23°

508 48 4
                                    

"Jungkook ben hamile mi dedim?" Jimin dediği şeyin daha yeni farkına varmış gibi gözlerini açarak eşine baktı.

Eşinin de Jiminden bir farkı olmadığı için etrafı sessizlik kaplamıştı.

Birbirlerine bakıp kalan ikilinin sessizliğini  bozan kişi Jungkook olmuştu.

"Jimin yanlış anlamadık değil mi?" Minik beden başını iki yana sallayarak bakışlarını yere sabitledi.

"Y-yani bildiğim kadarıyla o hamilelik değeri ve değerim hamile olduğumu gösteriyor." İri beden birden ayağa kalkıp aynı hızla kapıdan çıkınca Jimin yaptığı şeye anlam verememişti.

'Aceba senden bir çocuk istemiyor olabilir mi?'

"Saçmalama çocuğumuzun olmasını en çok o istiyordu bence."

'Bence çok iyi düşünüyorsun. kesinlikle senden çocuk istemiyor.'

Jimin biriyle konuştuğunun farkına yeni varmış gibi etrafta gözlerini gezdirdi fakat konuşan kişi iç sesinden başka biri değildi.

"Tanrım sanırım kafayı yedim." Eşinin nereye gittiğini bulmak için ayağa kalktı. İç sesim doğru söylüyor olabilir diye geçirmişti içinden.

Tam kapıdan çıkacağı sırada bir hışımla kapı açılmış ve eşi içeriye girmişti.

"JİMİN! BABA OLUYORUZ." Jimin şaşırmış bir şekilde eşine bakarken Jungkook eşini kucağına alıp kendi etrafında döndürmüştü.

İri beden ne yaptığını yeni farkediyormus gibi küçüğünü yere indirip yüzünü elleri arasına aldı.

"Üzgünüm sevgilim. iyi misin? miden bulandı mı?" Jimin şaşkın gözlerini karnına indirdi.

"Jeon burda bebek mi var?" İri beden gülümseyerek eşinin yüzünde olan ellerini karnıma indirdi.

"Burda bebeğimiz var." Minik beden bir süredir tuttuğu gözyaşlarını daha fazla tutamamıştı.

Eşide onun gözyaşlarına ortak olunca dakikalarca sevinç gözyaşları dökmüşlerdi.

Jungkook gözlerini silip ne zaman sarıldılarını bilmediği sarılmayı sonlandırmak için geriye çekildi.

"Jimin senin ne işin var ayakta? hamilesin sen geç otur şuraya." endişeyle eşini büyük koltuğa çekip oturttu.

"Jungkook ayakta durunca birşey olmaz korkma." İri beden bulduğu yastığı eşinin arkasına koydu.

"Hayır sevgilim her an herşey olabilir. Bundan sonra sen benim kırılgan bebeğimsin. İşe gitmek yok, dışarıya tek çıkmak yok, arkadaşlarının evine gitmek yok, bana nasıl olduğunu yazmadığın bir dakika bile olmayacak." Jungkook elini çenesinin altına koyup daha neleri yasaklasam diye düşünürken minik beden kahkaha atmıştı.

"istersen tuvalete de beraber gidelim kook. hatta sidik falan yarıştırırız ha ne dersin?" İri beden gözlerini devirerek ayağa kalktı.

"Dalga geçme Jimin. bebeğimize birşey olmasını istemiyorum." minik beden de ayağa kalkıp yavaş adımlarla eşinin önüne geçmişti.

"Ne derler bilir misin? Birşeyden ne kadar kaçarsan o şey gerçekleşir. ben bu söze hep inanırım sevgilim. hem ağır iş yapıp boy boy çocuğu olan bir sürü insan var. istediğim kadar yatayım tanrı istemedikten sonra yatarkende kaybedebiliriz bebeğimizi." Eşinin dedikleri şeyler Jungkooka mantıklı gelmiş olacaktı ki başını eğmişti.

"Haklısın güzelim." Minik beden eşinin dudaklarına öpücük kondurup geriye çekildi.

"Çok sıkıldım hadi gidelim burdan Jeon." İri beden başını sallayıp ceketini alıp kapının önünde duran eşinin elini tutup dışarı çıktı.

Hesap verebilecek kimse olmadığı için ikili eve gitmek üzere arabalarına bindi.

İkili için zorlu bir dönem başlıyordu fakat sevinçleri bu zorlu dönemi düşünmelerine fırsat vermiyordu.

-

E n d l e s  l o v eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin