9. BÖLÜM

88 4 0
                                    



Tüm bunların üstünden birkaç hafta geçmişti. Bruton ile Kaitlyn'in ilişkisi daha da samimileşerek ilerliyordu. Ancak Kaitlyn, Bay Scott'u daha fazla rahatsız etmemek için sevgilisiyle daha az görüşmek uğrunda bile olsa Thompson Malikanesine adımını atmıyordu. Sanırım böylesi her iki taraf içinde geçerliydi.

Ancak, Bay Scott böyle düşünmüyordu. Nedendir bilinmez ama içten içe tekrar Kaitlyn'in ziyarete gelip onunla konuşmasını istiyordu. Hatta itiraf etmeliydi ki onun bazenleri kendisiyle dalga geçmesini bile özler olmuştu. Ama gururuna yediremediğinden ne bunu kendisine itiraf ediyor ne de Kaitlyn'i malikaneye çağıracak cesarette bulunabiliyordu. Kaldı ki zaten aralarında böyle bir samimiyet olmadığından böyle bir davet yakışık kalmazdı. Kaitlyn'in işsiz güçsüz komşuları onlar hakkında arsız dedikodular çıkarabilirdi. Ama evet bunlara rağmen hala Kaitlyn'i tekrar görme arzusuyla yanıp tutuşuyordu. Bunu kendince Kaitlyn'le konuşursa egosunun okşanabilecegine yoruyordu.

Arada bir Bruton'u alıp köşeye çekiyor. Gündelik hayatından, ailevi ilişkilerinden konuştururken sorgunun sonunda illa konuyu Kaitlyn'e götürüp ağzından onun hakkında laf almak için uğraşıyordu.

Bruton, ise bu durumdan rahatsız ola ola hala sevgilisi hakkında bir adama bilgi aktarımı yapmaktaydı. Ancak efendisi hakkında kötü düşünmek istemiyordu. Hayır, bu hoşgörü değildi. Açıkçası bir nevi gözünün önündeki tehlikeyi görmezden gelmeye çalışıyordu. Çünkü bu malikaneden kendi isteği ile ayrılırsa zor duruma sokulacağının farkındaydı.

Günler böyle geçerken Kaitlyn, arkadaşı Welda ile Londra sokaklarında dolanırken tesadüfen Bay Scott ve Bruton'la karşılamıştı. Bay Scott, birkaç hafta önce malikanedeki asker sayısını çoğaltarak Bruton'u kendi özel koruması konumuna getirmişti. Bruton'un maaşına da cimrilik etmeyerek hatırı sayılır bir zam yapmıştı.

Selamı ilk veren Bay Scott oldu. Kaitlyn'e kalsa onları görmezden gelirdi ama birden kendisini onlarla konuşurken buldu. Ne var ki Bruton ile karşılaştığına fena halde sevindiği halde onunla konuşamadığından dolayı üzgün hissediyordu. Welda ile Bay Scott'u tanıştırmıştı. Bay Scott, kadınları devlet binasındaki ofisine, kahve içmeye çağırdı. Kaitlyn, bunu reddetmeyi planlıyordu ki Welda öne atılarak bu teklifi büyük bir heyecanla kabul etti. Bayanlar önde, baylar arkada giderlerken Welda Kaitlyn'in kulağına ilişip Bay Scott'u beğendiğinden bahsederken Kaitlyn, gülmemek için dudaklarını bastırdı. Welda ve Bay Scott. Şimdi düşünüyordu da oldukça uyumsuz, ürkünç bir çift olurlardı.

Çok geçmeden belediye binasına girdiler. Sıkıntı çıkmadan ofise girdiklerinde rahatlamışlardı. Bruton, normalde ofisin dışında vakit geçirirdi ancak Bay Scott, bir kereliğine problem olmayacağını söylerek onu ofisine kabul etmişti. Bruton bir köşede görevde olduğunu unutmayarak sessizce bekliyordu. Arada bir Kaitlyn ile bakışları kesişiyordu ancak kendisi zaten sürekli Kaitlyn'e odaklıydı.

Bay Scott, nihayetinde Kaitlyn'i yakaladığına sevinmişti. En son gördüğü haline oranla daha iyi görünüyordu. Güzelleşmiş diyebilirdi. Ancak şuan dili tutulmuş gibiydi. Ne konuşacağını bilmiyor utangaç bir tavırla Kaitlyn'e bakıyordu. Elinde olsa Bruton'u ve Welda denen o patavatsız kadını kovar ve Kaitlyn'le yalnız başına kalırdı. Diğerleri, onun bunu şuan ne kadar arzuladığını bilselerdi hiç şüphesiz Kaitlyn ile tek başına kalması için kendi istekleriyle ofisten defolup giderlerdi. Tabii ki bu kendi ütopyasında oluşturduğu varsayımdı. Yoksa realistik bir tavırla bakarsak Bruton'un kendi isteğiyle Kaitlyn'i kendisiyle yalnız başına bırakmaya razı gelmeyeceğinin o da farkındaydı. Eğer su Welda denen kadın olmasaydı kesinlikle Bruton'u da çeri almazdı. Tamam, evet Kaitlyn'i görebildiği için fevkalede derecede kendisini mutlu hissediyordu ancak hayal ettiği gibi değildi.

Bay Scott'un Arzusu |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin