26

3.4K 231 20
                                    

"Dur," Ceyda derin bir nefes alıp birkaç saniye sustu "Konuşalım."

Ceyda sonradan pişman olmamayı umarak abisine karşı bir adım atmıştı. Eğer bu adımı atmamış olsaydı şu an abisiyle buluşmaya gitmek yerine evde onunla geçirdiği anıları hatırlamaya çalışarak ağlıyor olacaktı. Üstelik abisinin bir daha hiçbir şekilde onunla iletişime geçmeye çalışmayacağına yemin edebilirdi.

Şimdi ise giyinmiş ve gerçekten abisiyle buluşmak için yola çıkmıştı. Onun karşısında ağlamamak için evden çıkmadan önce göz pınarları kuruyana kadar ağlamış ve ağladığı belli olmasın diye yoğun bir makyaj yapmıştı. Onun karşısında ağlamak istemiyordu. Yabancı insanların karşısında ağlamaktan hoşlanmıyordu ve abisi her ne kadar kan bağı da olsa onun için bir yabancıydı. Nasıl göründüğünü hatırlamıyordu. Birlikte tek bir fotoğrafları bile yoktu. Hatta soranlara tek çocuk olduğunu söylüyordu. 

Onun varlığını unutalı çok oluyordu.

Onun için çoktan yok olmuş biriyle buluşmak tam bir aptallıktı. 

"Aptal!"

Tek eli direksiyondayken diğer eliyle alnına vurdu. Onunla buluşmamalıydı. Annesi duysa onun 1 yıl evden çıkmasına izin vermeyeceğine emindi. Haklıydı da. Resmen tanımadığı bir adamla buluşacaktı. Ona zarar bile verebilirdi. Daha önce yapmaya çalıştığı gibi.

Ama onunla konuşması gerektiğini hissediyordu. O her zaman hislerini dinleyen biri olmuştu. Bu yüzden kimseye haber vermeden evden çıkmış ve olmayan ehliyetine rağmen arabaların birini almıştı.

Buluşacakları kafe evinden oldukça uzaktı. Ailesinden veya çalışanlardan herhangi birinin onları görme ihtimaline karşı buluşmak için uzak bir yer seçmişti. 

Bir saat kadar süren uzun bir yolculuktan sonra kafenin önüne gelmişti. Bir süre kendine sakinleşmek için zaman verdikten sonra arabadan çıkmış ve kafeye girmişti. Kalabalık insan topluluğunda göz gezdirirken gelen farkındalıkla duraksadı.

Toprak'ın nasıl göründüğünü bilmiyordu. Onu nasıl bulacaktı? 

Arayıp kendini belli etmesini istemek için telefonunu eline aldığında bakışları köşede oturan kahverengi saçlı çocuğa çarptı. Uzaktan bile belli olacak kadar uzun kirpikleri, koyu pembe dudakları, geniş sayılabilecek omzu ve kemikli yüzüne rağmen belli olan yanaklarıyla oldukça tanıdık olan bir yüzü vardı. Ceyda karnına saplanan ağrıyla iki büklüm olmamak için kendini tutmak zorunda kaldı. Kuruttuğuna emin olduğu gözyaşları yeniden gözlerini istila etti. Bu yüze bir defa bakması bile abisinin yıllar önce unuttuğu kokusunu hatırlatmaya yetmişti. Böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyordu. Daha 1 saat önce hatırlamak için çırpındığı ama bir türlü başaramadığı anıları anında zihnine doluşuverdi. 

Bu çocuk onun abisiydi. Buna hiçbir şeye olmadığı kadar emindi.

Adımları ondan bağımsız bir şekilde onun masasına doğru yöneldi. Küçük masaya ulaştığında Toprak olduğuna emin olduğu çocuk ellerine odakladığı bakışlarını ona doğru kaldırdı ve göz göze geldiler.

Ceyda donmuş bir şekilde ona bakarken Toprak'ın gözlerindeki soğuk bakış onu tanımasıyla ısındı ve gözleri ıslandı.

"Ceyda?"

Toprak titremesini engelleyemediği sesiyle konuştuğunda Ceyda cevap vermeden karşısındaki sandalyeyi çekti ve oturdu. Toprak onu anında tanımıştı. Sarıya kaçan ve yumuşaklığına taptığı saçlarını görmesi onu tanımasına yetmişti. Küçükken okşadığı yumuşak saçlar en pahalı kadifeyi bile kıskandırırdı.

Sütyen | BxB | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin