8. BÖLÜM

80 5 0
                                    

Kısacık bölümlerden sonr tekrar uzun bir bölüm yazma zahmetine giriştim°

•~'.~°•'.~•°

8. Bölüm

Balo günü gelip çattığında Bay Scott, Nicholson konağından Kaitlyn'i alıp davetin olduğu mekana götürmüştü. Kaitlyn'in üstündeki açık yeşil tonundaki uzun, nazik elbisesi yerlerde sürünürken Bay Scott kahverengi bir takım tercih etmiş ve her zamanki alışkanlığından ödün vermeyerek üstüne birde siyah paltosunu geçirmişti. Kolundaki Kaitlyn'e göz ucuyla bakınca yüzündeki bulutlanma silindi, yumuşak bir anlatım belirdi. Balo salonuna girdiklerinde, salonun çoktan doldurulduğunu farketmişlerdi. Neyseki garsonların yönlendirmeleriyle köşede kendilerine yer bulabilmişlerdi. Kaitlyn, kendisine ikram edilen İngiliz Tatlısını Bay Scott'a ikram ettiyse bile reddedilmişti. Sözde tatlıyı sevmiyormuş.

Danstan sonra biraz hava alıp, sinirlerini gevşetmek isteği içinde olduklarından balkona çıkma ihtiyacı hissetmişlerdi. Şimdi ikiside Londra'nın eşsiz bucaksız manzarasını, alçak korkuluklu demirlerin arkasınsan seyrediyorlardı. Bay Scott bugün viski tercih etmişse bile Kaitlyn için aynı şeyi elbette söyleyemezdik. Yine aşırıya kaçarak içmiş ve sarhoştu. Zaten bundan dolayıdır ki Bay Scott hava alırsa kendisine gelebileceğini düşündüğünden onu aradan balkona kaçırmıştı.

"Bana çok güveniyorsunuz."

Kaitlyn, sarhoşluğun verdiği nahoşlukla Bay Scott'a bakıp güldü ve elindeki içki bardağını savururcasına havaya kaldırıp evet diye söylendi. Bay Scott, bardak kırılmadan önce öne atılıp kıvrak bir hareketle kontrolü eline aldı ve bardağın dibinde kalan içkiyi yudumlayıp arkasına sakladı.

"Bayan Kaitlyn, dönmeliyiz."

Kaitlyn, kızarık gözlerini Bay Scott'un sert kavisli yüzüne mimleyip "Hayır, bu gece buradayım." Diye söylendikten sonra ilave etti. "Dilerseniz siz gidin."

"Saçmalıyorsunuz Bayan Kaitlyn."

Bay Scott, paltosunu çıkarıp nazik bir tavırla Kaitlyn'in omuzlarının üzerine atıp düzeltti ve kendisiyle gelmesi için belinden kavrayıp çıkışa, faytona kadar götürdü. Kaitlyn'in, sözlerindeki inatçılılık, davranışlarındaki uysallıkla çakışıyordu. Bay Scott yavru bir köpeği severmiş gihi kollarındaki kızın başını okşayıp onu yatıştırıyordu ki hırçınlaşmasın. Öyle ki nefeslerini bile kontrollü alıyordu. Onu incitmeden faytona bindirdiğinde Kaitlyn, yorgun sarhoş taklidinden vazgeçip çene çalmaya başlamıştı. Faytonun iç dekorundan, faytoncunun mor gömleğinin tuhaflığından, geride bıraktıkları ay ışığının sinmiş olduğu ayçiçeği tarlasının ürkütücülüğünden bahsederken kafasını tekrar Bay Scott'tan yana çevirdi. Koluna girip yapışırken sürekli suratsız olduğundan şikâyetçi olmaya başlamıştı. Hatta bir ara elleriyle Bay Scott'a yapmacık bir gülümseme yapma gibi bir girişimde bulunmuş ama engellenmişti. Kendi kendine gülüp çok çirkin göründüğünü söyledi. Sonra tekrar kafasını gömdü. Bir süre diline dolanan sakin bir şarkıyı beceriksizce söylemekle çabalamışken kafasını kaldırıp habersizce Bay Scott'un dudağının kenarına ilişip küçük bir öpücük kondurdu. Ardından tekrar eskisi gibi yaslandığı kola kafasını gömdü ve şarkısına devam etti.

Bay Scott, bu beklenmeyen öpücükten rahatsız olmuş gibi kafasını dışarıya çevirip yüzüne memnuniyetsiz anlatım kondurmuştu. Fakat işin aslı böyle değildi. Aksine Kaitlyn'in yaptığı bu soytarılık onu epey bir eğlendirmişti. Bir süre bu öpücüğü kullanabilirdi.

"Bayan Kaitlyn, siz böyle herkesi öper misiniz?" Diyerek Bruton'la öpüşmesine atıfta bulunmak istemişti. Kaitlyn, kafasını sallayıp "Hayır, bu benim ilk öpücüğüm." Diyerek tembel bir şekilde konuştu. Dediğinden pekala emindi. Bay Scott, içine doluşan gülme isteğini bastırmaya çalışarak dudaklarını birbirlerine yapıştırdı.

Bay Scott'un Arzusu |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin