episodio uno

7.3K 750 681
                                    

Medya: Lo Hare Por Ti - Paulina Rubio

MERHAABBAAAAAA💃🏻💃🏻💃🏻💃🏻
kolombiyalı taekookuma hoşgeldiniz 💪🏻
başlamadan önceee fice göre ispanyolca konuşsalarda arada gerçekten ispanyolca kelimeler kullandım. bunun sebebi o havayı vermek istemem. coco animasyonunda yaptıkları gibi düşünebilirsiniz

umarım beğenirsiniz!
iyi okumalar🤎🤎


umarım beğenirsiniz!iyi okumalar🤎🤎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Te Aviso, Te Anuncio
birinci bölüm,

Jungkook
Colombia'

90'ların sonlarında, annemle, onun parlak yeşil kanepesinde oturup, kaçak DVD'lerden izlediğimiz Çirkin Betty ile zaman geçirirdik. Babam ben 3 yaşındayken ara sokakların birinde silahlı saldırıya uğrayıp bu dünyaya veda etmişti ve annem, kendini toparlamakta şaşırtıcı bir şekilde zorlanmamıştı.

Kahverengi saçlarını kafasının tepesinde topuz yapar, Cecilia'nın Yeri'ndeki işine giderdi. Söylediğine göre eve biri para getirmezse sokaklara düşermişiz.

O zamanlar turuncu ve kırmızı renkli bir iş önlüğü vardı. Kıyafetini kendi kafamda birçok kez sıfırdan tasarlamıştım. Şu Cecilia denen kadına bir gün danışmayı bile düşünmüştüm çünkü Tanrı aşkına, kim bu kadar modası geçmiş bir önlük tasarlayabilirdi?

Annemin zaman geçirmem için verdiği kırmızı defteri de bunun için kullanırdım. Delirmiş gibi, sabah akşam bozuk çizimimle kıyafetler çizerdim ve bundan da gereğinden fazla zevk alırdım. Apartmanımızda yaşayan Bay Arango'ya göre 7 yaşlarındaki bir erkek çocuğunun kıyafet tasarlaması doğru bir şey değildi. Bunu ilk duyduğumda anlam verememiştim çünkü annem hiçbir zaman bana böyle bir şey dememişti.

Bay Arango'yu istemeden takmaya başladığımda annem, bunu birkaç gün içinde fark etmişti. Hatırladığım kadarıyla da adama öyle güzel ağzının payını vermişti ki bir daha ağzını açamaz hale gelmişti.

Ben de annemin arkasında elimde defterim ile adama "Gördün mü gününü?" bakışları atmıştım. Sevdiğim şeye laf atılmasını sevmediğimi anladığım bir andı.

Ardından moda ile büyümeye devam ettim. Annem bu çabamı anlamış gibi beni, uzaktan kuzeni olan Alberto'nun yanına, çizim dersi almaya gönderdi ve eski yamuk çizimlerim yerlerini profesyonel çizgilere bıraktı. Bu konuda anneme minnettardım.

Dürüst olmak gerekirse anneme minnettar olmadığım tek konu mobilya zevki olmalıydı. Evimiz büyük değildi, konumu da gürültülü bir yerdi. İçerisi de görüntüsüyle gürültü yapıyordu. Parlak yeşil kanepesi, açık sarı duvarları, belli ki bir ikinci el dükkanından aldığı İran halısı vardı. Mutfak ile salon birleşikti ve inanın bana, salondaki bu karışık renkler mutfakta da yerini koruyordu. Ben doğmadan önce annem bir çılgınlık yapmış olmalı ki tahta tezgahları da pembeye boyamıştı ve şu zamana kadar boya kendini koruyamamıştı bile.

Te Aviso, Te AnuncioHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin