005

223 22 33
                                    

Başkanlık Konutu, Bakû
Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 

"Pekala Mustafa Abi, dediğim gibi saat sabah 9'da burada olursan çok sevinirim."

"Merak etme yavrum o iş bende diyerek.. " en sonunda sürücü koltuğunun kısmında bulunan camı kapatarak kontağı çalıştırdı, bir kaç saniye sonra da gaza basarak uzaklaşmaya başladı.

Azerbaycan, arabanın görüş alanından kaybolmasına kadar arkadan izledi. Daha sonra da başını yukarıya kaldırdı. Saat gece 1'i geçtiği halde hava kapalıydı, belki de sabaha yağmur yağacaktı..

Daha sonra arkasında ki cam kaplı, onlarca katlara sahip gökdelene baktı. Sokak ışıklarının etkisi ile bina sanki parlıyormuş gibi bir görünüm veriyordu insana..

Ellerini pantalonun cebine atarak ilerlemeye başladı, bir yandan ise siyah gömleğinin yakalarını düzeltiyordu, üzerinde ki siyah ceketi de bir kaç kere silkeleyerek içeri girdi.

Danışma da bulunan erkek çalışan kendisini görür görmez ayağa kalktı.

"Hoşgeldiniz,efendim."

"Hoşbuldum, beni soran olursa ofisim de olacağım. Bir de sana zahmet bir sade türk kahvesini odama gönderirsiniz." diyerek asansörlerin bulunduğu kısma doğru yürümeye başladı.

Bir kaç dakika sonra gelen asansör ile boş olan kabine bindi. Odasının bulunduğu kata basarak kapıların kapanmasını sağladı.

En sonunda asansör kabininden inerek uzun koridorda yürümeye başladı. Odasının önüne geldiği zaman, ceketinin iç cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açtı. Anahtarı tekrar iç cebine koyarak odanın içine girdi. Kapıyı arkasından kapatarak masasına geçmek yerine odasında bulunan kitaplığın oraya gitti..

En üst rafta bulunan kitapları teker teker masasının üzerine olmak şekilin de indirmeye başladı. En son kitabı da üst üste konulmuş kitapların üzerine koyduktan sonra kitaplığı arkasından tutarak çekmeye başladı.. yaklaşık bir 1m ileriye sürdükten sonra duvarda oluşan araya girdi.

Kitaplığın en üstünde ki rafın arkasında bulunan aslanla güneşe baktı.. elini o sembolün üzerine koyarak eline mana aktardı. Sembol parladı ve şekli yavaş yavaş değişmeye başladı. En sonunda şekil 6 adet rakamdan oluşan güncellenmiş şifreye baktı.

"29?...43..89..5 ve 37."

En sonunda rakamları duvarın üzerine yazdıktan sonra sayılar parlamaya başladı. Dörtgen şeklini aldıktan sonra sanki duvarın içine yerleştirilmiş bir kasa varmış gibi dışarıya doğru kapak açıldı..

Azerbaycan, içine baktığı zaman nesillerdir atalarına ait kitabı görmüştü.. kitabı eli ile hissedip aldıktan sonra sihirli bir şekilde gelen duvarda ki kasa kayboldu.. böylece elinde ki kalın kitap ile baş başa kalmıştı.

Sonunda o aradan çıktı ve kolaylıkla kitaplığı geri itti, kitaplığı eskisi gibi yerine oturttuktan sonra masasına doğru ilerledi. Kitabı masaya bıraktı ve tekerlekli sandalyesini odanın kenarına çektikten sonra masa başına geldi.

Üzerinde ki siyah ceketini çıkararak sandalyesine doğru attı. Şimdi üzerinde siyah deri kemer, siyah pantolon ve gömlek vardı. Gömleğin başta bir kaç düğmesini arabadayken açmıştı. Ensesine doğru uzamaya başladığı saçları resmiyet olduğu için enseden bağlamayı denemişti ama bir kaç tutam çıkmıştı bile..

Kitabı sayfalarını çevirerek karıştırmaya başladı. Normal bir kitabın iki katı büyüklüğündeydi. Hemen hemen hepsi Azerbaycan Türkçesi yazılmış olan bu kitapta atalarının bir kere daha dillerine değer verdiğini adı kadar iyi biliyordu.

ILUÇJ || Countryhumans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin