"Bilmiyorum anne," mutfakta anneme yardım ederken Ilgaz içerde misafirlerle oturuyordu. Yani Yusuf ve annesiyle, az önce de ablam gelmişti. Dört kişi öyle oturmuş sohbet ediyorlardı. "Öyle bir anda kalmaya karar vermiş, ne istediğini bilmiyor o da."
"Kızım olur mu öyle şey? Ne deriz misafirlere, yanlış anlaşılır ayıptır. Söyle ona gitsin," annem daha on dakika önce Ilgaz'ın kalmasını isterken şimdi de kovmak için elinden geleni yapıyordu. "Hem hani siz sadece komşuydunuz? Niye peşinde geziyor sürekli? Kız doğru söyle ilişkiniz mi var onunla? Kızım bak öyle bir şey varsa gelsin babandan istesin seni, günahtır böyle."
"Ay! Anne konuyu nerelere getirdin ya?!" çay dolu tepsiyi içeriye taşımak üzere kapıya doğru giderken annem hâlâ arkamdan söylenmeye devam ediyordu. Damadım damadım diye ortalıkta dolanan ben miydim acaba? Şimdi ne oldu da çocuğu evden kovmalara başvurdun anlamıyorum.
"E işte öyle Aylin'cim, Safiyemi de sonunda evlendiriyoruz. Darısı Yusufuma," Semra teyze ablama bir şeyler anlatırken ben içeri girince son cümlesini söylerken bana baktı gülümseyerek. Yusuf da onunla birlikte bakışını bana çevirince gözlerimi kaçırıp çayları masaya önlerine bırakmaya başladım, Ilgaz'la göz göze gelince gerginliğini hissedebiliyordum. "Aslında ben çok aday buldum Yusuf'a ama, yok illa bir tane kız var aklında, onu istiyor."
Yusufla göz göze gelince boğazını temizledi. "Anne bu konuyu kapatsak mı? Yeri değil çünkü."
Tepsiyi elime aldığım gibi ayağa kalkınca yine Ilgaz'la göz göze geldik. Sonra Ilgaz gözlerini Yusuf'a çevirdi. "Kimmiş bu aklındaki kız söyle belki bir yardımımız dokunur."
"Yok sağol abi-" dediğinde ablama baktım, yardım et bakışları atarken duruma el atması için şekilden şekile girmiştim.
"Çekinme ya, belki tanırım ailesini-" Ilgaz ne yapmaya çalışıyordu bilmiyorum ama ortam iyicene gerilmişti. Yusuf bana bakınca Ilgaz'ın yüz ifadesi anında değişti. "O gözlerini-"
"Abla babam, babamı mı çağırsan?" Ilgaz'ın lafını bölerek konuşmasına daha fazla izin vermedim. Ablam olayı sonunda çakınca o da yerinden kalktı. "Yusuf, Semra teyze siz ablamı takip edin babam şimdi yataktan çıkamaz ben de tatlı koyayım. Tatlı tatlı yeriz tatlı tatlı konuşuruz."
Semra teyze şaşkın bakışlarla kalkınca Ilgaz'a kaşlarımı çattım. Elimle kalkması için çaktırmadan işaret vermeye çalışırken aynı zamanda Yusuf'a gülümseyip durdum kaybolana kadar. "Bu çocuğun aklındakini biliyorum ben, biliyorum da işte-"
"Ilgaz gitsene sen eve ya? Annem şüphelenmeye başladı, niye gitmediğini sorgulayıp durdu az önce. Vallaha ayıp oluyor misafire hadi," dediğimde aynı zamanda onu merdivene doğru itiyordum. O ise inadına tüm gücüyle karşı koyuyordu. "Ciddiyim hadi."
"Önce o çocuğun gittiğini göreceğim."
Ilgaz'a kaşlarımı çatarken o kafasını 'ne' anlamında salladı. "Hiç kıskanç değilsin gerçekten."
"Değilim zaten, sadece güvenmiyorum o zibidiye o kadar." dediğinde kafamı sallayıp yine merdivene doğru iteklemeye başladım onu.
"Zibidi deme çocuğa."
"Ne diyim?!"
"Ilgaz oğlum?" annem mutfaktan çıktığında bizi görünce bir bana bir ona baktı. "Bir şey mi unuttun?"
"Yok Gül teyze," dediğinde mahçup bir şekilde etrafına bakındı. "Bir şey unutmadım da. Ceylin tutturdu yemek yemeden gitme diye, kıramadım bende bari yemek yiyip öyle gideyim dedim. Kusura bakma size de rahatsızlık verdim."
Annem bana bakınca ben Ilgaz'a şaşkın bakışlarla baka kaldım. Ayak üstü yalanı nasıl uydurdu hemen, inanılmaz. "E geç içeri Ceylin mutfakta hazırlasın sana sofrayı, hadi kızım ısıt yemekleri."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Târumar | Ilcey
FanfictionKendime gelmem uzun sürmemişti, kendisi bana doğru el uzatınca bunu tutmam gerektiğini farketmem beni yine kendime getirdi. "Ilgaz ben, üst kata taşınıyorum." "Ceylin," diyerek yavaşça elini tutup hafif oynattım. Elinin elimden ne kadar büyük olduğ...