"Bu kız kim anne?" Oğlunun sorduğu soruyla bayan Jeonun gülümsemesi büyümüştü.
"Baktım ki Jiminle çocuk yapamıyorsunuz bende sana bu kızı buldum. Eminim ki bana çok güzel torunlar vereceksiniz beraber." Jimin bayan Jeonun dediği şeyle ikinci kez şok olurken gözlerini gülümseyerek tanışmak amacıyla elini eşine uzatan kıza çevirdi.
Fakat birden karnına kitlenen sancı yüzünden iki büklüm olmuştu.
"Bebeğim! İyi misin?" Jungkook endişeyle eşinin yanına gelip kucakladığı gibi salondaki koltuklara oturmuştu.
"İ-iyiyim." Sözlerinin aksine yüzü bembeyaz olan Jimin karın sancısını sinirdendir diye düşünüyordu.
Eşinin başka bir kadınla beraber olma düşüncesi onun canını yakmaya yetmişti.
Kafasını çevirdiği gibi salonun girişinde duran bedenlerle derin bir nefes aldı.
"Emin misin güzelim? Yüzün bembeyaz." Jungkook eşinin saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalışıyordu.
Çok garip bir olayın içerisindelerdi.
"Birşeyi yok baksana ilgi çekmek için yapıyor." İri beden annesinin dedikleriyle derin bir nefes alıp ayağa kalktı.
"Sizden utanıyorum." Gözleri dolu dolu annesinin dibine kadar girmişti.
"Senin bu yaptığın ne? Sen bu kızı getirdin diye onunla yatıp çocuk yapacağımı mı düşündün?" Bu sefer gözlerini kıza çevirmişti.
"Peki senin gururun yok mu? Evli bir insanın evine gelip onun yatağına girmek için kaç saatlik yoldan geldin." Olanlara inanamıyormuş gibi başını sağa sola sallayarak babasına baktı.
"Peki sen baba? Anneme dur diyemedin mi?" Gözlerinden akan yaşlara inat gülümsemişti.
"Gerçekten insan ailesini seçemiyormuş. Bir yandan Jiminin ailesine bakıyorum. Benimle oyun oynayan bir baba, bana güzel yemekler yapıp karnım şişene kadar zorla yediren bir anne, benimle şakalaşan bir kardeşi var." Gözyaşları çoğalırken Jimin oturduğu yerden kalkarak eşine destek olmak için ellerini tuttu.
"Diğer yandan size bakıyorum. Eve geldiğinde demediğini,etmediğini bırakmayan bir anne, suratı her ne kadar gülsede Jimine güzel davranmayan bir baba. Ve şimdi bu iki kişi kapıma başka bir kız getirmiş çocuk yap diyor." Tuttuğu eli sıkmıştı Jimin.
"Lütfen gidin evimden daha fazla sizi görmek istemiyorum." Jungkook kapıyı açarak anne ve babasının çıkmasını beklemişti.
"Ama oğlu-" bayan Jeon konuşacakken cümlesini bölen Jungkookla hiç düşünmeden evden çıkmışlardı.
"ÇIKIN DEDİM EVİMDEN!" her ne kadar sinirini belli etmek istemesede artık dayanamamış ve sesini yükseltmişti iri beden.
Arkalarından kapıyı sertçe kapatıp yere çökmüş ve hıçkırarak ağlamaya devam etmişti.
"NEDEN JİMİN NEDEN BÖYLE YAPIYORLAR NE YAPTIM BEN ONLARA!" Jimin yere çöken eşi gibi çökmüş eşinin yüzünü elleri arasına almıştı.
"Neden böyle yaptıklarını gerçekten bilmiyorum ama senin hiç birşey yapmadığını biliyorum bebeğim." Ellerinin arasındaki yüzü göğsüne gömüp saçlarını okşamaya başladı.
"Lütfen ağlama bebeğim. Seni seviyorum, seni çok seviyorum" iri bedeni sakinleştirmek adına onu sevdiğini söylemekten başka birşey gelmiyordu elinden.
"Sadece seni çok sevsinler istedim, senin ailen bana nasıl davranıyorlarsa onlarda sana öyle davransın istedim. Çok mu şey istemişim Jimin?" Minik beden eşinin ağlamasını durdurmuştu fakat düşüncelerini önleyemezdi.
"Hayır bebeğim sen çok şey istemedin. Beni sevmemeleri yada bana benim ailem gibi davranmamaları artık sorun değil yemin ederim. Sen yeterki bir daha öyle ağlama lütfen." Jungkook başını sallayarak alnını eşinin alnına yasladı.
"Seni herşeyden çok seviyorum."
O gece yatağa girene kadar ve girdikten sonra defalarca kez birbirlerini ne kadar çok sevdiklerinden bahsettiler.
Düşüncelerden uzaklaşmak ister gibiydiler.
-