Herkese merhaba tekrar. Yeni bölüm sizlerle. oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. <3
12.BÖLÜM
SESSİZLİK
"Seni anlıyorum" diyen insanlara William Shakespeare şöyle cevap veriyor: "Hissedemediğin bir şeyi anlayamasın."
ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI
İFADE VERENİN:
Adı ve Soyadı: Engin Aslan
Nüfusa Kayıtlı Oldu yer: İstanbul
İfadenin Alındığı Tarih: 28/05/2019
İDİl: Hoş geldiniz Engin Bey. Size bir takım sorular soracağız ve bu sorulara dürüstlükle cevap vereceğinizi düşünüyorum.
ENGİN: Hoş buldum Komiserim. Dürüst olacağımdan emin olabilirsiniz.
İDİL: Engin Bey dün saat kaçta yurt dışına gitmiştiniz?
ENGİN: 14.00 civarı olması lazım.
İDİL: Peki Eda ile en son ne zaman görüştünüz.
ENGİN: dünden önceki gün görüşmüştük. Komiserim beni buraya neden çağırdığınızı hala anlamış değilim. Eda'nın başına kötü bir olay mı geldi.
İDİL: Eda Hanım dün evinde saat: 14.30 civarında ölü olarak bulundu.
Söylediğim şeyle Engin Beyin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Dün olanlardan haberinin olmaması çok garipti.
ENGİN: Komiserim siz ne dediğinizin farkında mısınız? Benim dün olanlardan nasıl haberim olmaz, Can bana hiçbir şey söylemedi. Bunu kim yaptıysa onu öldüreceğim!
İDİL: Engin Bey öncelikle sözlerinize dikkat edin. Eda'nın katilini bulmak için elimizden geleni biz yapıyoruz zaten. Sadece bana sorduğum soruların cevabını verin!
Eda Hanım evinde canice öldürülmüş, bunu ona yapan kişi ya onunla düşmandı ya da takıntılı olduğu biriydi.
ENGİN: Siz ne diyorsunuz komiserim. Eda'nın kılına kim zarar vermeye kalkabilir aklım almıyor. O çok güzel, akıllı bir kızdı.
İDİL: Bizde bunu çözmeye çalışıyoruz. Eda hanımla yakınlığınız ne derecedeydi.
ENGİN: Komiserim siz benim ağızımdan ne tür bir cümle almaya çalışıyorsunuz acaba? Eda ile benim yakınlığımla sorduğunuz soruların ne alakası var? Onu ben öldürmedim, bunu asla yapmam. Sorunuza gelirsem de ona çok değer veriyordum ayrıca kardeş gibiydik.
İDİL: Engin Bey beni yanlış anlamayın ama ben size Eda'yı öldürüp öldürmediğinizi sormadım, ben size yakınlık derecenizi sordum. Öyle bir cümle kurmama rağmen kendi kendinize böyle tepki vermeniz garip oldu.
ENGİN: Ne garipliği ya? Doğru düzgün soru sormuyorsunuz ki!
İDİL: Laflarınıza dikkat edin Engin Bey, karakolda olduğunuzu unutuyorsunuz!
ENGİN: Ben daha fazla ifade vermek istemiyorum, görüşmeyi bitirin.
Engin beyin isteği üzerine hızlıca ayağa kalktım ve sorgu odasını terk ettim. Engin Beyin davranışları hiç normal değildi ve sorularıma doğru düzgün cevaplar vermemişti. Bu dava git gide ilginçleşiyor aksine zorlaşıyordu. Artık bu davanın bir çözüme kavuşma zamanı geldi de geçiyordu. Uğraşmam gereken o kadar çok konu vardı ki kendime vakit bile ayıramamıştım. Polis olmanın zorluğu da bu işte. Yani polis olacaklara sesleniyorum bir daha düşünün derim. Şaka bir yana gerçekten de dava dosyalarını en baştan gözden geçirmem gerekiyordu. Engin Beyin verdiği ifade hiçbir işe yaramazdı bu yüzden tekrar ifadesini almamız gerekecekti. Kapının tıklatılıp ardından açılmasıyla kafamı kaldırıp gelen kişiye baktım. "İdilcim duydum da sinirlenmişsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felaketteki Aşk
Teen FictionGenç bir kız, karmakarışık duygular... Huzuru sağlamak için kendi hayatını riske atan insanlar... Heyecan, macera ve tutkulu bir aşk! Gizli, zorlu görevler. Cinayetler ve daha fazlası Bu kitapta. İdil, önce hayatıyla sınanacak ama zaman içinde...