20. BÖLÜM

61 4 0
                                    

20. Bölüm,
keyifli okumalar🎀

Greenley'lere olan pek keyifli ziyaretleri gece yarısına kadar sürmüş ve ne yazık ki hanımların vedalaşmaları pek üzüntülüydü.

Bay Scott, karısını teselli etmeye çalışırken yine kendisine pay çıkarmaya çalışıyordu. Bir ara faytondayken Kaitlyn'i kucağına oturtup, saçlarını teselliyle okşarken "Güzel canını sıkma yavrum ne de olsa Greenley'lere yalnızca birkaç saat uzaktayız. Ben Londra'ya giderken bile bu kadar üzüntülü değildin."

"Seni her zaman görüyordum hatta bir süre sonra senden uzaklaşma ihtiyacı duyuyorum. Ashley'iyse görmeyeli epey uzun zaman oldu. Hem ben şuan sadece Ashley'den ayrılmama üzülmüyorum. Şimdi bir anı olan hatıralarıma iç çekiyorum. Zamanın su gibi aktığını düşünüp mahvoluyorum. Bir daha o günlere geri dönemeyeceğimi düşündükçe daralıyorum."

Bay Scott, eşinin ilk başta kendisi hakında ortaya vurduğu gerçekten sonra kırgın hissetse bile buna takılmamış gibi yaparak Kaitlyn'in başını kaldırıp avuçlarının içine aldı ve anlamlı bir bakışla beraber "Belki geçmiştekilerin değerini pek bilemedin ama şimdi yaninda olanlara sımsıkı tutun, onlara değer ver. İlerde tekrar geçmiş için pişman olmayacaksın."

Kaitlyn, yüzündeki sıcak bir tebessümle sevgilisinin dudaklarına öpücük konduraraj onu ödüllendirdi. Ardından sımsıkı sarıldı.

"Haklısın sevgilim, şimdiki zamanın değerini bilmeliyim."

"Evet, hayatım. Yalnız sevgilim demesen, sonuçta senin kocanım." Bunu derken gözleri parlamış, kirlk sakalının arasındaki geniş dudaklarına muzip bir sırıtış yerleştirmişti. "Evet senin kocanım, ona göre bana hitap et. Zaten doğrusu bana ismimle hitap etmen bile beni tatmin etmiyor. Bana yavrum, kuzum, hayatım diyebilirsin herhalde. Hoş bunu senden bekleyemem çünkü ne de olsa basbaya sen beni, benim seni sevdiğimden daha az seviyorsun. Hani, arada bir benden uzaklaşma ihtiyacı duyuyorsun ya."

"Lütfen sen üzgün olma yoksa ağzın bir türlü kapanmıyor. Misafirlikte sessiz, durgun bir adamın tekiydin ama şuan görüyorum ki benden daha fazla konuşuyorsun. Şimdi sus, beni dinle. Belki kafandaki şüpheler gider. Ben burdayım, senin yamacındayim Scott ve bu hep böyle kalacak. Yalnız arada bir seni özlemek istiyorum. O yüzden senden uzaklaşmak istiyorum. İtiraf etmem gerekirse sen Londra'ya gittiğinde bunun kötü bir fikir olduğunu farkettim. Senin olmadığın günler konak sıkıcıydı, ziyaretler sıkıcıydı. Sensiz geçen tek bir günden haz alamadım. Tüm ayrılık boyunca kokun burnumda tüttü. Geleceğin güniçin her gün biraz daha sabırsızlandım. Geldiğin gün çok coşkulu davranmadım ama inanki seni salonda o siyah paltonla, hediye kutularıyla dimdik ayakta görünce pek sevinmiştim. Kabul etmeliyim, ben utangaç birisiyim, bu yüzden duygularımı öyle açığa vuramam. Ama bir an önce Bay Theo'yu uğurlayıp seninle ilgilenmek için can atıyordum."

"Sen bunları söylemesen bile ben zaten hep farkındaydım aslında. Hem sen bana soğuk davrandığını düşünüyorsun ama ben öyle düşünmüyorum. İçine kapanık bir kadınsın ve ben usulca duvarlarını yıkıp sana ulaşmak için sabırsızlanan bir adamım. Ve gün geçtikçe aramızdaki duvarı birlikte yok ediyoruz. Sen bana her sonraki gün, bir önceki günden daha ilgilisin, yumuşaksın. Ve itiraf etmem gerekirse seni arzularken seni elde edemeyeceğim diye epey korkmuştum. Şimdi tekrar bahsetmek istemediğim kötü randevular ve bazı insanlar seni benden uzakta tutuyordu ama ben bir kere seni kafaya koymuştum. Peki, bana ismimle hitap etmeye devam edebilirsin ama nolursun bana sevgilim demem. Ben senin kocanım Kaity. Nolursun karıcığım, bana sevgilim deme."

"Peki kocacağım sen ne dersen o."
Bay Scott, kendisiule dalga geçen bu muzip canavarın burnunj yakalayıp kıstırarak cezasını kesti ve tekrar konuşmasına izin verdi.

"Yalnız, pek duygusal bir adamsın. Oysa hiçte öyle gözükmüyorsun."

"Zaten duygusal birisi değilim. Yalnız, hayatım, konu sen olunca pek alıngan oluyorum. Ben de farkındayım ama umurumda değil. Çünkü senden bir şey saklamak istemiyorum. Aksine beni anlamanı ve böylece beni şımartmanı istiyorum."

"Seni şımartmamı istiyorsan benimle yapacağına söz verdiğin kılıç savaşını yapmalısın."

"Bana şart mı koşuyorsun? Tamam o zaman bunu oldu bil küçük hanım. Önümüzdeki ay için hazırlan, sana acımayacağım."

"Acırsanız acıncak duruma gelirsiniz Scott Thompson. Şimdi bu kaba konuları bir kenara bırakalım, ne dersiniz? Belki sıradan bir çiftler gibi tartışmak yerine sessizce evimize gideriz."

"Evet olabilir ama sen bu kadar yakınımdayken benden sessiz kalmamı istemen bencilce olur tatlım." Kaitlyn'in elini tutarak göğsüne götürerek bastırdı. "Bak görüyorsun ya kalbimin halini. Bundan sen suçlusun küçük hanım. Benden hala sessiz olmamı mı bekliyorsun. Üzgünüm ama maalesef bunu yapamayacağım."

"Peki Scott, o zaman bu yılki hasılattan konuşmaya ne dersin? Bay Joe-"

Bay Scott, kara, büyük elleriyle karısının ağzını kapadı. Kaşlarını çatarak yalvarır bir tarzda "Nolursun karıcığım sus, devam etme. Biliyorsun bu gibi sıkıcı konuları seninle konuşmaktan hazzetmem. Mutsuz yaşlı çiftler gibi ne diye bunu konuşalım? Peki bana yaslan ve manzaranın tadını çıkar. Daha fazla aşkımdan bahsetmeyeceğim, rahat olabilirsin. Yalnızca arada bir saçını okşayabilirim ya da boynuna öpücük kondurabilirim."

"Bunlar bile senin için çok büyük gelişme, biliyorum. Problem değil."


Bay Scott'un Arzusu |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin