• 28 •

1.4K 64 141
                                    

• altı saat sonra •

Hastaneden çıktıktan sonra sessiz geçen araba yolculuğunun ardından eve ilk giren Ceylin olmuştu. Ağrıları hafiflemişti ama suçluluk duygusu sarmıştı tüm bedenini, sevdiği adamı üzmek en son isteğiydi ama çok üzmüştü onu. Belliydi, Ilgaz'ın üzüntüsünü göstermemeye çalıştığı ifadesinden belliydi.

Ceylin yavaşça sırtını duvara yaslayarak ayakkabılarını çıkarmaya çalıştığında Ilgaz yere çökmüştü, Ceylin'in ayakkabılarını çıkardıktan sonra kendisi de üstündekilerdem kurtulup kolundan destekledi sevdiği kadını.

Ilgaz sessizlikten darlanmıştı artık, daha fazla sessiz kalamayacaktı. Tamam üzülmüştü, çok üzülmüştü ama sevdiğinin ne suçu vardı ki?

"Yıkayalım seni önce, temiz temiz uyursun. Ağrın var mı?" Ceylin başını sallayınca Ilgaz'ın içi gitti, acı çekmesi çok koyuyordu ona. Ilgaz soyunması için Ceylin'e yardım ederken Ceylin onunla göz göze gelmeye çalışıyordu.

Kazağını çıkarmak için kolunu kaldırdığında Ilgaz kazağını çekip çıkardı. Sonra atletini çıkardı, altındaki pantolonu da çıkarıp banyoya kadar eşlik etti ona. Suyun sıcaklığını ayarlarken Ceylin dolu gözlerle sevdiği adamı izledi.

"Özür dilerim," dedi sonunda iç çekerek. İçi içini yiyordu, daha hiç bir şeyden emin olmadan nasıl diyebilmişti ki öyle bir şeyi anlayamıyordu. Çok kızmıştı kendine. "Ben ne dediğimi bilmiyordum, aklım başımda değildi. Özür dilerim."

"Ceylin," Ilgaz suyu ayarlamıştı, küvetin yanından kalkarak uzaklaştı biraz. Ceylin'e yardımcı olarak küvete girmesine yardımcı oldu. "Düşünme bunları şimdi, iyileşmeye bak. Daha sonra konuşuruz.." 

Ilgaz tam kalkıp gidecekken sevdiği kadınla göz göze gelmişti. Gözündeki ıslaklığı, kızarıklığı farkedince kalbine bıçak saplanmıştı, nasıl kıyabilirdi ki bir tanesine, bebeğine. Ceylin iç çamaşırlarını çıkardıktan sonra tüm vücudu suyun altına geçecek şekilde kendini bırakmıştı. Kolunu kaldıracak gücü yoktu. Ilgaz üstündekini hırkayı çıkararak bir kenara fırlattı, üzülmenin zamanı mıydı şimdi? Sevdiği kadının ona ihtiyacı vardı, asıl şimdi ona destek olmalıydı.

Ceylin şampuana uzanmaya çalışırken Ilgaz çoktan uzanmış, eline şampuan sıkmıştı. Ceylin'in saçlarını ıslatarak şampuanlamaya başladı, parmaklarını yavaşça oynatarak güzelcene köpüklemişti saçını. "Kaç gündür Hale test yap test yap diye tutturdu," diye başladı Ceylin, boş bakıyordu, halsizdi. "Hamile olabilme ihtimalini soktu aklıma-"

"Yorma kendini Ceylin-"

Ilgaz Ceylin'in daha fazla yorulmasını istemediğinden onu susturmaya çalıştıkça Ceylin inatla susmuyordu. "Ben ona inanmadım, bir saniye bile inanmadım. Ama o parçayı görünce-"

Ceylin'in sesi titremişti, boğazı düğümlenmişti. Bakışını kaçırarak ağlamaya başlayınca Ilgaz daha fazla dayanamayarak Ceylin'i kendine doğru çekti. Başını göğsüne yaslayarak gözlerini kapattı. "Özür dileme benden, dileme sevgilim çünkü senin suçun yok. Tamam mı?" Ilgaz Ceylin'in başını kaldırarak göz göze geldiğinde devam etti. "Ben sana kızmadım, küsmedim, kırılmadım.. eğer öyle bir şey düşünüyorsan at o düşünceyi aklından."

"Üzdüm seni."

"Hayır üzmedin," Ilgaz saçını durularken Ceylin onu izliyordu. Yüzünden belliydi üzgün olduğu, Ceylin'i mahveden bir bakış vardı yüzünde.

Târumar | IlceyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin