36

1.9K 143 43
                                    

Toprak

İfadesiz tutmaya çalıştığım yüzümle etrafımdaki evlerde gezdirdim bakışlarımı. Başta üzerinden yıllar geçtiği için her evin aynı olduğu bu mahallede onun evini tanıyamayacağımı düşünmüştüm ama mahalleye adımımı attığım anda ayaklarım benden bağımsızmışçasına hareket etmeye başlamış ve beni hiç gelmek istemediğim o evin önüne getirmişlerdi. Evin her bir köşesinde bakışlarımı gezdirdim. Pekala burada o kadar da kötü anılarım yoktu. Aksine iyi diyebileceğim şeyler de olmuştu ama birazdan olacaklardan sonra buraya bir daha adımımı dahi atmak istemeyeceğimi çok iyi biliyordum.

Yüzüm tiksintiyle buruştuğunda gözlerimi kapatıp başımı iki yana salladım. Tüm bunlar benim yüzümdendi. En başında ondan yardım istemeseydim böyle olmayacaktı. O yüzden her şeyi hak ediyordum. Sesimi kesmeli ve yaptığım hatanın sonuçlarına katlanmalıydım.

Hataya tam olarak nereden başladığımı da bilmiyordum. Ne yazık ki bu hata ondan istediğim yardımdan da önce başlamıştı ve bir daha da peşimi bırakmamıştı.

Kerem benim lise arkadaşımdı.

Aslında aramızda tam bir arkadaşlık ilişkisinin olduğunu söyleyemezdim. Sınıftan tanıdığım ve arada sohbet ettiğim biriydi. Taa ki benimle konuşmak istediğini söyleyerek beni evine çağırdığı zamana kadar.

Evet, sanırım ilk hatamı aptallık edip onun evine giderek yapmıştım. Tanrı aşkına hangi akla hizmet yakından tanımadığım birinin evine gidebilmiştim? Deli gibi pişmandım ama akılladığımı da söyleyemezdim. Nitekim daha yakın bir zamanda yine tanımadığım bir insana evimin adresini vererek bu hatayı tekrarlamıştım. Üstelik bu sefer tanımadığım o kişiyi hayatıma ve dudaklarımın arasına almıştım.

Cidden aklım neredeydi benim? Tam bir aptaldım.

Başta tereddütte kalsam da Kerem'in evine gitmeyi kabul etmiştim. Her şey normal başlamıştı ama Kerem'in ağlamaya başlamasıyla işlerin rengi değişti.

Deli gibi ağlarken benden hoşlandığı ve artık bunu içinde tutmak istemediğini söylemişti. O kadar acı içinde duruyordu ki ona acımaktan kendimi alamamıştım. Bu da yaptığım ikinci hataydı.

Ona acımıştım ve haddinden iyi davranarak onu kendime bağlamıştım.

Sikeyim.

İşler öyle bir boka sarmıştı ki artık nefes alamaz hale gelmiştim. Her adımımda ortaya çıkıyor ve beni asla yalnız bırakmıyordu. Geceleri bile izlenmeye başladığımı hissetmiştim ve bu beni delirtmişti. Ondan başka kimseyle konuşmamı istemiyor ve konuştuğum herkesi çevremden uzaklaştırıyordu. Bu da üçüncü hatamdı.

O çevremdeki herkesi tehdit ve şiddetle benden uzaklaştırırken ben bunu onun yaptığını fark edememiştim.

Etrafımda kimse kalmamıştı ve bunun tamamen benim suçum olduğunu düşünüp ne yanlış yaptığımı bulmaya çalışıyordum. Sonra ortada bir yanlışımın olmadığını ve tüm bunları yapanın o olduğunu öğrendiğimde ona hayatımdan defolup gitmesini söylemiştim. Bu da dördüncü hatamdı.

Onu kendime düşman edip benim için de bir tehdit haline getirmiştim.

Onunla oynadığımı ve ölmeyi hak ettiğimi söylemişti. Ama şunu söylemeliydim ki yaptığım bazı doğrular da vardı. Ona onunla bir ilişki yaşayamayacağımızı sadece arkadaş olabileceğimizi en başında söylemiştim mesela. Ona karşı olan iyi davranışlarımdan umut beslememesi gerektiğini söylemiştim. En başında, lanet olsun en başında söylemiştim. Ama onun bunu anlayacak kadar aklı başında olmadığını fark edememiştim ve bu da beşinci hatamdı.

Sütyen | BxB | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin