• 19 •

1.3K 45 42
                                    

Mutfaktaki un savaşından sonra kahvaltı yapıp çocukları duşa sokmuştum, Parla da o sıra hazırlanırken ben Kerem ile Kayra'yı hazırlamıştım. Cumartesi olduğundan dolayı okul yoktu, o yüzden hazırlandıktan sonra hastaneye bırakmıştık onları.

İçeriye bıraktıktan sonra arabada bekleyen Ilgaz'ın yanına geri gittim. Üstü başı hâlâ un olduğundan dolayı arabadan inmemişti, içi rahat etmese de.

"Sevgilim? Nasıl oldu baban uyandı mı?"

Arabaya binerek tamamen ona döndüm. "Uyandı, hatta benimle konuştu biliyor musun? Hastanede kalacakmış ama bir kaç gün daha, kontrol altında kalması lazımmış. O yüzden beklettim seni biraz kusura bakma."

"Ne kusuru sevgilim? Çok sevindim iyi olmasına. Sen kalmak istemediğine emin misin?"

"Eminim, durumu iyi yani korkacak bir şey yok. Kalmamı gerektirecek bir şey de yok. Eve gidelim mi?"

"Gidelim." Ilgaz arabayı çalıştırıp evin yolunu alınca gülümsedim. Ilgaz kaçamaklı bakışlarla beni izlerken kendi kendime salak gibi gülmeye başladım. "Ne oldu? Neye gülüyorsun?"

"Kaç gündür evime sadece üstümü değişmek için giriyorum, ona gülüyorum."

"E gel. Boşuna kira ödeme, gel benimle kal? Beraber yaşayalım, her gece kokunla uyuyup, sabahları kokunla uyanayım?"

"Hı.. sonra da Ahu tamamen delirsin. Barlas benden nefret etsin.."

"Barlas seni seviyor Ceylin, öyle kolay değil o."

Eve geldiğimizi farkettiğimde araba durdu. Kapıyı açarak inerken konuşmaya devam ettim. "Ilgaz?"

"Söyle sevgilim."

Ilgaz elimi tutarak önden ilerleyince beraber apartmana girdik. "Ben bir süre evde kalmayı düşünüyorum."

"Ne gerek var sevgilim? Benim evim senin evin, rahat edemiyorsan-"

"Yok aşkım öyle değil.. Babam hastaneden çıkınca, bir süre eve gidip onunla kalmayı düşünüyorum. Anneme yardım ederim, babamın bakıma ihtiyacı olacak ya hani.." Ilgaz'ın yüzü düşmüştü. Bu sırada da dairemin kapısının önündeydik. "Biliyorum, şimdi yaptığımız gibi her gün görüşemeyeceğiz belki de, beraber uyuyamayacağız, uyanamayacağız. Ama şu an, bu durumda, ailemin bana ihtiyacı olabilir.."

"Tamam." Ilgaz elimi bıraktığında gözlerini de kaçırdı aynı zamanda.

"Ilgaz.. bir kere bırakıp gittim onları, babamın gitmesine bir kere izin verdim bir daha izin veremem. Bazı şeyleri konuşmanın vakti de geldi, ailevi sorunlarını çözmek için güzel de bir fırsat. Şimdi gitmezsem yine aynı şeyler olacak diye korkuyorum."

Ilgaz yüzümü avuçlarının içine alıp alnımı öptükten sonra beni kollarının arasına çekti. "Sevgilim, tabi ki kalacaksın. Gerekirse bir ay kal yanlarında, iki, üç, hiç farketmez. Özlemez miyim? Özlerim tabi. Ama ben seni her türlü görürüm, ne yapar ne eder yine seninle uyurum, seninle uyanırım. Ben seni bir saniye görmeden edemiyorum, sence ben seni bir gün görmeden rahat uyuyabilir miyim?"

"Ilgaz.."

"Ceylin.."

"Nasıl yapıyorsun bunu? Nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun? Her seferinde nasıl kalbimi çalmayı başarıyorsun?" dediğimde yine yüzümü avuçlarının içine almıştı. Dudaklarıma bir öpücük bırakarak gülümsedi. "Her seferinde tamam diyorum, daha fazla aşık olamam diyorum. Ama her seferinde daha çok aşık oluyorum nasıl yapıyorsun bunu?"

Târumar | IlceyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin