"Bebeğim tuzu uzatsana." dedi Ceyda Özgür'e.
Toprak önündeki tuzu Ceyda'ya uzatınca "Bebeği sen misin amına koyayım?" dedi Özgür, Toprak'a ters ters bakıp. Oturduklarından beri tek kelime konuşmamışlardı ama birbirlerine her an üzerlerine atlayacak gibi bakıyorlardı.
Olası bir kavga sırasında Toprak'ın boy üstünlüğü olsa da Özgürde garip bir irilik vardı. En azından görünen kısımlarında.
"Kes ağzı bozuk velet seni." dedi Toprak ters ters bakıp.
Özgür "Git kendi sevgiline tuz uzat." diyince "Ona da uzatırım." dedi Toprak ve aldığı tuzu Karahan'a verdi. Karahan onun bu haline gülümsedi ve dudağına kısa bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Didişip durmayın."
Ceyda bıkkınca konuştuğunda Toprak ona da ters ters baktı. Tam laf yetiştirmek için ağzını açmıştı ki bacağının içinde hissettiği dokunuşla tükürüğü boğazında kalmış gibi öksürmeye başladı. Karahan'ın masum bir şekilde ona baktığını gördüğünde korkuyla elini bacak arasına attı. Eli Karahanın koca elini bulduğunda sinirle tırnaklarını koca ele geçirdi. Öyle habersiz bakmıştı ki yüzüne elin sahibinin Karahan olmadığını sanmıştı.
"Şimdi de masanın altından mı elleşiyorsunuz?"
Toprak gözlerini devirdi ve sesli bir nefes verip "Sana mı soracağız amına koyayım!?" dedi sinirle. Böylece Karahan onun ilk sesli küfrünü duymuş oldu.
Ceyda "Susun artık. Bakın masaya kusmama az kaldı." dediğinde "Kusarsan sen temizlersin." dedi Toprak direkt.
Karahan saçma bir atışmanın daha geldiğini hissedince olaya el atması gerektiğini fark edince elini bu sefer daha da iç yerlere uzatıp eline gelen eti sıkıştırdı.
Toprak aniden öksürmeye başlayınca masadaki bütün gözler ona döndü.
"İyi misin?" dedi Karahan meraklı bir yüzle.
Toprak kıstığı gözlerini ona çevirdi ve bacaklarının arasındaki elin sahibi süzdü. Elleri hisseden kendisi olmasa onun yapmadığına gerçekten inanacaktı. Karahan iyi bir oyuncuydu.
"İyiyim." dedi sesini sabit tutmaya çalışarak. Çünkü eller sabit durmuyordu. "Boğazıma tükürük kaçtı."
Hmm diye bir ses çıkararak gülümsedi Karahan.
O ikisini izleyen Ceyda ve Özgür göz göze geldi. Özgür gözlerini son kez onlara çevirip Ceyda'nın kulağına doğru eğilip fısıldadı.
"Çok sinsi gülümsedi kıl oldum."
Ceyda Karahan'ın gülüşüne odaklanınca Özgür'ün haklı olduğunu fark edip bakışlarını onlardan çekti.
"Gitsek mi?" dedi Özgür rahatsızca. Bu garip ortama bu kadar bile katlandığı yeterdi. Onu da Ceyda için yapmıştı.
Ceyda "Tamam." diyince Özgür aniden kalktı ve onu iliklerine kadar rahatsız hissettiren iki çocuğun bakışları ona döndü.
"Hayırdır?" dedi Toprak. Tek kaşını kaldırıp onu süzdü.
Cevabını Ceyda verdi ve "Biz gidelim Toprak." dedi abi kelimesini es geçerek.
Toprak bu sefer bakışlarını Ceyda'ya çevirdi.
"Neden? Nereye?"
Sesi Özgür'e hitaben konuştuğundakine göre daha sakin ve yumuşaktı. Bu Ceyda'nın da Özgür'ün de dikkatinden kaçmadı.
"Çok geçe kaldım. Eve gitmem gerekiyor."
Ceyda onun ses tonunun etkisine girip ilk defa inatlaşmadan açıklama yapmıştı.
Toprak sessizce başını sallayıp onayladı.
Ceyda ayakta onu bekleyene Özgür'e dönüp "Gidelim." dedi ve kapıya doğru hareketlenen Özgür'ü takip ederek odadan çıktı.
Toprak da onların peşinden ayağa kalkmıştı. Özgür ayakkabılarını giyip dışarı çıkınca Ceyda'nın mutfaktan çıkan abisine baktığını görünce "Ben gidiyorum sen de arkamdan gelirsin." dedi ve Toprak'a son kez bakıp merdivenlere yöneldi.
Özgür aşağı inip görüş açılarından çıktığında Ceyda içine kaçmış sesiyle "Görüşürüz." dedi ve ayakkabılarını giymek için kapıya doğru yürüdü. Hızlıca ayakkabılarını ayağına geçirip doğruldu.
Ceyda gitmek için arkasını döndüğünde Toprak "Ceyda," dedi arkasından seslenip. "Yine gel."
Ceyda duraksayıp Toprak'a döndü. Onunla göz göze gelince bir şey söylemeden başıyla onaylayıp yavaş adımlarla merdivenlerden inerek gözden kayboldu.
Toprak sesli bir nefes verip kapıyı kapattı ve mutfaktan çıkan Karahan'ı görünce ona doğru yürüdü.
"Bana görüşürüz dedi." dedi hızlıca ve atmaktan sıkışan kalbine koydu elini. "Gelir yine, değil mi?"
Karahan onun bu haline üzgünce bakıp sıkkınca yüzünü sıvazladı.
"Sanmıyorum Toprak."
Ayakta öylece dikilen Toprak'a doğru yürüyüp önünde durdu.
"Ona bu kadar çabuk güvenme." dedi Karahan. Ellerini Toprak'ın saçlarına geçirip yumuşak tellerin arasında dolaştırdı. "O senin tarafında değil. Annenin tarafında. Ona inanıyor."
Toprak "Ama onun bir suçu yok ki." dedi titreyen sesiyle. Burnunun direği sızlamıştı. Gözleri doldu. Gözyaşlarını geri göndermeye çalıştı ama saçlarının arasında hissettiği eller bu konuda hiç yardımcı olmuyordu.
"Suçu var demedim. Senin tarafında değil dedim. O annenize inanıyor. Bunu kabul etmen gerekiyor."
"Ama benim anlattıklarımı dinledi. Düşündükçe anlar annemin anlattıklarının yalan olduğunu. Hem anneme tamamen inanıyor olsa benimle kalır mıydı?"
Toprak'ın gözündeki umut parıltısını gören Karahan bakışlarını o gözlerden çekti.
"Toprak," dedi itiraz etmek için. Toprak onun itiraz edeceğini fark ettiğinde bir adım geri çekildi ve saçlarındaki ellerin havada asılı kalmasına sebep oldu.
Ve Karahan'a bakmadan yanından geçip gitti.
O kadar hastayım ki... Salgın var çok fena. Kendinize dikkat edin. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sütyen | BxB | Texting
RandomToprak: Sütyenin bizde kalmış prenses 19.08.2022 24.08.2022 Olumsuz örnek içerir.