8-Yaralı

166 30 5
                                    

Kanayan eline baktığında öylece duruyordu. Hiçbir şey söylemeden öylece duruyordu..
Bir anda kapının çalmasıyla kendine geldi, derin bir nefes alarak salona yöneldi.

Kapının önünde geldiğinde birkaç dakika baktı öylece.

"Müsait değilim!"

Diye bağırdığında kapının ardındaki ses de çok bekletmemiş hemen karşılık vermişti.

"Pekala efendim!"

Tanıdık sesle gözleri açılan Taehyung sol elini unutup açmıştı kapıyı.
Karşısındaki çocuğun şaşkına dönmesiyle nasıl berbat bir halde olduğunu anlayabiliyordu.

"A-aslında size de bir posta olduğunu söylemek için gelmiştim.."

SeokJin yutkunup devam etti sözlerine.

"İyi misiniz?"

"İyiyim."

Taehyung'un yorgun sesiyle gözlerini eline indirmişti Jin. Kaşları çatılmış ne tepki vereceğini bilemeden bakakalmıştı.

"Eliniz!"

Çocuk bağırdığı an elini hatırlayabilmişti Taehyung. Anında arkasına saklarken gözlerine bakarak korkup korkmadığını ölçmeye çalışıyordu.

"Elinize ne oldu?!"

"Önemli bir şey değil."

"Saçmalamayın lütfen. Nasıl önemli olmaz? Halini görmüyor musunuz?!"

"Endişelenmene gerçekten gerek yok."

"Hemen hastahaneye gitmeliyiz bayım!"

"Beni dinlemiyor musun?! Gerek yok diyorum!"

Yüksek sesiyle irkilen Seokjin birkaç adım geri sendelese de vazgeçecek değildi. Taehyung da anında bağırdığına pişman olurken dudaklarını ısırdı sinirle.

"Üzgünüm.."

"Evde pansuman için malzemeniz var mı?"

"Var. Ben halledebilirim."

"Yalnız mısınız?"

"Evet. Ama halledebilirim. Boş yere endişelenme lütfen.."

Derken başı dönüp biraz sendeleyince SeokJin'e yaslanmak zorunda kalmıştı.
Postacı çocuk kendisine göre büyük olan vücudu elleriyle sarmış koltuk altına girdiği adamı hızlıca oturma odasındaki koltuğa bırakmayı başarmıştı.

"Malzemeler nerede?"

"Ben hallederim dedim."

"Size malzemeler nerede diye sordum Bay Taehyung. Çocuk gibi inatlaşmayı bırakıp şu elinizin haline bir bakar mısınız?"

Taehyung bu resmiyeti sevmiş nefes nefese ve baygın bakışlarıyla gülümseyerek küçük çekmeceyi işaret etmişti eliyle.

Malzemeleri çıkaran SeokJin üzerindeki bakışların hiç çekilmediğinin farkında olsa da umursamamıştı. Tek odağı yaralı eldi.

"Neden?"

"Neden?"

"Elinize camlar giriyor ancak umurunuzda değilmiş gibi davranıyorsunuz. Neden?"

"Umurumda değil çünkü."

"Canınız da mı acımıyor Tanrı aşkına?! Ne zamandır bu halde olduğunuzu sormayacağım bile."

"Acımıyor."

Seokjin canını yakmamak icin mücadele verdiği adamın bu denli rahat olduğunu gördükçe sinirleniyordu. En sonunda başını kaldırmış aynı bakışları atmaya başlamıştı Taehyung'a.

MemoirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin