"Neden yanında olmama izin vermedin!?"
Karahan yan odalarında uyuyan Ceyda'nın uyanmaması için kısık tutmaya çalıştığı sesiyle sertçe konuştuğunda Toprak yarım saattir yaptığı gibi cevap vermedi ve gözlerini birbirine kenetlediği ellerinden çekmedi. Tepki vermiyordu, mimiklerinden bir şey anlaşılmıyordu. Tek yaptığı öylece durmaktı.
Ceyda kafede bayılınca ne yapacağını bilememiş ve onu apar topar evine getirmişti. Kucağında bir kızla kapıda dikildiğini gören Karahan başta yanlış anlasa da gerçeği öğrenince daha sinirlenmişti. Onu böyle dağıtacak bir şeyi -üstelik Karahan buradayken- nasıl yalnız yapabilirdi?
Ama Toprak ailevi meselelerine Karahan'ı dahil edemezdi. Çünkü Karahan neyle karşılaşacağını bilmiyordu ve istemeden de olsa yanlış bir tepki verirse Toprak yıkılırdı. Hem Karahan'ın ona yardım etmesi için yanında olmasına gerek yoktu ki. Evde onu beklediğini bilmek de ona güç vermişti.
"Toprak cevap ver!"
Toprak sesli bir nefes verip oturduğu yerden kalktı ve Karahan'a bakmadan yanından geçip giderek odadan çıkacaktı ki Karahan izin vermeyip kolundan tuttu. Nazikçe kendine çevirdi ve kaçırdığı gözlerinin kendine dönmesi için Toprak'ı hafifçe sarstı. Ama Toprak ona bakmayı reddediyordu.
"Toprak," dedi. Bu sefer sesi anlayışlı ve sakindi. "Neden bir şey söylemiyorsun?"
Toprak tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki duraksadı. Yere odakladığı gözlerini Karahan'a çıkarıp göz göze geldiğinde yüzünü buruşturdu ve ağlamaya başladı. Karahan'dan yüzünü saklamak için elleriyle yüzünü kapattı ve arkasını döndü. Yere oturduğunda "Siktir." dedi Karahan telaşla. Ona arkasını dönmüş Toprak'ın sırtına sarılıp onunla birlikte oturdu.
Toprak ağlamazdı. Şu son 1 haftayı saymazsa en son ne zaman ağladığını bile bilmiyordu. Ama şu 1 haftada hayatında hiç ağlamadığı kadar ağlamıştı.
Çünkü Karahan gelip alıştığı yalnızlığını bozunca ne kadar acınası olduğunu hatırlamıştı.
Akan burnunu çekip Karahan'ı hafifçe itti ve kollarının arasından çıkmaya çalıştı. Karahan ise kollarını sıkılaştırdı ve gitmesine izin vermedi.
"Bırakır mısın?" dedi Toprak sesi çıkmadığı için zorla fısıldayarak. "Lütfen."
Karahan, Toprak'ı büyük bir güç kullanarak kendine çevirdi ve yüzünü kapattığı ellerini zorla çekti. Toprak'ın kızarmış burnu ve şişmiş dudakları açığa çıktığında Karahan derin bir nefes aldı ve ellerini Toprak'ın yanaklarının iki yanına koyarak kendine çekti. Toprak'ın bakışları Karahan'ın dudaklarına indiğinde Karahan tuttuğu yüzünü kendine çekip dudaklarını nazikçe ıslak ve şiş dudaklara bastırdı.
Dudaklarını oynatmadan bekledi ve Toprak'ın vücudunun nasıl yavaş yavaş sakinleştiğini dudaklarında hissetti.
Toprak dudaklarının dudaklarında kaldığı dakikaların sayısını unuttuğunda Karahan'dan ayrıldı ve derin bir nefes alıp ellerini başının arkasındaki saçlarının arasına geçirip tekrar kendine çekti. Karahan dudaklarıyla onu sakinleştirmişti şimdi de onun dudaklarının sırasıydı.
Dudakları sertçe yeniden birleştiğinde Toprak Karahan'ın kapalı dudaklarını diliyle taciz edip davetsiz bir şekilde içeri sızdı. Bir yandan Karahan'ın dudaklarını keşfederken diğer yandan da bacaklarını açtı ve Karahan'ı bacaklarının arasına çekti.
Şu ana kadar kimsenin hakimiyeti altına girmemiş olan Karahan, şimdi birinin bacakları arasındaydı ve bu durumdan hiç şikayetçi değildi. Aksine kontrolü ona bırakmak içinde bir şeyleri hareketlendirmişti. Tabii hareketlenen yalnızca içi değildi. Altında da bir şeyler hareketlenmeye başlamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sütyen | BxB | Texting
RandomToprak: Sütyenin bizde kalmış prenses 19.08.2022 24.08.2022 Olumsuz örnek içerir.