Sütyen | BxB | Texting

19

"Ayağını popomdan çek Toprak."

Toprak sinirle diğer ayağını kaldırıp tekme attıktan sonra onu da Karahan'ın altına soktu.

"Ben dokunamıyorum bırak ayaklarım dokunsun bari. Bi poponu paylaşamadın. Ne bu cimrilik?"

Karahan, Toprak'ın ayağına vurdu. Toprak aşırı bir dramatiklikle şok olmuş ifadesine girdi. Biraz daha zorlasa gözleri dolacaktı.

"Bir de şiddete mi başladın? Böyle devam edersen olacakları tahmin bile etmek istemezsin."

Karahan alayla güldü. Tek kaşını kaldırdı ve hafifçe bir daha vurdu. "Ne olacakmış?"

Toprak kaşlarını çattı.

"Bak sana dışarı çıktığımızda bir lahana derim insanlar adını lahana sanar rezil olursun."

"Seninle dışarı çıkacağımızı nereden çıkardın?"

Toprak ayaklarını kendine çekip toplandı ve dizlerinin üzerinde yürüyerek Karahan'ın yanına yaklaştı.

"Ne demek çıkmayacağız?" Karahan'ın kolunu tutup sopa sallıyor gibi salladı. "Sana atımı gösterecektim!" dedi bağırarak.

Sesi çok çıktığından olsa gerek Karahan yüzünü buruşturdu ve geri çekildi.

"Sapık mısın Toprak!"

"Atım sapıklık mı!?"

İkisinin de birbirine bağırmaya başladığını fark eden Toprak bir hışımla kalkıp Karahan'ın kolunundan tutup onu da kalırdı. Hızlıca odasını yürüyüp onu da peşinden sürükledi.

"Atım sapıklık değil göreceksin!"

Odasına girdiklerinde Toprak Karahan'ın kolunu bırakıp dolabından bir eşofman çıkardı. Eli altındaki eşofmana gittiğinde Karahan elleriyle gözlerini kapattı ve arkasını döndü.

"Ben bir erkekle flörtleştiğimi yeni yeni kabul etmeye başlarken sen bana penisini mi göstereceksin!?"

Karahan'ın bağırarak söylediği şeyi duyduğunda Toprak'ın eşofmanındaki eli durdu.

"Ne diyorsun Karahan?"

"Ne demek ne diyorsun? Resmen şeyini göstermek için beni zorla odana getirdin!" dedi yeniden bağırarak.

Toprak şaşkınlıkla kolundan tutup kendine döndürdü ve gözlerini kapattığı elini çekmeye çalıştı. Karahan çekmesine izin vermedi. Toprak biraz daha zorlayıp elini çekti. Ama gözleri sımsıkı kapalıydı.

"Aç şu gözünü."

Karahan tek gözünü yavaşça açıp Toprak'ın eşofmanının yerinde olduğuna emin olduktan sonra diğer gözünü de açtı. Toprak garip bir şekilde ona bakıyordu.

Toprak kafasını bir çocuğa bir şey açıkmaya çalışıyor gibi sallayarak konuşmaya başladı.

"Benim gerçekten atım var Karahan. Kişneyen türden."

"Ne?"

"Sana penisimi gösterebilmem için önce seninkini görüp erkek olduğundan emin olmam gerekiyor."

"İğrençsin."

Toprak seslice gülüp kenara attığı eşofmanını aldı ve bu sefer giyinmek için banyoya girdi. Kendi kendine sırıttığını fark ettiğinde yanağına bir tokat atıp normale döndü.

Çıktığında Karahan yatağında oturuyordu. Yaşı ondan büyüktü ama küçük bir çocuk gibi gelmişti gözüne. Tabii bunun sebebi yatağı çok büyük olduğu için Karahan'ın ayaklarının yere değmemesi olabilirdi.

"Yatağın çok yumuşakmış."

"Daha rahat sevişebilelim diye yeniledim." dedi Toprak göz kırpıp. Karahan ise gözlerini devirmişti.

"Hadi kalk atıma gidiyoruz."

"İzmir'in ortasında atı nerede saklıyor olabilirsin ki lan?"

Toprak sırıtıp büyük bir iş başarmış gibi yumruğunu göğsüne vurdu. "Flörtün bu işi de halletti." dedikten sonra aniden durdu ve bir şeyi yeni fark etmiş gibi boş boş Karahan'ın yüzüne baktı. Donuk ifadesi yerini aşırı bir şaşkınlığa bıraktı. Gözlerini büyütüp eliyle ağzını kapattı. Karahan onun ne yaptığını anlamaya çalışırken Toprak "Siktir!" diye bağırdı ve Karahan'ın üzerine atladı.

"Noluyor lan!?"

"Sen bana benimle flörtleştiğini söyledin!" dedi Karahan'ın omzundan tutup onu sarsarken. Karahan ise Toprak'ın bağırışıyla yüzünü buruşturdu ve onu kendinden ayırdı.

"Kulağımın dibinde bağırma."

"Nasıl bağırmayabilirim!? Heyecandan ölüyorum!"

Heyecanla yerinde zıplayarak bir kere daha bağırdığında Karahan gülmemek için arkasını döndü ve odadan çıktı. Çıkarken de söylemeyi ihmal etmedi.

"Sanki evlilik teklifi ettim."

Toprak da arkasından sırıttı.