4. Bölüm ❄️

54.6K 3K 448
                                    

Medyada Berfu'nun motoru ve bölümde geçen şarkı "Bilir o beni" var.
Keyifli okumalar...

4. Bölüm:
"Başarmak zordur, kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Unutma, yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir." - Dan Brow

❄️

    Bazı zamanlar vardır, iyi ki dersin. Ve çoğu zamanlar vardır, neden ben dersin...

    Sanırım ben, daha çok ikinci cümleyi kullanan insanlardanım. Daha önce size bahsetmiştim, Mert'e olan çocukluk aşkımı. O kadar saf ve temizdi ki, bunca zaman bunu bozmaya kıyamadım. Elime fırsatlar geçmedi mi? Geçti. Beni güzel bulanda oldu, benim yakışıklı bulduğumda. Aynı ortamda bulunmaktan zevk aldığım insanlarda oldu ama ben bu içimdeki "karşılıksız" aşktan vazgeçmedim.

Şimdi pişman mıyım?

    Pişman değilim demek isterdim size, ama fazlasıyla pişmanım. Her şeyi gözümde büyütmüşüm. Hatta saçma sapan hayallerimi ve Umutlarımı da. Hata bende zaten, adam neden en yakın arkadaşlarının kardeşine, kendi kardeşinin en yakın arkadaşına, komşu kızına o gözle baksın ki!

Onu her gördüğümde minicik kalbimin pır pır ettiğini hatırlıyorum. Arkadaşlarıyla mahallede maç yaparken her zaman izlemeye gider, sadece ona tezahürat yapardım. Bakkaldan çikolata alırken hep ona da alır, belli olmasın diye abilerime ve Nil'e de almak zorunda kalırdım. Sonra da eve gidince tüm paramı harcadığım için anne terliğiyle defalarca kez tanışırdım.

Odamdaki tek ışık, ay ışığının yalnızlığıma vurduğu ışıktı. Penceremin altında duvara yaslanmış, kulaklığımdan Pinhani'nin Bilir o beni şarkısını dinliyorum. Ne ironik ama, o beni asla bilmiyor. Hıçkırıklarımın arasından, sever o beni kısmına geldiğimde gözlerimden daha fazla yaş süzüldü. O beni sevmez ki, o artık başkasını seviyor. Belki de çok uzun zamandır başkasını seviyordu da benim daha yeni haberim oldu. Bu hikayede tek yorgun olan da benim, tek üzgün olan da benim ne yazdık ki.

Yarın mesai oluşunun gerçekliği suratıma acı bir şekilde çarpınca gözlerimdeki yaşı sildikten sonra, kuvvetli bir şekilde akşamdan beri bitmeye yüz tutmuş tuvalet kağıdının bir parçasına burnumdakileri boşalttım. Beynimdekileri boşalttım da denebilir. Arkadaş, sadece ben mi böyle ağlayınca salya sümük oluyorum acaba? Filmlerde, dizilerde insanlar ağlayınca havalı havalı gözlerinden yaşlar süzülür. Hafif burunlarının ve yanaklarının kızarması onlara tatlı bir hava verir. Bir de bana bakın, resmen Şam şeytanına dönüşüyorum.

Perdeleri çektikten sonra yatağıma uzandım ve dakikalar boyunca sağa sola dönmem, ardından Mert'i aklımdan çıkartmak için verdiğim tüm çabalardan sonra uykuya dalabildim...

Keşke bu gece Mert'i rüyamda görmesem...

Keşke onu bir daha görmek zorunda kalmasam...

Görmesem iyi olur muyum acaba?

....

Emniyet binasının otoparkına ailemden doğum günü hediyesi olarak topladığım paralar ve kendi biriktirdiğim paraların birleşmesiyle aldığım siyah, Kawasaki H2 marka motorumu park edip, kaskımı çıkarttıktan sonra annemden aldığım çilek sarısı saçlarımı ellerimle karıştırdım. Komiser yardımcısı olmanın en büyük artılarından biri istediğin kıyafeti giyebiliyor olman sanırım. Bugün siyah bir kot, siyah bir tişört ve üzerine siyah, üzerinde değişik armalar olan deri bir ceket giydim ve ayakkabılarım tabi ki siyah, bilekten converse. İstediğin kıyafet dediğime bakmayın, benim tüm kıyafetlerim siyah. Ayrıca şu otoparka, şu havalı girişi yaparak girmeye bayılıyorum. Çoğu erkeğin gözleri hayranlıkla bana dönerken, çoğu kadının gözleri de hafif kıskançlıkla dönüyordu. Normalde pek dikkat çekmeyi seven bir insan değilimdir ama motorum söz konusu olduğunda işler değişiyor.

RUH YANMASI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin