29. Bölüm 〽️

30.8K 1.7K 226
                                    

29. Bölüm:

Hani hayatta bazı anlar vardır ya, asla olmamasını dilediğiniz. Ya da gelecek felaketi hissettiğiniz ama müdahale etmek için hiç bir şey yapamadığınız anlar. İşte ben o anlardan birindeyim. Şu an bu uzun, ince toprak yolda, yanımda sevdiğim kızla birlikte o anlardan birine gidiyorum. Kötüyü çağırmak istemiyorum. Belki de hiç bir şey olmayacak. Belki de Berfu tereyağından kıl çeker gibi bu operasyondan çıkacak. Belki de bu operasyondan sonra Berfu'ya aklımdaki soruyu sorabilirim.

Benimle evlenir misin Berfu? Benimle birlikte küçük, sıcak bir yuva kurmak ister misin? Yaşlılıktan burnumun ucunu göremeyene kadar benimle olur musun?

Bunlar gibi sormak istediğim tonlarca soru var aklımda. Ama hepsi de aynı kapıya çıkıyor. Ömürlerimizi birleştirmeye. Kabul eder mi? Bence eder. O da en az benim onu sevdiğim kadar beni seviyor. Bunu gözlerinde, ruhunda görebiliyorum.

Yanımdaki başını cama yaslamış kara kara düşünen Berfu'ya kaçamak bir bakış attım. Fazlasıyla stresliydi. Gerçi bende de durum pek farklı değildi ama onu daha fazla germemek adına tavırlarımın rahat olmasına dikkat ediyordum. Gözlerim direksiyonu sıkmaktan beyazlaşan eklemlerime takıldığında hemen tutuşumu gevşettim.

20 dakikalık yolculuğumuz bittiğinde sonunda güvenli eve gelmiştik. Burada hazırlanacak ve peş peşe otele gidecektik. Konuşmadan arabadan indikten sonra Berfu'nunda peşimden geldiğini duymuştum. Konuşmuyorum çünkü eğer konuşursam gerginliğim sesimin titremesinden anlaşılabilirdi. Kapıyı şifremiz olan 3 tıklatmayla çaldıktan sonra çok geçmeden kapıyı Ahmet açtı. Gevşek Ahmet, ben kısaca ona öyle diyorum. O kadar rahat tavırları var ki, insanı çileden çıkartır.

"Geldiniz mi?" diye gereksiz bir soru yönelttikten sonra "Hadi geçin içeri" diye bizi içeri davet etti gevşet Ahmet. Sen bizi davet etmesen acaba biz ne yapardık bu karda, kışta, kıyamette, sokaklarda? Allah'ın gereksiz, gevşek Ahmet'i.

İçeri girdiğimizde Berfu'nun, Zeynep ve Hatice'yi görmesiyle biraz rahatladığını fark ettim. Kız dayanışması gibi bir şey sanırım. Ama kıskanmadım desem yalan olur. Sanki şu kıskanma işini biraz abartıyorum değil mi ?

"Eşyaların arka taraftaki oda da. Ne zaman istersen hazırlanabilirsin. Mert komiserim sizin eşyalarınız da o oda da." Zeynep bana imalı bir şekilde bakınca anladım ki ikimizin eşyalarını kasıtlı bir şekilde aynı odaya koymuşlardı. Ulan herkes her şeyi öğrenmiş de, resmen en sona Berfu kalmış. Şaka gibi.

Berfu odaya gittikten sonra Hatice'de saç ve makyajına yardımcı olacağını söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. Zeynep teknik aletlerin olduğu çantayı kontrol ederken de Ahmet sürekli bir elinde sandviç, bir elinde de meyve suyuyla salonda volta atıyordu. Artık onun bu yürüyüşüne dayanamayacağımı ve ağzına bir tane çakacağımı hissettiğim anda Hatice odadan çıktı. Berfu sanırım artık hazırdı. Giyinmek için gittiğimi bahane ederek odaya gittim.

Kapıyı tıklatmamla eş zamanlı içeriden Berfu'nun sesi geldi. "Gel de şu arkamdaki ipleri bağlamama yardım et." Sesi öfkeli geliyordu ama ben onum derdini biliyordum. Böyle süslenmek, elbiseler ve topuklu ayakkabılar giymek hiç onun tarzı değildi.

Arkasına sokulup ellerimi omuzlarına yerleştirdim ve ağır ağır ellerimi bileklerine kadar indirdim. Yumuşacık teni şimdiden buz gibi olmuştu. Eğilip boyun girintisinden ten kokusunu iliklerime kadar çektikten sonra "Tabi ki." diye boynuna doğru mırıldandım. Büyük ellerim ince belini bulduğunda ipleri büyük bir özenle bağladım ve kollarımı beline sardım. Ben anın etkisiyle kendimden nasıl geçtiysem Berfu da geçmişti çünkü başı omzuma düşmüştü.

RUH YANMASI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin