Bogum'u harcamış olacağım diğer bölümlerde.
_
Taehyung, arkadaşlarına selâm vermek için yanımızdan ayrılmıştı. Bogum neyse ki biraz önce düştüğüm o durumdan bahsetmedi. Bana yine insanlara karşı daha sıcakkanlı olmam gerektiği ile ilgili nasihatler vermesinden korkuyordum.
"Kim Taehyung buradaymış, diye duydum." Yoongi söylenirken yanıma oturdu; Yeonjun, Bogum'un yanına, Jimin'in ise başka bir sandalye çekmesi gerekti.
"Ne yani, bu çocuğu hepiniz tanıyor muydunuz?"
Jimin yerleşirken güldü. "Birinci sınıfların, ikinci sınıfların, hatta üçüncü ve dördüncü sınıfların çoğu, o çocuğu tanıyor."
Arkama yaslanıp garip bir içgüdüyle kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Neden?"
"Çok yakışıklı?" Bogum basit düşünmüştü. Bana kalırsa ortalama bir yakışıklılığa sahipti. Ondan rahatsız olduğum için değil, genel olarak etrafımızdaki herkesin zâten eli yüzü düzgün olduğu için böyle düşünüyordum.
"Bizim bölümdeki Jennie o çocuğa takıntılı. Kendisini büyülediğine filan inanıyor." Yeonjun neyse ki benim tarafımdaydı. İkimiz de bu abartıya gözlerimizi devirdik.
"Ben o çocuktan rahatsız oluyorum, bana tehlikeli geliyor. Şu takıldığı tipler filan." Yoongi menüyü incelerken kaşlarını çattı. Taehyung'un kimlerle takıldığını bilmiyordum. Onun kim olduğunu bile bu hafta öğrenmiştim. Ama anlaşılan her hikâyede adı geçen yıldız çocuk olduğunu sanıyorlardı. Bana kalırsa gökyüzündeki onlarcasından biriydi.
"Aslında o, hep tek takılıyor ama asıl sorun ağabeyi. O da bizim okuldaydı ama mezun olamadı. Biraz garip bir tipmiş, Taehyung da hâlâ onun arkasını toplamaya çalışıyor." Bogum konuşurken bir yandan da telefonundan bazı fotoğraflar gösteriyordu ama konuya olan ilgim kaybolmuştu, kaşlarımı kaldırp pencereden dışarıya baktım.
"Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, değil mi?" Yoongi bunu Bogum'a kinaye dolu ve onaylamayan bir şekilde söyledi ki Bogum, genel olarak birilerinden hoşlanırdı ve hiçbirimiz buna karışmazdık. Müdahale ettiğine göre Yoongi çocuktan gerçekten rahatsz oluyor olmalıydı.
"Belki de," diye omuz silkerken Bogum'u dikkatle inceledim. Gülümsemesinin ışıltısı gözlerine yansımıştı. Konuşurken ensesini kaşıyor ve birkaç masa ileride birileriyle sohbet eden Taehyung'a bakıyordu. Ne kadar süredir birbirlerini tanıdıklarını ya da nasıl bir ilişkileri olduğunu bilmiyordum ve bunun beni ilgilendirmediğine karar verdim.
Taehyung yeniden yanımıza döndüğünde konserin başlamak üzere olduğunu söyledi. Hesabı ödemek için Yeonjun ile birlikte masadan kalktım.
"Ben hallederim, epey bir şeyler yemiştim." Yeonjun'u eliyle durdurup benimle birlikte kasaya gelen Taehyung oldu. İçtiğim bir meyve suyu olsa da parasını kendim ödeyecektim. Masa numarasını söyleyip beklemeye koyuldum.
"Ben hallederim," dedi fişe uzanırken. Onu duymazdan gelip fişi kendime çektim. Bir şey söylemeden bekledi, kendi tutarımı ödedikten sonra fişi oraya geri bıraktım. Kapının önüne döndükten birkaç saniye sonra o da bize katıldı. Yoongi ve Jimin, giydikleri ile ilgili bir konuda şakalaşırken onları seyrediyordum. Taehyung kolunu Bogum'un omzuna attı. Yoongi ve Jimin durulmuştu, herkes bir anda garip bir sessizliğe boğuldu. Bir saniyeliğine Taehyung ile göz göze geldik, bakışlarını kaçıran taraf ben olmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızıl, taekook
Hayran Kurgu"O yüksekten korkuyor ama baş döndürücü olmayı seviyor." _ Yüksekten düşmek. Ayakların yerden kesilmesi. Ya da âşık olmak. Veya birine güvenmek. Bana kalırsa hepsi aynı şeydi. Tae ve Kook'a uyarlanmıştır.