• Yedi gün önce •
Yüzüme güneşin vurmasıyla birlikte gözlerimi birbirine bastırıp ellerimle korumaya çalıştım. Daha fazla rahatsız olmamak için sağıma döndüm ve sırtımı pencereye verdim. Yüzümü yastığa gömerek yorganı kafamın üstüne çektim, Ilgaz'ın kokusu buraya da sinmişti. Kapının açılmasıyla ufaktan da olsa yerime kıpırdamıştım.
"Uykucu? Günaydın," Ilgaz'ın sesini duyunca gözlerimi açmadan sadece gülümsedim. Yorgan yüzümden kayıp gidene kadar da kıpırdamadım, sonra yine ışıktan dolayı gözlerimi kolumla kapatmaya çalıştım.
"Günaydın." Gözlerimi açtığımda ağız açarak sırt üstü yattım. Bu da Ilgazın hafif geri çekilmesine neden olmuştu, ama hâlâ bana doğru yönelmiş oturuyordu. "Saat kaç?"
"Dokuz," dediğinde gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. Ilgaz adliyeye gidecekti muhtemelen, ve normalde bu saatlerde gitmiş olurdu. Adamı şimdiden işinden ediyordum, ah ah. "Rahat uyudun mu?"
"Hemde çok," Dediğimde utanarak bakışımı kaçırmıştım. Bana bir kaç yıl önce deselerdi ki bir adamın kucağında uyuyacaksın ve dünyanın en huzurlu kadını olacaksın diye inanmazdım. "Rahatını bozdum değil mi?"
"Bozmadın," dediğinde etrafıma baktım. Odasındaydım, onun odasında. Koltukta uyuyordum ben en son, beni buraya taşımıştı. "Ama avukat hanım söylemeden edemeyeceğim, çok ağır uyuyorsun. Yani seni buraya taşıyana kadar o kadar ses çıkardım, bir tanesine bile kıpırdamadın."
"Gerçekten mi? Normalde en ufak sese uyanan birisiyim şaşırdım," Dediğimde Ilgazın kaşları hafif havaya kalktı, ben nasıl dün gece hiç bir şey duymadım ona şaşırmıştım. Ailemle yaşarken de en ufak sese uyanırdım, Hale'nın kapıyı açması bile yetiyordu o kadar uzaktan bile duyup uyanırdım. "Ama bu gece ne olduysa.. Hayatımda uyuduğum en güzel uykuydu sanki."
"Allah allah," Ilgaz sırıtırken bir yandanda parmağıyla yanağıma değdi, sonra yüzümün önüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına kaydırdı. "Avukat hanım siz çok mu güvende hissettiniz kendinizi acaba? Bunun başka bir açıklaması olamaz çünkü de."
"Ne alakası var ya? Hem senin savcılık yapman gereken konular yok mu?" Diye konuyu değiştirdiğimde eli boynuma doğru düştü. Tüylerim diken diken olmuştu dokunuşundan. Parmaklarını tek tek hafifçe oynatıp durdu.
Ilgaz sırıtarak elini geri çektikten sonra gözlerimin içine baktı. Konuyu değiştirmeye çalıştığımı anlamıştı, ama bir haftadır tanıdığım birine ona çok güvendiğimi nasıl itiraf edebilirdim ki?
"Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun, yemedim." Ilgaz yerinden kalkınca kapının zili çaldı, zilin çalmasıyla benim yine yorganın altına girmem bir olmuştu. Kapıdan çıkmadan önce son bir kez bana dönüp baktı. Ve sırıtarak, halinden çok memnun bir şekilde ekledi. "Ha ama çok sevdiysen yatağımı, senin olabilir. Hani benimle alakası yokmuş ya, uyuduğun en güzel uykunun."
"Ilgaz!" Utanarak gözlerimi kaçırdığımda o çoktan gülerek odadan çıkmıştı. Bazen ağızımdan çıkan şeyin farkına çok sonradan varıyorum, ama sonra da geç oluyor tabi. Ilgaz odadan çıkınca kapıyı kapatıp yatağa oturdum yine, telefonum yatağın kenarında duruyordu.
Telefona sarıldığım gibi Hale'yi aradım. O da sağolsun hemen açtı, aradan iki saniye geçmedi. "Hemen anlatıyorsun bana ne olduğunu!"
![](https://img.wattpad.com/cover/323482279-288-k198175.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Târumar | Ilcey
Hayran KurguKendime gelmem uzun sürmemişti, kendisi bana doğru el uzatınca bunu tutmam gerektiğini farketmem beni yine kendime getirdi. "Ilgaz ben, üst kata taşınıyorum." "Ceylin," diyerek yavaşça elini tutup hafif oynattım. Elinin elimden ne kadar büyük olduğ...