17.BÖLÜM: YÜZLEŞME

12 6 4
                                    

Herkese merhaba tekrar. Yeni bölüm sizlerle. oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. <3

"Ben çok taşa güle karşılık verdim, çok şeyi affettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ben çok taşa güle karşılık verdim, çok şeyi affettim. Ama anladım ki ne yaparsan yap sonunda çaban inkâr ediliyor. Güzelliği sadece görmek isteyen görüyor, gönlüyle bakmayan çabana kör kalıyor."


17.BÖLÜM: YÜZLEŞME

"Yaşamınız, hayatınız boyunca sizi değiştirmeye çalışan insanları dinlemeyin çünkü sizi, yaşamınızı veya hayatınızı onlar değil siz yönetir ve değiştirirsiniz. Aynı şekilde geleceğinizde."

22.07.2007 Bu günden 12 yıl önce...

SEMA YILMAZ...

"Annecim ben Sinan ile bahçede oyun oynamaya gidebilir miyim?" Diye sordu İdil. "Tabi ki güzel kızım. Dikkatli ol!" İdil şu an on yaşındaydı. Masum ve saf bir o kadar da zeki bir çocuktu. Mutfağı toplamayı bitirdiğimde Ahmet'e bakmak için çalışma odasına ilerledim. Sesli bir şekilde birisi ile konuşuyordu. Kapıya biraz daha yaklaşarak dinlemeye başladım. "Tamam diyorum ya! Bak Nazan karımın senle olan birlikteliğimi anlamaması lazım." Duyduğum cümle ile olduğum yerde kala kaldım. Nazan denilen kadını tanıyordum. Kendisi Ahmet'in asistanıydı ve beni onunla aldatıyordu. Kapı açıldığında Ahmet bana bakıyordu. "Karıcım bir şey mi oldu?" Diye sordu. "Hayır, ne yapıyorsun diye bakmaya gelmiştim. İdil dışarı çıktı, bende üst kata gidip çalışacağım." Diyerek oradan ayrıldım. Duyduklarıma hala inanamıyordum. Bu gerçek olamazdı. Ahmet beni aldatıyor olamazdı. Oysaki bunca yıllık evliliğimiz yalanmış. Peki, bu durumu İdile nasıl açıklayacaktım. Düşüncelerimden kurtulduğumda kafamı kaldırıp saate baktım. Neredeyse akşam olmuştu. İdili çağırmak için aşağı kata indim. Dışarı çıktığımda Sinan ve İdil bahçedelerdi. İkisi o kadar iyi arkadaşlardı ki, görenler onları ikiz kardeş zannediyorlardı. "İdil kızım hadi eve gel artık." Diye seslendim ona. Sinan'la vedalaşıp koşarak yanıma geldi. Beraber içeri geçtik İdil koşarak merdivenlerden çıkmaya başladı bende onun beşinden çıkıyordum. İdilin pijamalarını giyerken bende yatağına oturdum. "İdil'im, güzel kızım. Ben yarın bir iş için şehir dışına gitmem gerekiyor, babanda benimle gelecek." Yanıma gelerek oturdu ve bana sıkıca sarıldı. İstemsizce gözlerim dolmuştu. "Sen hiç merak etme annecim. Evin kontrolü bende olacak. Sende dikkatli git ve çabuk dön olur mu?" Saçlarından öpüp kokusunu içime çektim. "Sen hiç merak etme güzel kızım."


23.07.2007 Sema Yılmazın kaza geçirdiği günün akşamı...

Ertesi akşam iş gezisi için hazırlanmıştım. En yakın arkadaşım olan ve aynı işi yaptığım Ceren ile gidecektim. Koltukta yatan Ahmet'e baktım. Sabahtan beri yatıyordu. "Ahmet, neyin var? Kalkıp hazırlan hadi." Diye söylendim. "Biraz halsizim. Sen git ben gelemeyeceğim. Beni merak etme İdil bakar babasına." Yanına giderek elimi alnına yasladım. Ateşi yoktu. "İyi peki, bir şey olursa beni arayıp haber verirsin." İdil ve Ahmet ile vedalaşmanın ardından evden ayrıldım. Önce Cereni almaya gittim daha sonrasında yola çıktık. "Ceren, benim sana bir şey söylemem gerekiyor." Dedim birden bire. "Ahmet..."

Felaketteki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin