1.BÖLÜM: GİZLİ GÖREV

246 23 37
                                    

Yeniden herkese merhaba. Umarım kitabımı beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.






GÜNÜMÜZ

12 MAYIS 2019

"İdil hadi kalk kızım! Kime diyorum ben hadi kalk... İdiiiil!"

Teyzemin aşağı kattan gelen sesi ile uyanmak zorunda kaldım.

Yatağımdan isteksiz bir şekilde kalktım. Banyoma doğru ilerledim. Ilık bir duş alıp banyodan çıktım. Bugün hava sıcaktı. Ben de üstüme beyaz bir t-shirt altıma ise çok açık olmayan mavi bir kot giydim. Saçımı atkuyruğu yapıp odamdan çıktım. Merdivenden inerken mutfaktan gelen patatesli omlet kokusu midemin guruldatmıştı. Teyzem beni gördüğünde söylenir gibi konuşmaya başladı.

"Günaydın uyuyan güzel. Hiç kalkmasaydın bari... Neyse hadi otur sana patatesli omlet yaptım."

Derin bir nefes alarak cevap verdim: "Sana da günaydın teyze. Hem niye kızıyorsun ki dün biraz geç yattım sabahta uyanamadım işte."

Anında cevap verdi: "Dün geceye kadar şu yeni görev hakkında kafa yorarsan tabi uyanamazsın."

Oflayarak cevap verdim: "Teyze bu görev hem zor hem de çok önemli. Bugün eve geç gelebilirim."

Teyzem umursamaz bir tavırla cevap verdi: "Tamam ne yapıyorsan yap."

Omletim bitince teyzeme teşekkür edip yanağından öptüm.

Yukarı çıkıp dolaptan ceketimi aldım. Aşağı inip teyzemle vedalaştıktan sonra arabama bindim. Yeni görevimin tam olarak nasıl, nerede ve kiminle olacağını bilmiyordum. Tek bildiğim çok gizli, zor bir görevde profesyonel kişilerle çalışacağımdı. Dün Murat Abi, bana görevde çalışacağım kişilerin bulunduğu konumu attı. Telefonumu sabitleyip yola çıktım. Konumun bulunduğu yer İstanbul'un şehir merkezinden biraz uzakta, dağlık bir yerdeydi. Arabadan indiğimde, karşımda duran iki katlı küçük eve baktım. Evin ön bahçesi gayet geniş ve büyük bir yerdi. Birkaç tane meyve ağacı, iki ağacın arasına bağlanmış bir hamak ve ufak bir çardak vardı. Kapıya vardığımda derin bir nefes alıp zile bastım. Kapıyı açan kişi uzun boylu, koyu sarı saçlı ve 20'li yaşlarda

olduğunu tahmin ettiğim bir adamdı. Ona gülümseyerek konuşmaya başladım.

"Merhaba ben İdil."

Benim gibi oda gülümseyerek cevap verdi: "Merhaba İdil sen şu gizli görev için gelen kız olmalısın."

"Evet." diye cevap verdim.

"Hoş geldin benim ismim Anıl."

Uzattığı elini sıktım ve içeri girmem için bana yol verdi. İçeriye girdiğimde dışarıdan göründüğü kadar küçük değil aksine geniş ve ferah bir evle karşılaştım. Evin kapısından girince hemen yanında salon onun yanında salona bağlı bir mutfak vardı. Evden içeri adım atar atmaz hemen karşıda ikinci kata çıkan bir merdiven göze çarpıyordu. Merdivenin yanında üç tane oda vardı. Ev gayet tatlı ve güzeldi.

Anıl ile beraber salona ilerledik. Salondan içeri girdiğim zaman içeride L koltukta oturan iki kişi vardı. Anıl bana bakarak konuşmaya başladı.

"İdil bu arkadaşlarım Ceyda ve Serkan."

Onlara el sallayarak selam verdim. Anıl konuşmasına devam etti... "Arkadaşlar bu da İdil bizimle beraber görevde çalışacak."

Serkan yanıma gelip elini uzattı. Gülümseyerek..."Selam İdil aramıza hoş geldin."

Uzattığı elini sıkarak teşekkür ettim. Ceyda yanıma gelmeyerek uzaktan bana el salladı. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim. Anıl bana bakarak kaldığı yerden konuşmaya devam etti..."İdil bizimle tanıştığına göre tanışman gereken bir kişi kaldı. Onu da akşam görmen gerekiyor kendisi şuan burada değil."

Gülümseyerek cevap verdim: "Hiç sorun değil ben beklerim."

Anıl çok tatlı ve samimi birisiydi. Ceyda da tatlı bir kızdı. Serkan da Anıl gibi iyi birisiydi.

Bu tatlı sohbetimizi bölen telefonuma baktım arayan elbette ki teyzemdi. Onlardan izin alıp mutfağa gittim.

"Kızım İdil nasılsın? Seni merak ettim bir arayım dedim."

"İyiyim teyze merak etme çalışıyorum."

"Bir de bu gün eve geceye doğru geleceğim sanırım. İşlerim biraz uzadı."

"Tamam tatlım sen bak işine. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum." diyerek telefonu kapattım.

Tekrar içeri döndüğümde salonda kimsenin olmadığını gördüm. Koltuğa oturup telefonumdan İpek'e mesaj attım.

İDİL: "İpek nasılsın?" Anında İpek'ten cevap geldi.

İPEK ♥: "İyiyim bebeğim çalışıyorum. Sen nasılsın?"

İDİL: "Bende iyiyim çalışıyorum. Seni merak ettim dün sesin biraz kötü geliyordu. Şimdi daha iyi misin?"

İPEK ♥: "Dün biraz boğazım ağrıyordu. Şimdi daha iyiyim. Özledim seni. Yarın gel de yüzünü göreyim."

İDİL: "İyi olmana sevindim. ☺ Yarın sabah yanına gelirim. Oradan da işe giderim."

İPEK ♥:"Olur. Şimdi benim müşterim geldi. Sonra konuşalım. Seni seviyorum. ♥"

İDİL: "Bende seni seviyorum.♥ Görüşürüz."

Telefonu kapatıp çantama koydum. Anıl'ı aramak için ayağa kalktım.

Benim aramama gerek kalmadan salon kapısından içeri girdi. Gülümseyerek konuşmaya başladı: "Birazdan Emre gelir. O gelince sana görev hakkında bilgi vereceğiz." Kafamı sallayarak yerime geri oturdum. Birkaç dakikanın sonunda kapıdan adının Emre olduğunu düşündüğüm uzun boylu, esmer bir adam girdi. Anıl ona selam vererek bir şeyler söyledi. Emre kafasını benim olduğum tarafa çevirip bana baktı. Kafasını hafifçe sallayarak Anıl'ın söylediklerini onayladı. Tekrar kafasını Anıl'a çevirip bir şeyler söyledikten sonra üst kata çıktı. Anıl; Serkan ve Ceyda'yı yanına çağırıp benim oturduğum koltuğa doğru geldiler. Emre üstünü değiştirmiş bir şekilde salondan içeri girdi. L koltuğun karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Anıl hemen konuya girdi: "Emre bu idil... Bizimle birlikte görevde çalışacak olan kız... İdil, bu da Emre bizim görevdeki kaptanımız. Tanıştığınıza göre sana görevden bahsedelim değil mi Emre?"

Emre kafa sallayarak konuşmaya başladı: "Bu görev hepimiz için çok zor olacak." Derin bir nefes alıp devam etti... "Bu görevdeki adamlar çok profesyonel, birden fazla suç işlemiş ve her zaman kaçmayı başarmışlar."

Emre'nin sözünü keserek, " Peki, kaç kişiler? " diye sordum. Anıl hiç bekletmeden bana cevap verdi: "İki kişi olduklarını düşünüyoruz."

Anıl'ın cevabının ardından Emre'ye bakarak diğer sorumu sordum. "Bunca zaman hangi suçları işlemişler, ne yapmışlar?"

Emre'de aynı şekilde bana bakarak soruma cevap verdi: "İlk önce kaçakçılıkla başlamışlar. Daha sonra alkol, tütün, cinsel ilaçlar da dâhil olmak üzere pahalı ilaçların hem satışını yapmış hem de kullanmışlar. Daha sonra organize suç, silah ve mühimmat kaçakçılığı yapmışlar."

Kafamı sallayarak Emre'nin söylediklerini onayladım ve bir soru daha sordum: "Siz ne iş yapıyorsunuz, Göreviniz ne? "

Serkan herkesten önce soruma cevap verdi: "Benim işim hackerlik yapmak. Anıl'ın işi ise silah, araba gibi şeyleri ayarlamak. Ceyda'nın işi aslında polislik değil. Ceyda'nın asıl işi ajanlık. Genelde yurt dışına çalışmaya gider. Bu yüzden bu görevde bizimle çalışmayacak. Emre'de senin gibi sivil polis ve bize liderlik ediyor. Başka sorun var mı ?"

"Hayır." diyerek cevap verdim. Bu görevde çalışacağım insanlar iyi insanlardı. Ama bu görev nasıl sonlanacaktı, nasıl şeylerle karşılaşacaktık, kimdi bu kötü insanlar?

Aklımdaki soruları bir kenara atıp yeni göreve odaklanmalıydım.

Felaketteki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin