episodio doce

3.2K 587 468
                                    

Medya; Ahora Te Puedes Marchar - Luis Miguel

tahmin edin bu bölüm kimin ağzından?? AYNEN ÖYLE Taehyung Marsilio Konsta Kim Gonzalez'in ağzından. (evet bu tam isimlerini her zaman notlardan kopyalayıp yapıştırıyorum EZBERLEMEK ÇOK ZOR ÇÜNKÜ.)

bu arada ikidir uzun bölümler atıyorum farkındasınız di mi.???😎

Te Aviso, Te Anuncio
bölüm on iki,

Taehyung

Jungkook'la ilk gerçek karşılaşmam ben 14 o ise 12 yaşındayken olmuştu.

Her zamanki günlerimden biriydi. Top peşinde koşuyor, terliyor ve toprak içinde kalıyordum. Bu artık benim için bir hayat düzeni olmuştu. Futbola ne zaman başladığımı bile bilmiyordum. Tek bildiğim bunu sevdiğimdi.

Fakat o gün farklı bir şey oldu. Sadece göz aşinalığı olan bir çocuk aniden elindeki spreyiyle önümde belirmiş, bana saçma şeyler demeye başlamıştı. Yüzüme spreyi sıkması ise farklı bir konuydu.

O günden sonra sadece top peşinde koşturmamıştım. Bu çocuk beni öyle çıldırtıyordu ki neredeyse her hafta onun da peşinden koşturmuştum.

Tam gol atacakken bir anda bağırdığı için sayıları kaçırıyordum. Dinlenmek için oturduğumda onun bitmeyen muhabbetlerini dinlemek zorunda kalıyordum. Arkadaşlarımın zoruyla çıkma teklifini dinlediğim kızın yanından ayrılmak zorunda kalıyordum. (Bunun tek sebebi yine aynı kişi yüzündendi. Çünkü kız bana bir şeyler anlatırken bir anda kızın arkasından beliren ve topumu patlatıyor gibi davranan Jungkook bana başka bir şans bırakmıyordu)

Neredeyse 6 yılım böyle geçmişti. Jungkook'un benimle uğraşmaları ve benim ona sinirlenmemle. Fakat tüm 6 yılımın bir zamanından sonra tuhaf bir şekilde ona alışmaya başlamıştım.

Yanımda yerinde durmayan ve "Futbolista! Futbolista!" diye bağıran bir Jungkook olmadığında tuhaf hissediyordum. Kuaförden çıktığı gibi yanıma gelmesine, bana gününü veyahut koca kadınların dedikodularını anlatmasına alışmıştım.

Bir yerden sonra ona ayak uydurmak sandığımdan daha kolay olmuştu.

Küçüklüğümden beri sahada top oynadığım çocuklar benim için çok da özel bir yere sahip değillerdi. Maç dışı çok konuştuğum bile yoktu. Fakat Jungkook öyle değildi.

Konuşmayı pek sevmezdim fakat onunla konuşmak eğlenceliydi. Davranışları gitgide sinirimi bozmaktan çok beni güldürmeye başlamış ve onsuz geçirdiğim günler bana boş ve sıkıcı gelmeye başlamıştı.

Son 1.5 yıldır ise Jungkook'un ani temasları beni tuhaf hissettiriyordu.

Bunun ne olduğunu bilmiyordum. Her şey bana dans etmem için yalvardığı ve onu susması için duvara çektiğim gün başlamıştı. Kalbim çok hızlıydı. Kalbim, sanki o gün 10 saat antrenman yapmışım kadar hızlıydı ve bakışlarım Jungkook'un yüzünde gezinmeden duramıyordu.

Karnaval günleri ise artık ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. Bir yerden sonra olayları akışına bırakmaya karar vermiştim. Aramızda yaşanan o tuhaf anın bir daha hiç Jungkook tarafından konusu açılmadığı için ise Tanrı'ya şükrediyordum. Çünkü kendime bile bir açıklamam yoktu.

Te Aviso, Te AnuncioHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin