38

1.9K 141 45
                                    

Ceyda beni getirdiği dairenin zilini çalıp beklediğinde ben de sessizce yanında duruyordum. Nerede olduğumuza dair bir fikrim yoktu. Bildiğim tek şey burada olmamam gerektiğiydi.

Kapı açıldığında gördüğüm tanıdık yüzle kasıldım.

İçim kaçıp gitme isteğiyle dolduğunda rahatsızca kapının ardındaki yüze baktım.

"Benim burada ne işim var Ceyda?"

Ceyda'ya dönüp konuştuğumda kaşlarını çattı. Bir şey söylemek istiyor ama kendini tutuyor gibiydi.

"Ne yapsaydım? Bıraksaydım da o soğukta orada ölse miydin? Kimsenin cesedini banktan toplayacak cesaretim yok Toprak." dediğinde ben de kaşlarımı çattım.

"Sana, ihtiyacımın olmadığını söylemiştim." dediğimde bu hırçınlığımın haksız olduğunu biliyordum. Ona değilse bile birine ihtiyacım vardı. O değilse bile biri bana yardım etmeliydi. Bunu biliyordum ama kabul etmek istemiyordum.

Şu yaşıma kadar kimseden yardım dilenmemiştim ve şu an buna ihtiyacımın olduğunu bilmek ağır geliyordu.

Bakışlarımı ondan çekip kapıda dikilen Özgür'le göz göze geldiğimizde Özgür bir adım geri çekildi ve açtığı boşluğu göstererek "İçeri gel Toprak." dediğinde bakışlarında veya sesinde bir kötülük aradım. Bir tehlike, bir tehdit veya bir acıma aradım. Ama hiçbiri yoktu. Sadece boş bir şekilde baktığını gördüğümde tereddütle içeri çevirdim gözlerimi.

Ceyda beni hafifçe arkamdan ittirdiğinde pes ederek ikisine de bakmadan içeri girdim.

Sadece biraz durup, belki de sabahı bile etmeden çıkıp gidecektim. Zaten güneşin doğmasına sadece birkaç saat kalmıştı.

Yüzüme sıcak bir hava çarptığında ne kadar üşüdüğümü yeni fark edebilmiştim. Düşecek gibi olduğumda tutunacak bir yer aradım bilinçsizce.
Elim fark etmeden Özgür'ün kolunu bulduğunda kendime gelmek için uğraştım. Beynim dönüyordu ve gözlerimi açmak bile zor geliyordu.

Yere çöküp elimi yeniden ağrımaya başlamış kalbime bastırdığımda ikisinin de önüme çöktüğünü gördüm güç bela.

"Toprak?"

"Toprak iyi misin? Bir hastalığın mı var? Ne yapmamız gerekiyor bir şey söyle."

Özgür'ün sesini duymuştum ama algılarım şu an oldukça zayıftı.

Bana ne olduğunu veya ne yapılması gerektiğini bilmiyordum. Ne bir bir hastalığım vardı ne de bu halimin bir çözümü. Ben sadece içimde taşıdıklarımı kaldıramıyordum artık.

Başımı zorla aşağı yukarı salladım endişelenmemeleri için. Bir de onları uğraştırmak istemiyordum.

Başımın dönmesi azaldığında temkinli bir şekilde doğruldum. İkisinin de bana baktığını gördüğümde "Başım döndü sadece." dedim.

"Anladım. Hadi içeri geç otur biraz."

Özgür bir odaya girdiğinde ben de onu takip ettim.

Koltuğun üzerine yatak yapılmış olduğunu fark ettiğimde Ceyda'ya baktım. Bunu yapmasını Ceyda mı istemişti yoksa Özgür kendi mi düşünmüştü?

"Gelir gelmez yatıp dinlenmek istersin diye düşündüğüm için yatak hazırladım." dedi Özgür.

Derin bir nefes aldığımda ikisi de bana dönmüştü. Beklemediğim insanlar beklemediğim şeyler yapıyordu. Belki de bunlar büyük şeyler değildi. Belki de herkes böyle yapardı ama yapmamıştı işte. Özgür beş dakikada hayatımda kimsenin yapmadığı kadar yardım etmişti. Bana evini açmıştı. Bu da beni en çok huzursuz eden şeydi.

Sütyen | BxB | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin