"Ilgaz Barlası aradın mı? Haberi var mı olanlardan?"
Ilgaz'la adliyeden direkt eve gelmiştik. İkimizde o kadar yorgunduk ki, daha fazla o kalabalığı çekemedik. "Aramadım. Bilmiyorum belki annesi söylemiştir, hatta kesin söylemiştir böyle beni kötüleye kötüleye."
"Ya yok, Barlas seni bilmiyor mu sanki yapma Ilgaz," Ilgaz bıkkınlıkla kendini koltuğa atınca elimdekileri bırakıp onu izlemeye başladım. Yemek yapıyorduk beraber, ama canı o kadar sıkkındı ki yaptığım ufak şakalar bile mutlu etmiyordu. Yani gülümsüyordu ama ben görüyordum mutlu olmadığını. "Barlas'la bir şey mi yapsak? Özlemiştir seni, gidelim alalım mı onu evden?"
Ilgaz kafasını hayır anlamında sallayarak sırt üstü koltuğa uzandı, gözlerini tavana dikip sessiz kalmaya devam etti. Yanına yaklaşarak masaya oturdum, boşta duran elini tutup tutmamak arasında gidip gelirken tutmamaya karar verdim ve konuşmaya devam ettim. "Çok üzülüyorsun biliyorum, göstermemeye çalıştın kaç gündür ama ben görüyorum. Seni böyle görmek içimi acıtıyor, keşke tüm acını ben içinden söküp alabilsem, ben çeksem-"
"Saçmalama." Sanki yıllardır konuşmamış birini konuşturmuşum gibi sessini duyunca içim ısınmıştı. "Geçmişimdeki herkesten nefret ediyorum."
"Etme," dediğimde gözlerini bir kaç saniyeliğine benimkilerle birleştirdi. "Tamam kabul, hiç iyi şeyler yaşattırmadılar sana, ama onlar olmasaydı Barlas da olmazdı."
"O da yok ki zaten Ceylin? Kocaman bir boşluk orası da," dediğinde yine gözlerini tavana dikti, gözleri dolmuştu. "İçim acıyor. Artık kendimi düşünmeyi de bıraktım, sadece onu düşünebiliyorum. Oğlum olmadığı gerçeğini değiştiremiyorum, en azından gerçek babasını tanısın, onunla iyi olsun, benden zaten nefret edecek diyorum.. sonra niye diyorum? Neden? Ben oğlumun neden başkasına baba demesini kabullendim? Bu güne kadar benim oğlum değil miydi? Öyleydi, neden bir anda herkesten her şeyden soğudum anlamıyorum."
"Ilgaz.. Sen hâlâ onun babasısın, istemezsen konuşmazsın, söylemezsin. Yani şimdilik tabi.. Elbet bir gün konuşmanız gerekecek bunu, ondan saklarsan büyüdüğünde daha çok yaralanır belki.." Dediğimde gözlerim dolmuştu, Ilgaz ilk kez bu kadar boş vermişti her şeyi. "Hem senden asla nefret etmez o düşünceyi kafandan fırlat at lütfen. Bence.. onunla konuşmayı denemelisin, Barlas-"
Kapının çalmasıyla cümlemi yarıda bırakmıştım. Ilgaz kaşlarını çatarak bana bakınca kimseyi beklemediğini anlamıştım, masadan kalkarak kapıyı açmaya giderken kapıya sertçe vurulmaya başladı. "İçerde olduğunu biliyorum Ilgaz aç kapıyı!" Kapı yumruklanıyordu adeta, nerdeyse kırılacaktı. Ilgaz yerinden fırlayınca ne olduğunu anlamaya çalışıyordum, Ahu kapıdaydı. "Aç kapıyı konuşacağız!"
"Manyak mı bu kadın," diyerek Ilgaz beni arkasına alıp kapıyı açtı. "Ahu ne işin var burda?!"
"Sen beni oyuna getirdin!" Diye bağırarak Ilgaz'ı göğsünden itti, itmesiyle Ilgaz bana doğru dengesini kaybetti. "Davayı açtın, beni hiçe saydın, oğlumu benden alacağını zannettin, beni korkuttun," Ahu yerinde sayarken Ilgaz onu sakinleştirmeye çalışıyordu, kollarını tutmaya çalışıyordu ama Ahu delirmişti. "Korkuttun, oğlumu kaybedeceğimi düşündürdün! Sonra duruşmaya bile girmedin. Bu kadın yüzünden değil mi?!"
"Saçmalama Ahu," dediğinde Ahu beni çoktan farketmiş öldüresiye bakışlarını eksik etmemişti. "Zaten kazanmayacaktım, avukatın sağlam, Barlas'ı hakim bana vermezdi zaten. Evet istedim, oğlumu yanımda istedim, yalan değil."
"İsteyemezsin! Bu kadın hayatında olduğu sürece isteyemezsin!" Ahu beni parmağıyla gösteriyordu, o parmağı alıp bir yerine sokmaz mıyım ben.
![](https://img.wattpad.com/cover/323482279-288-k198175.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Târumar | Ilcey
FanficKendime gelmem uzun sürmemişti, kendisi bana doğru el uzatınca bunu tutmam gerektiğini farketmem beni yine kendime getirdi. "Ilgaz ben, üst kata taşınıyorum." "Ceylin," diyerek yavaşça elini tutup hafif oynattım. Elinin elimden ne kadar büyük olduğ...