• 3 •

1.3K 57 27
                                        

• On gün önce •

"Hale.. Ben galiba aşık oldum," sabah uyandığım gibi soluğu ofiste almıştım. Her ofise geldiğimde Halenin çoktan gelmiş olması çok işime yarıyordu, hem ofis sıcacık oluyordu hem de tertemiz. "Yani bilmiyorum aşk böyle bir şey mi? Daha önce hiç böyle hissetmedim."

"Sen hayırdır ya? Dört günde aşık olacak kadar ne yaşamış olabilirsin acaba bu adamla?"

"Demek ki dört günde insan aşık olabiliyormuş Hale! Bakma öyle, ben de kendime inanamıyorum. Ama ben daha önce gercekten hiç böyle hissetmedim." Halenin inanmakta güçlük çeken bakışlarını görmezden gelerek masamın başına oturdum.

"Ne zaman farkına vardın bu hislerinden? Yani aşık olduğundan artık her neyse." Dediğinde düşündüm. Geride bıraktığım dört günün içinden aşık olduğumu anladığım o anı canlandırmaya çalıştım. Ama tek bir an değildi, beni aşık eden şey bir anı değildi daha fazlasıydı. Ilgazın kendisi beni deli ediyordu, çok güzel hissettiriyordu.

"Bilmiyorum ki. Bu sabah belki de," dediğimde kaşlarını çattı. Sonra gülümsedi. "Ne?"

"İlk bana anlatmanın tatlılığı peki," yerimden kalkarak kocaman gülümsemeyle yanına gittim.

"Sana anlatmayacağım da kime anlatacağım? Canım kankam benim," dediğimde gülümseyerek çayından bir yudum aldı ve arkasına yaslandı. "Hale çok saçma gelecek sana ama.. Üç gündür sabahları fırından sıcacık simit getiriyor, birinin her sabah aklına gelmek ne güzel hissettiriyor biliyor musun? Daha bir saat önce beraber kahvaltı yaptık, benim evde."

"Kızım ben biraz korkmaya başladım ya, sokmasan mı evine bu adamı?" Dediğinde sanki küfretmiş gibi kaşlarımı çattım. "Sen bu adamı dört gündür tanıyorsun, güveniyor musun gerçekten?"

"Güvenli hissettiriyor.. Onun yanında kendimi huzurlu hissediyorum. Ya ben iki gündür eve dönerken heyecanlanıyorum, onu bir saniye bile görmek beni deli gibi mutlu ediyor."

"Belli ki sen gerçekten gönlünü kaptırmışsın ona, ama ben yine de çok hızlı ilerlediğini düşünüyorum. Biraz yavaşla, tamam adam savcı falan ama bu ona güvenebileceğin anlamına gelmez. Sana bir şey olmasın ben başka bir şey istemiyorum." Dediğinde gözlerinin dolduğunu görmüştüm.

"Senin gözlerin mi doldu?" Gözlerini kaçırınca emindim. "Tamam, dikkat edeceğim Hale merak etme."

"Ailemle aram iyi değil biliyorsun. Benim hayatımda bir tek Ekrem ve sen varsın, sadece kendine dikkat et istiyorum seni kaybetmek istemiyorum."

Halenin yanına gidip ona sımsıkı sarıldım. "Deli misin sen ben seni bırakır mıyım hiç?"

"Neler neler duyuyoruz kızım artık kimseye güven olmuyor, bir bakmışsın bir gün.. Allah korusun ya," Hale yerinden kalkarak önündeki dosyaları çantasına koydu. "Konuyu burada kapatıp kaçıyorum, daha çok işim var müvekkillerimi görmem gerek."

"Tamam sana kolay gelsin, ben burdayım herhalde bugün. Akşam istersen bana gel?"

"Olur gelirim, işler bitsin sana geçeriz."

"Tamam olur." Hale el salladıktan sonra ofisten çıkınca bende dosyalara gömüldüm. Bir yandan dosyaları inceleyip diğer yandan geçen dört günü düşünmeye başlamıştım..

{ iki gün öncesi }

"O zaman beni daha iyi tanımana yardımcı olacak bir şey söyleyim. Kahve severim ama pek aramam, sabahları çay içmeden de güne başlayamam. Kısacası, çay olmazsa olmazımdır."

Târumar | IlceyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin