6. BÖLÜM: OTOPARK

27 12 5
                                    





Bilinçaltımız rüyalarımıza etki eder miydi bilmiyordum. Ama rüyamda Kaya'nın beni bakışlarıyla öldürdüğünü görmüştüm. Bana bakarken bir anda gözlerinden ateşler çıkmaya başlamıştı. Ve o ateşlerle beni bildiğin yakmıştı. Ne saçma bir rüyaydı.

Kaya dün beni mekana kadar bırakmıştı. Ne kadar eve bırakmak için ısrarcı olsa da mekanda bıraktığım Kartal'ın arabasıyla dönmüştüm. Anahtarı alan koruma yaralı olduğu için anahtara ulaşmak biraz zor olmuştu ama halletmiştik. Herkes en az beş kere aramıştı. Alt tarafı üç saat telefona bakmamıştım. Bu telaş da neydi?

Ares yüzümü yalarken ben de telefonuma gelen mesajları okuyordum. Demirel bizi kahvaltıya çağırmıştı. Zeynep de görev için şehir dışına çıktığını bir süre gelmeyeceğini söylemişti. Kahvemi hazırlayıp çalışma odama geçtim. Dün aklıma takılan birkaç şeyi bilgisayarıma not ettikten sonra üstümü değiştirip evden çıktım.



🪨


Kartal'ın arabasıyla çiftliğe geldim. Arabayı Kartal'ın alanına park ettim. Bahçede, tavukları elindeki tırpanla kovalayan Savaş'la karşılaştığımda kocaman bir kahkaha attım. Manyaktı bu çocuk. Beni görünce koşarak yanıma gelip boynuma atladı. Yanaklarıma sulu birkaç öpücük kondurduğunda yüzümü buruşturarak elimin tersiyle yanaklarımı sildim. Sahte bir kızgınlıkla konuştum.

"Bu cesaretinizin sebebi nedir Savaş Bey?" Kaşlarım sorumla birlikte cevap beklercesine havalanmıştı.

"Valla çok mutluyum. Ama ne sen sor ne ben söyleyeyim." Dedi. Ağzı kulaklarına varmak üzereydi.

"Söyle." diye buyurdum düz bir sesle.

İşaret parmağını kafasına birkaç kez vurup, biraz da düşündükten sonra konuşmaya başladı. "Sence ben dün kiminle birlikte olmuşumdur?" Dedi hevesle.

Sorarcasına yüzüne baktım.

"MELDA!" Diye haykırdığında gözlerim fal taşı gibi olmuştu. Umarım o Melda'dan bahsetmiyordu. Hayır hayır, tam olarak ondan bahsediyordu.

"Hangi Melda diye sormaya korkuyorum." Dedim kıstığım sesimle.

"O, o. Bizim Melda." dedi neşeyle.

Savaş'ın bilmediği bir şey vardıysa da o da Melda'nın üç yıldır Burak'la çıkmasıydı. Melda okuldan eski bir arkadaşımızdı. Savaş'la da ben tanıştırmıştım onu. Birkaç kere beraber yemeğe gitmiştik. Sadece o kadardı.

"Melda'nın sevgilisi var Savaş." Dedim. Kaşlarım hala kalkıktı. Bir cevap bekliyordum.

"Biliyorum." dediğinde. Gözlerim sanki hiç büyümemiş gibi daha da büyüttüm. Bunun üzerine beni daha fazla şoka sokmadan devam etti. "Öyle değil. Biliyorum da, ayrılmışlar bir hafta önce."

Salak mıydı bu çocuk? Melda daha yarım saat önce Burak'la story atmıştı.

"Yarım saat önce Burak'la story atmış. Burak'ın evindeler." Dediğimde şok olma sırası Savaş'a geçmişti. Benim şok olduğum yeterdi.

"N-nasıl yani? Emin misin? Ayrılmamışlar mı?" Dedi şaşkınca. Gerçekten şok olmuştu. Ağzı kapanmıyordu.

Telefonumu çıkarıp Melda'nın storysini gösterdiğimde yüzü tamamen düşmüştü.

"Sağ ol Devin. Tüm moralimin içine sıçtın sabah sabah." Dedi. Elindeki tırpanın ucunu boynuna götürdüğünde yüzümü buruşturarak ona baktım.

SİRAYET (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin