19°

507 52 7
                                    

"Bayan Jeonu aramıştım ben." Gözlerini yumarak göz yaşlarının akmasına izin verdi minik beden.

"Kendisi mutfaktaydı bir dakika veriyorum." Jimin her ne kadar karşı tarafın göremeyeceğini bilsede başını sallamıştı.

"Merhaba Jimin. Umarım Jungkookun teklifimi kabul ettiğini söylemek için aramışsındır." Jimin kıkırdadığında bayan Jeonun kasları çatılmıştı.

"Aksine ne kadar kötü bir anne olduğunuzu söylemek için aramıştım bayan Jeon." Taehyung arkadaşının dediği şeye gülmüştü.

"Benim anneliğimi sorgulamak sana mı kaldı?"

"Eğer söz konusu benim eşimse herşeyi sorgulamak bana kalır. Şimdi susun ve beni dinleyin." Elinin altındaki yastığı sıkıp sözlerine devam etti minik beden.

"Size karşı hiçbir zaman saygımı bozmadım fakat artık beni çok kötü şeylere zorluyorsunuz. Geçen gün yaptığınız terbiyesizce şeye sesimi çıkartmadım sırf eşim daha kötü olmasın diye.

Ama siz kendi çocuğunuzun üzülüp üzülmemesini düşünmeden hareket ediyorsunuz. Bana her ne yaparsanız yapın umrumda değil fakat eşimin en ufak bir üzülmesinde karşınızda beni bulursunuz.

Evet önceki terbiyesizliklerinizde sesimi çıkartmadım saygımdan dolayı ama artık herşeyde karşınızda beni bulacaksınız. Ayrıca saygılı biri olarak değil kırıp döken biri olarak bulacaksınız.

Yapacağım şeyleri hayal bile edemezsiniz. Bunu bir uyarı olarak algılayın. Ya kendinize çeki düzen verip Jungkookun karşısına öyle çıkarsınız yada sizi Jungkookun yüzüne hasret bırakırım." Bayan Jeon sinirden köpürsede birşey demeden telefonu kapatmıştı.

Taehyung minik arkadaşının kafasını göğsüne yaslayıp gözyaşları dökmesine izin vermişti. Öyle ya onu çok iyi tanıdığından bu sözleri söylemesini asla beklemiyordu.

O her zaman saygılı ve sevecen birisi olmuştu. Şimdi ise karşısındaki kişiyi tehdit ediyordu. Bu kadarını elbette tahmin etmemişti Taehyung sadece duygularını ifade edip kapatır diye beklemişti.

"Çok iyi konuştun minik kelebeğim." Saçları arasına öpücük kondurup elinden tutarak ayağa kaldırdı arkadaşını. "Ama artık ağlamak yok eminim hatasını anlamıştır. Şimdi gel beraber yemek yapalım."

"Yüzümü yıkayıp geliyorum." Geldiği banyoda gözlerinin haline baktı Jimin. Kıpkırmızı olmuşlardı ve umuyordu ki eşi gelmeden düzelirdi.

-

İkili sofraya son dokunuşlarını yapmış ve çalan kapıyı açmaya gitmişlerdi. Neden beraber hareket ettikleri hakkında bir fikirleri yoktu.

Gelen kişinin Yoongi olduğunu görünce Jiminin suratı asılmıştı. O eşini bekliyordu.

"Hayırdır Jimin bey beni gördüğüne pek sevinmedin sanırım?" Jimin karşısındaki bedene omuz silkip tekrardan salona adımladı.

"Kocamı beklerken seni gördüğüm için suratım asıldı hyung. Senden önce gelir diye düşünmüştüm." Tam Yoongi Jimine cevap verecekti ki çalan kapıyla minik beden olduğu yerden fırlamıştı.

Sonunda istediği kişiyi görmenin verdiği mutlulukla eşinin boynuna atıldı.

"Güzelim benim." Jungkookta ellerini eşinin beline sarıp boynuna öpücüklerini kondurdu.

"Sarılmanız bittiyse sofraya gelin acıktım ben aşk kuşları." Yoonginin huysuzca söylenmesine ikili kıkırdamıştı.

Birbirlerinden ayrıldıklarında minik beden eşinin dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı.

-

"Hyung gerçekten çok gıcıksın!" Jimin önünden alınan büyük et parçasıyla kaşlarını çatıp elindeki çatal ve bıçağı masaya bırakmış dolan gözleriyle Yoongiye bakmaya başlamıştı.

"Hadi ama bunun için ağlamayacaksın değil mi?" Yoonginin dediği şeyle Jiminin dudakları büzülmüştü.

"Al bebeğim benim etini ye. Ben doydum zaten." Eşinin önüne koyduğu ete parıldayan gözleriyle bakmıştı Jimin fakat sonra omuz silkerek tabağındaki eti tekrar iri bedenin tabağına koydu.

"İstemiyorum." Dolan gözlerinden yaşlar akmaya başlarken Jiminin böyle bir tepki vereceğini düşünmeyen üçlü şaşkınlıkla ona bakıyordu.

"Özür dilerim Jimin. İstersen tekrardan yapabilirim senin için." Yoongi şaşkınlığından kısa zamanda kurtulup konuştuğunda minik beden tekrardan istemiyorum diyerek ağlamasına devam etmişti.

"Güzelim iyi misin?" İri beden eşinin yanaklarını elleri arasına alıp göz yaşlarını silmeye başladı.

Jimin kollarını açmış eşinin onu kucağına almasını istiyordu. İstediği şeyi anlayarak minik bedeni kucağına almıştı Jungkook.

Masada hala tuhaf tuhaf bakan ikiliye dönerek ne olduğunu anlamadığını belirtmiş ve salona gidip eşiyle beraber koltuğa oturmuştu.

Anlaşılan Jiminle konuşmak için ağlamasının bitmesini bekleyecekti.

-

E n d l e s  l o v eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin