34

2.1K 156 43
                                    

Toprak uzun uğraşlar sonucu demlediği çayı önünde duran iki bardağa doldurduktan sonra sakince balkona yürümüş ve çayın birini sandalyede oturan kalıplı polise uzatmıştı.

Polis çayı aldığında Toprak da diğer sandalyede oturmuş ve elindeki çayı dökmeyecek şekilde rahatça yayılmıştı.

Toprak çayından sesli bir yudum aldığında polis "Ee gelmedi seninki?" dedi çayından bir yudum da o alıp.

Toprak omuz silkti ve "Gelir birazdan." diye rahatça konuştu.

Karahanla konuştuktan hemen sonra, mesai saatinin bittiğini ve birazdan evine döneceğini bildiği polis komşusunun dönüşünü yakalamak için balkona çıkmış ve gelenleri gözetlemeye başlamıştı. Onu bekletmeden dakikliğiyle her zamanki saatinde arabasını evin önüne park eden komşusu binaya girdiğinde 'akıllı uslu kibar genç' kartını kullanarak onu Karahan'ı püskürtmeye ikna etmişti. Tabii Karahan'ın hayatındaki asıl rolünü bilse püskürteceği kişilerin arasına kendi de gireceğinden Karahan'ı sadece kendini rahatsız eden biri olarak tanıtmıştı. Teknik olarak Karahan onu rahatsız ettiğinden yalan söylemiş sayılmazdı bu yüzden ona bir çay demlemiş rahatça Karahan'ın gelmesini bekliyordu.

Kısa bir sessizlikten sonra polis "Çay demlemeyi nereden öğrendin?" diyerek sessizliği bozduğunda Toprak yüzüne yayılan sırıtışı engelleme gereği duymadan çay bardağını değerli bir sanat eseri tutar gibi havaya kaldırdı ve "Çay demleme sanatı doğuştan gelen bir yetenektir." dedikten sonra çayını dudaklarına götürüp sesli bir yudum daha aldı.

Çay demlemek mutfakta becerebildiği tek şeydi. Nitekim midesinde çay ağacı çıkmasına az kalmıştı.

Komşusu bir şey söylemek için ağzını açtığında evin önüne duran siyah arabayla Toprak yayıldığı yerden hızla doğruldu ve komşusunun elinden çayı aldığı gibi kendi çayıyla beraber yere koyup komşusuna siyah arabayı işaret etti.

"Bu o. Sadece ayakta dikilip ters ters baksan yeter. Gider bence. Korkak biridir kendisi." diye kısa bir açıklama yaptığında polis 'o iş bende' diye işaret edip dediği gibi ayağa kalktı. Mesleğinin verdiği ciddiyetle dik dik arabaya bakmaya başladığında Karahan arabadan çıktı ve direkt Toprak'ın balkonunda dikilen uzun boylu, yapılı adamla göz göze geldi.

"Hay senin inadını sikeyim Toprak." diye kendi kendine söylendiğinde kenardan kafasını çıkarıp ona bakan Toprak'ı gördü. Gözüyle polisi işaret edip 'ne yapıyorsun sen' anlamında kafasını salladı. Toprak mimik oynatmadan el hareketi çektiğinde Karahan gözlerini büyütüp başını bıkkınlıkla iki yana salladı.

Normalde Toprak küfür edip el hareketi çekecek bir tip değildi. Ama son zamanlarda oldukça küfürbaz biri olmuştu. Karahan yarattığı bu eserden hiç memnun değildi.

Ne yapacağını bilemeyip kararsızlıkla polise baktığında Toprak eliyle 'git git' işareti yaptı.

Kapıya gidip içeri girmek istese en fazla ne olabilirdi ki?

Temkinli adımlarla polisin ters bakışları altında binaya doğru yürüdü ve açık bırakılmış çelik kapıdan içeri girdi ve hızlı adımlarla merdivenleri ikişer ikişer çıkarak Toprak'ın katına çıktı. Kapıyı açmış önünde dikilen polisi ve polisin arkasından ona bakan Toprak görüş açısına girdiğinde yavaşladı ve polise yakın olmayacak şekilde durdu.

"Hayırdır evlat? Bir sıkıntı mı var?"

Polis kalın sesiyle konuştuğunda Karahan başını hızla iki yana salladı.

"Yok amca- aman! Memur Bey." dedi aceleyle ve sadece kafası görünen Toprak'ı işaret edip "Sadece arkadaşla önemli bir şey konuşup gidecektim." dedi.

Sütyen | BxB | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin