• 32 •

1.5K 68 79
                                    

Bir bebek taşıdığının haberini aldıktan sonra odada sadece Ilgaz'la Ceylin kalmıştı. İkisinin de sesi çıkmıyordu, kalakalmıştılar aldıkları haberle.

Ilgaz baba oluyordu, farkına vardığından itibaren gözleri dolmuştu. Sevdiği kadınla ikisinin bir parçası olacaktı, o an Ilgaz'dan mutlusu yoktu.

Aslında Ilgaz dünyalar tatlısı bir oğlanın babasıydı zaten, ama Barlas'ın kendi çocuğu olmadığını öğrendiğinden beri, istemeden de olsa içindeki baba hissi fazlasıyla azalmıştı, bu onu fazlasıyla üzse de önüne bakmaya çalışıyordu. Bu haberle birlikte o hiss yine yerine oturmuştu, kendi canı, kendı kanı.. Bir bebeği olacaktı, hemde deliler gibi aşık olduğu kadından.

Ilgaz mutluluğunu paylaşmak istercesine sevdiceğine döndüğünde Ceylin'in yüzündeki hayal kırıklığı onu yıkmıştı. İkisinin de mutlu olması gerektiği yerde sadece Ilgaz'ın mutlu olması canını yakmıştı.

Ceylin başını eğmiş, ellerini karnına yerleştirmiş, dudaklarını büzmüş öylece duruyordu. Ilgaz'ın yüzündeki gülümseme anında yok olmuştu, ellerini yavaşça sevdiğinin karnındaki ellerine yerleştirdi.

"Sevgilim.. korkuyor musun?" Diye sordu sessizce, Ceylin'in ellerini yavaşça okşamayı ihmal etmiyordu. Gözlerine bakmasını sağlamaya çalışmamıştı bile, biliyordu ikisinin de gözlerinin dolu dolu olduğunu. Ama tek fark birinin mutluluktan, diğerinin de korkudan gözlerinin dolduğuydu. "Korkma."

"Ilgaz ben.."  diye başladı Ceylin, devamını getiremeden iç çekerek eliyle karnını okşadı. "Ben korkuyorum."

"Neden korkuyorsun Ceylin? Bak ben yanındayım, her zaman da yanında olacağım. Buna söz veriyorum.." Ilgaz yutkundu, sevdiği kadın bebek konusunda kararsızdı ve Ilgaz ne yapıp ne edip onu ikna edecekti. "Neden korkuyorsun?"

"Ben buna hazır mıyım.. anne olmaya hazır mıyım bilmiyorum." Dediğinde Ilgaz gülümsedi, Ceylin kendine çok haksızlık ediyor ve bunun farkında değildi. Ceylin yine karnını okşadı, sanki şimdiden karnındaki bebeğiyle bir bağ kurmuş gibiydi. "Ben daha kendime zor bakıyorum baksana, beni hastanelerden topluyorsun bu kaç oldu? Ben bu bebeğe nasıl bakacağım?"

Ilgaz Ceylin'in ellerini yavaşça okşayıp bir elini kaldırıp dudaklarına götürdü. "Güzelim benim..Gel." dediğinde Ilgaz aynı zamanda Ceylin'in yanına sokulup, kolunu omzuna atarak onu kendine doğru çekti. Ceylin başını Ilgaz'ın göğsüne yaslarken Ilgaz kokusunu içine çeke çeke saçına bir öpücük bıraktı. Elini yine Ceylin'in karnına koyup okşamaya başladı. "Bu bebek şimdiden dünyanın en şanslı bebeği, hatta dünyaya geldiğinde bu hayata bir sıfır önde başlayacak."

Ceylin gülümsedi, ellerini Ilgaz'ın ellerine koyup bir parmağıyla daireler çizmeye başladı. Gözleri hep karnındaydı. "O nasıl oluyor? Hiçte şanslı değil."

"Şanslı, çok şanslı. Çünkü senin gibi bir annesi var. Sen diyorsun ya; anne olmaya hazır değilim, ben bir bebeğe nasıl bakacağım? diye. Öyle güzel bakacaksın ki, öyle güzel bir anne olacaksın ki.. Şimdiden sabırsızlanıyorum seni bebeğimiz kucağında saatlerce izlemeye, anne olmak en çok sana yakışacak sevgilim."

Ceylin'in gözleri dolunca kendini tutamayıp sessizce ağlamaya başlamıştı. Ilgaz bunu farkedince sadece başından öpüp bir eliyle karnını, diğer eliyle de saçını okşadı. "Sen de çok güzel bir baba olacaksın. Dünyanın en iyi babası.. En iyi eşi.. Bebeğimiz gerçekten çok şanslıymış."

"Ağlama artık Ceylin," dediğinde Ceylin sessizce hıçkırmaya başlamıştı. Ilgaz'ın içine oturuyordu sevdiğinin gözünden akan her bir damla. "Dayanamıyorum ağlamana."

"Daha dur, daha çok ağlayacağım. Hem bunlar mutluluk gözyaşları."

"Mutluluktanda olsa ağlama, sen hep gül.." dediğinde Ceylin başını kaldırdı. Ilgaz gülümseyince Ceylin de gülümsedi. Dudakları bir kaç saniyeliğine buluştuktan sonra Ceylin geri çekildi. "Bu arada, eş demişken, daha isteme artı söz gününü konuşacağız.. Çıksak iyi olur, iyisin değil mi sen?"

Târumar | IlceyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin