Bay Scott'un Arzusu |TAMAMLANDI|

5. BÖLÜM

Lütfen oy vermeyi unutmayın🍁
Medya: Bruton

5.Bölüm

Sabah olduğunda Bay Nicholson kütüphanesine çekilmiş, karamsar bir tavırla büyük kızı Kaitlyn'in güzelliği ve sosyal ortamı yüzünden başına gelebilecek olayları düşünüyordu. Zaten çoktandır evlenmesi lazım gelen 20 yaşındaki kızı Kaitlyn bir sürü adamı peşine takmıştı. Bir dükten tut bir subaya kadar aşığı vardı. Bunların arasından en korkuncu Bay Smith'ti. Genç kızı daha birkaç yıl önce okurken mektep çıkışında görüp beğenmiş ve kızla ilgilenmeye başlamıştı. Ama ne var ki adam 16 yaşındaki bir genç kız için fazlasıyla büyüktü. Bay Smith daha fazla sabredemeyerek durumu Nicholson'lara izah ettiysede bu evliliği ne Bay Nicholson ne de Bayan Nicholson onaylamıştı. Bayan Nicholson'un cahil tavrının altında yatan eğitim aşkı yüzünden sevgili kızının mutlaka okumasını istiyordu. Aynı durum elbette Bay Nicholson içinde geçerliydi. Üstelik sevgili kızını otuzuna merdiven dayamış bu barbar adamla elbette evlendirmeye ne aklı yatıyordu ne de vicdanı el veriyordu. Ne var ki adam bu reddedilmeleri umursamamış olmalı ki her seferinde biraz daha hırslanıyordu.

Kaitlyn'e gelecek olursak Bay Smith kesinlikle ilgisini çekebilecek nitelikteki bir adam değildi. Ama ne var ki adam hayırdan anlamıyor, ısrarlarına devam ediyordu. Sabah mektebe giderken onu takip ediyor, akşam olduğunda sokaktan onu izliyordu. Neyseki adam çok geçmeden sahte evrak düzenlemeden içeri alınınca rahat bir nefes aldı.

Bay Nicholson, şimdiyse Bay Harry üzerine kafa patlatıyordu. Evet, Wilson'ları reddetmişti ancak her şey burada bitmiyordu. Wilson ailesi Londra'nın en köklü ailelerinden birisiydi. Eğer dün geceki tatsız durum yüzünden Bay Nicholson'u işinden ederlerse asıl huzursuzluğun bundan sonra başlayacağı aşikardı. Ağrıyan, kırışık geniş alnını ovarken oflamaya başladı. Tüm ailenin yükü Bay Nicholson'un omzundaydı. Bu gibi olaylar sonucunda kulağa en mantıklısı Kaitlyn'i evlendirmek gibi geliyordu. Düşünmesi, söylemesi iyi hoştu ama ne var ki büyük kızı zoe beğenen dik kafalının tekiydi. Komşu çevreden duyduğu kadarıyla Beuton diye bir teğmenin ilgisini çekmiş ve onunla aralaeınsa Romantik bir ilişki varmış. Ama ne var ki Bay Nicholson, kızına iyi bir maddi durum ve guvenli bir yaşam vaddetmeyen bu adamı onaylıyor değildi. Üç hafta önce tanıştıkları Bay Scott'u akıl süzgecinden geçirdi ve kendince hakkında az çok bilgi olmuştu. Aldığı duyumlara göre genc adam şuan annesi Bayan Thompson, kız kardeşi Bay Rosalia, yakın dostu Owell ile birlikte malikanesinde tatlı günler geçirmekteydi. Bir baron olan Bay Scott işinde ün salmış, işinde oldukça başarılı bir adammış. Sosyeteki genç kızlar adamın fevkalede görüşüne aldanıp ona tutulurmuş. Ne var ki Bay Scott içine kapanık ve soğuk yapılı bir adam olduğundan gelen flörtleri karşılıksız bırakırdı. Yanlış hatırlamıyorsa babası vefat etmişti. Annesi depresyon hastasıydı ve biraz hava değişikliği olsun diye şimdi oturdukları malikanede yaşıyordu. Bay Nicholson bir insanın dış görüşüyle ilgilenmeyi kesin suretle mantıksız bulurdu ama ne var ki Bay Scott'un bayık bakan buz mavisi gözleri, kızarık gözaltıları, büyük burnu ve geniş ağzıyla dikkat çekiyordu. Karma, koyu kahve saç yapısına sahip olan bu genç adam henüz 25'inde olmasına karşın yediğine içtiğine dikkat eder, talimlerini ertelemezdi. Üstelik eğitim durumu da bir o kadar iç açıcıydı. Liseyi Londra'da okuduktan sonra Cambridge Üniversite'sinde eğitimini tamamlamıştı. Sanırım sevgili Kaitlyn'i için en uygun eş adayı Bay Scott'tan başkası olamazdı. Ancak ne Kaitlyn ne de Bay Scott'un bu izdivacı kabul edeceğini düşünmüyordu.

Tam o esnada Kaitlyn babasına yola çıkmak üzere olduğuna dair haber verince kızını yanaklarından öpüp arabaya kadar eşlik etti.

Hava güneşli ama serindi. Uzun zamandırr böyle güneşli hava gördüğünü sanmıyordu. Arabacı birkaç yere uğrayıp malzeme aldıktan sonra nihayet Thompson Malikane'sine ulaşabilmişti.