003

280 25 44
                                    

3 Mart 20**
Tarafsız Bölge Binası, Lefkoşa, Kıbrıs Adası

Kuzey Kıbrıs, üzerinde ki siyah eteği eli ile bir silkeledi. Daha sonra da beyaz gömleğinin yakalarını düzeltti. Derin bir nefes çekti. İçeri de kendisinden 2 ilâ 3 yaş büyük olan Güney Kıbrıs vardı. O 15 yaşlarında olduğuna göre kendisi de 12-13 yaşlarındaydı.

Kapının kolunu tutarak aşağıya indirdi ve kapıyı açtı.

Güney Kıbrıs, elinde ki telefondan yüzünü kapıya doğru çevirdi. Sonunda bıkkınla elinde ki telefonu bıraktı. Beklemekten sıkılmıştı.

"Herneyse- başkentime hoşgeldin Güney." diyerek toplantı masasına doğru ilerledi. Ardından Güney'in karşısına sandalyesini çekip oturdu. Bir an bunu bitirip gitmek istiyordu.

"Bir şey diyecektim ama konuyu daha fazla uzatmayacağım-"

"Sen nasıl istersen." dedi ve yanında getirdiği açık kahverengi dosyayı önüne koydu.

Karşısındakine gıcık olsa da, onun tesislerine tekmeler geçirmek istese de saygı ve edepten yapamazdı. Bu isteğini kesinlikle 'Ölmeden önce yapılması gerekenler' listesine geçirdi.

Güney, önüne gelen belgeleri açarak ekonomik ve mali raporlara baktı. Grafikler durumu pekte iyi göstermiyordu. Genel olarak hazırlanmış bu dosya ikisi için de iki ucu boklu değnek olduğu çok belliydi.

Güney, adlandıramadığı duygular ile yüzünü astı. Canı sıkılmıştı. Göz ucu ile karşısında ki kendisinden bir kaç yaş küçük kıza baktı. Kaşlarını çatmış, elinde ki telefondan mesaj yazıyordu.

"Şu anda bir toplantı da olduğumuzu sana hatırlatmalı mıyım?"

"Hayır?" dedi ama gözlerini telefondan ayırmamıştı.

"Lütfen kapatır mısın şu telefonu! Rahatsız oluyorum." diyerek şikayetini yeniledi.

"Birazcık sabırlı olmayı öğrenmen lazım!" diyip bir kaç saniye daha baktıktan sonra telefonunu kapatıp masaya bıraktı.
"Eeeee- ne düşünüyorsun?" diyerek gözleri ile açık duran dosyayı gösterdi.

"İkimizin geneli buysa gerçekten de çok kötü, bir şeyler yapmamız lazım!"

"Evet, bende öyle demiştim bir kaç ay önce ama sen kanıt diye tutturduğun için-" bunları söylerken dirseklerini masaya yaslamıştı.

"Yanlız, böyle büyük bir işi de kanıt olarak başlanılmaz. Hem bunun daha hükümete bildirmesi var!"

"Hükümetlerin durumlardan, durumlarımız dan habersiz olduğuna mı inanıyorsun! Sana tavsiyem hayal dünyasından uyanmak olur Güney!"

"Bunun için beni suçlayamazsın, yazılı bir belge istedim sadece o kadar!"

"Bu belgenin kaç aydır hazır olduğunu sen biliyor musun sen! Her ay resmen verileri yeniledim ve gittikçe daha da düştük! Ve sen ne yaptın?! Benim sana bildirmemin üzerinden 3 Ay 2 Hafta 5 Gün sonra bana geri dönüş yaptın! Sen benim ne olduğumu zannediyorsun, salak filan mı!"

"O kadar olmuş mu ki-"

"Tabiki de o kadar oldu, erken önlem almamız gerekirken sürekli sen erteledin!"

"Benim ertelemem senin bunu tek başına yapamayacağın anlamına gelmiyor ama?" diyerek tek kaşını kaldırdı.

"Mankafa! Başkentlerimiz aynı! İkimiz de bu toprakların iki ülkesiyiz! Sen benden habersiz bir bok yapsan bende sorun çıkıyor, ben senden habersiz iş yapsam sende sorun çıkıyor. Bu sorunu en başta çözmek varken neden süründüreyim ki?!"

ILUÇJ || Countryhumans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin