere abi. Şimdi Jimin kendini iyi hissetmiyor, onunla ilgilenmem lazım." Abisi kardeşinin ne kadar inatçı biri olduğunu bildiği için aynı soruyu bir daha tekrarlamadı.

"Pekâlâ ama bir gün bekliyorum mutlaka gelin." Jungkook başını sallayıp abisine sarılmış ve arabaya geri dönmüştü.

Yan tarafa dönünce gördüğü manzarayla gözlerini yumdu ve bir kaç dakika bekleyip arabayı çalıştırdı.

Yan tarafında uyurken yüzü üzüntülü bir hâl alan Jimin varken yola odaklanması bir hayli zordu.

-

E n d l e s  l o v eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin