Herkese merhaba tekrar. Yeni bölüm sizlerle. oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. <3
"Cam kırıkları gibidir bazen kelimler; ağızına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır."
OĞUZ ATAY
9. BölümSorumun ardından yaklaşık beş dakika geçmesine rağmen Emre öylece tepkisiz göle bakıyordu. "Emre, sana bir soru sordum cevap vermeyi düşünüyor musun?"
"İdil, ben aslında..." Emre konuşmasına tam başlıyordu ki telefon çalmaya başladı. Zaten ciddi bir konuşma olacağı zaman mutlaka araya girmek zorundaydı. "Benim bu telefonu açmam lazım." diyerek ayağa kalktı. Emre yanımızdan ayrılalı yaklaşık beş dakika olmuştu. Ben Anka ile oyun oynarken Emre yüzünde anlamsız üzgün bir ifadeyle yanımıza geldi. "İyi misin, arayan kimdi?" diyerek merakla sordum. "Bunu söyleyeceğim aklımın ucundan hiç geçmezdi. Sanırım yardımına ihtiyacım var?"
Dağ evinde ki konuşmalardan sonra Emre beni bir çocuk yetimhanesine getirdi. Arabadan Anka ile birlikte inerek etrafı inceledim. Burası şehirden biraz uzakta kocaman bir çocuk yetimhanesiydi. Etrafta her yaş gurubundan çocuk vardı. Emre'ye dönerek. "Neden buraya geldik ve hangi konuda yardım edeceğim?" bana gülerek cevap verdi: "Çok soru soruyorsun İdil. Hatırlarsan seninle ilk tanıştığımızda üç kural sıraladım. Bunların ikincisi neydi hatırlıyor musun?" ona göz devirerek cevap verdim: "Çok fazla soru sormak yok ben ne dediysem o, fakat senin o aptal kurallarına üç haftadır uymadığım gibi şu anda da uymayacağım. Benden memnun değilsen kendine başka görev arkadaşı bul, o kuralları da bulduğun kişiye anlatırsın artık."
"Biraz kabuğumdan çekilip yumuşamış olmam kuralları ihlal edebileceğin anlamına gelmiyor. Seni buraya getirmemin bir nedeni var. Sus ve beni takip et." Ona göz devirdim. "Azıcık değişebileceğini düşünmem saçmalık zaten. Sen kaba, duygusuz, sinirli, hırçın, bencil herifin tekisin Emre Yalçın!" Arkasından bağırırken beni hiç umursamadı. Ne kuralmış arkadaş, keşke kâğıt imzalatsaydı bana. Emre beni hiç takmadan yürümeye devam etti. Yetimhanenin İçine girdiğimizde bizi Yetimhane müdiresi karşıladı. "Hoş geldiniz Emre Bey. Sizi yeniden görmek çok güzel." Sanırım Emre buraya daha önceden de gelmişti. Buraya gelme nedenimizi hala çözemesem de onları dinlemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felaketteki Aşk
Novela JuvenilGenç bir kız, karmakarışık duygular... Huzuru sağlamak için kendi hayatını riske atan insanlar... Heyecan, macera ve tutkulu bir aşk! Gizli, zorlu görevler. Cinayetler ve daha fazlası Bu kitapta. İdil, önce hayatıyla sınanacak ama zaman içinde...