Bay Scott'un Arzusu |TAMAMLANDI|

11. BÖLÜM

Keyifli okumalar

11. Bölüm

Kaitlyn, Welda'ın yeni subaylardan bahsetmesini dinlerken kapı çalındı. İçeri giren Bayan Nicholson'dan başkası değildi. Epey bir heyecanlı gözüken annesinin yüzünde güller açıyordu. Sevinçten aralanmış olan dişlerinin arasından Kaitlyn'in adını tekrarlayarak söylüyordu. Elindeki mektubu sevinçle kızına uzattı. Heyecandan kekeleyerek bu mektubun Bay Scott'tan geldiğini söyledi.

"Tatlım, hemen aç ve sesli oku! Tanrım koskocan baron kızımla ilgileniyor." Bay Nicholson odada dört dönerken "Başımıza talih kuşu kondu " diye bağırıyordu.

Welda'da en az Bay Nicholson kadar heyecanlı görünüyordu. Kaitlyn'e mektubu açması için söyleniyordu.

Kaitlyn, bu gereksiz telaşa sebep olan mektubu fazla geciktirmeden açmıştı. Mektubu zarftan çıkarıp okumaya başladı.

Sevgili Bayan Kaitlyn

Daha öncede anlaştığımız gibi sizinle beraber bir akşam yemeği arzuluyorum. Ve sanırım bunun için en uygun gece bu gece. Elbette bunu geciktirmemin sebebini size burada açıklayacak kadar kaba değilim. Lütfen teklifimi kabul edersiniz çünkü sizi zaten akşam olduğunda almak için kapınıza gelme kabalığında bulunacağım  Lütfen, beni şimdiden bağışlayın.

Sevgilerimle Bay Scott

Bayan Nicholson gülerek mektubu eline aldı ve tekrar gözden geçirip elinde sıktı.

"Baron senden hoşlanıyor, sana çıkma teklifi edecek!" Welda'da bunu onaylamıştı. Lakin Kaitlyn, bunun aşık bir adamın romantik mektubu olmadığının farkındaydı. Annesinin fikrini reddetti.

"Bugünkü dolunay için sevinçliyim. Özellikle bunu The Princess Royal'da izleyebileceğim için."

Bayan Nicholson kızını omuzlarından dürtüp sarstı.

"Tatlım, gerçekten salağa yatıyor olmalısın. Her neyse gel ve seni güzelce yıkayayım."

Kaitlyn, gitmek zorunda olduğunun farkındalığı ile annesine ısrarcı bir tavır takınmadan yıkandı.

Şimdi, havlusunu çıplak vücuduna sarmış bir şekilde küçük koltuğa oturmuş, annesinin kararsızca giyeceği elbiseye karar vermesini bekliyordu. Mor ve sarı elbiselerini çıkartıyor, kızının üstünde nasıl duracağına dair ölçüp tartıyordu. Welda'da büyük bir hevesle Bayan Nicholson'a yardımcı oluyordu. Derken Bayan Nicholson bie hazine bulmuş gibi gözleri ışıltıyla parlayarak toz pembe bir elbiseyi kızına uzattı.

"Tanrım, kuzum gerçekten bu elbiseyle prenses gibi görüneceksin."

"Maman, ortada abartılacak bir durum yok. Alt tarafı bie akşam yemeği yiyeceğiz."

Bayan Nicholson azarlayan bir tavırla kaşlarını çattı.

"Bu saflığını henüz çok genç olmana yoruyorum yavrum."

Kaitlyn, eline tutuşturulan elbiseye baktı ve burun kıvırdı. Bu elbise kötüden ziyade absürttü. Eğer böyle bir elbiseyi giyerse komik kalacağını bilebiliyordu. Bu yüzden annesini reddetti ve ayağa kalkıp bizzat kendisi akşam için aramaya başlamışken gözüne çarpan açık tonlardaki mor elbiseyi beğenmiş bir tavırla süzdü ve üstüne tutarak "Maman, bu kesinlikle harika gözüküyor."

Annesi, yapma bir kibirle "Benim seçtiğim daha güzeldi hayatım." Kaitlyn, annesinin gönlünü almak için eğilip kızarık yanaklarına öpücük bırakarak geri çekildi. Hanımlar, Kailtyn'e giyinmeleri için yardım ettiler. Makyajı fazla abartılı olmamakla beraber saçlarını serbest bırakıp doğallıkla dalgalandırdılar. Aksesuar olarak fazla ağır olmayan ama gösterişli inci takıları tercih etmişlerdi. Tüm bu hazırlıklar akşama kadar sürmüştü. Hazırlığın son demlerindeyken Bay Scott kapıya gelmişti. Kaitlyn'e baktı ve alt dudağını ısırdı. Alıcı gözüyle süzüp gülümsedi ve kafasını salladı. Kaitlyn'e kolunu uzatarak koluna sarılmasına izin verdi. Bayan Nicholson'da kocasının koluna sarılmış, göğsüne yaslanmış yüzündeki gururlu anlatımla çifte bakıp gülümsüyordu. Neredeyse ağlayacaktı. Kaitlyn, annesinin olayı bu kadar romantize etmesinden utanç duyuyordu. Bay Nicholson ise yüzündeki komik bir anlatımdan ziyade ciddi bir duruşla Bay Scott'a öğütler verip sözde kayınpederlik taslıyordu.