41

1.8K 133 104
                                    

Kapının çalışıyla sıçradığımda uyuduğumu yeni fark ediyordum. 

Muhtemelen Karahan gelmişti ama onu odama almak şu an istediğim son şeydi. Ne güzel uzun bir süre sonra ilk defa tamamen karanlıkta bir uyku geçirmiştim ama bu uzun sürmemişti. Gerçekten insanlar beni rahat bırakmıyordu.

Yattığım yerden doğrulduğumda saati öğrenme ihtiyacıyla etrafa bakındım ama odada saat yoktu. Ayrıca acilen bir telefon almam gerekiyordu. Bugün halletmeliydim bu işi.

Kapı bir kere daha tıklanınca sarsak adımlarla kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Hayır şu kapıda neden delik olmadığını da anlamıyordum. Ben nereden bilebilirdim ki kimin geldiğini?

Kapıyı açtım.

"Anne?"

Bir şey demeden ters bakışlarla içeri girdiğinde ardından kapıyı kapattım ve peşine takıldım.

Şaşırdığımı söyleyemezdim.

Geleceğini biliyordum. Hatta daha erken gelir diye düşünmüştüm. İşlerini hemen bırakıp gelememiş olmalıydı.

Onun gelmesini ben istemiştim. Ama onu karşımda görünce kafamda planladığım konuşmayı yapamayacağımı fark ettim. Her seferinde benden ne kadar nefret ettiğini unutuyordum. Seni sevmeyen biriyle kavga etmek kolaydı. Karşısında durup onu sinir edecek şeyler söylemek, kışkırtmak, kendinden daha da nefret ettirmek hiç de zor değildi. Ama senin ona karşı fikrin değiştiyse ve onunla tartışmak istemiyorsan bu imkansız gibi bir şeydi.

"Seni kovdukça neden dibimde dolanmaya devam ediyorsun Toprak?"

Azarlar tonda doğrudan konuya girdiğinde derin bir nefes aldım. Gözlerine bakamıyordum. Neden birkaç ay önce yaptığım gibi dik dik yüzüne bakmak bu kadar zordu ki?

"Senin gibi hastalıklı bir çocuğu etrafımda görmek istemiyorum Toprak! Neden anlamıyorsun bunu?"

Burnum sızlayınca ağlamak üzere olduğumu fark edip başımı başka yöne çevirdim. Derin nefesler alıp kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama olmuyordu.

Konuşmak istiyordum. Bir şeyler sormak, söylemek istiyordum ama ağzımı açsam ağlacağımı biliyordum.

Onun karşısında böyle hissetmeye alışık değildim. Ne olursa olsun onun gibi birinin karşısında ağlamak köpek balığının yanında kanamak gibiydi.

"Bugün çıkışını iste otelden. Seni yarın burada görmeyeceğim. Anladın mı?"

"Gitmeyeceğim."

Sonunda ağzımdan bir şey çıktığında annem histerik bir şekilde güldü.

Tanrım... Gözlerinde saf bir nefret vardı. Onun bu bakışlarına maruz kalmak çok yorucuydu.

"Ne demek gitmeyeceğim Toprak!?"

Var gücüyle bağırdığında bütün otelin bunu duyduğuna emindim. Bütün vücudum gerilmişti. Arkamı dönüp kaçmak istiyordum ama yapamazdım.

Ne zaman böyle kavga etsek onu sinir edecek bir şey söyler ve arkamı dönüp giderdim. Ama şimdi yapamıyordum işte. Ne onu sinir etmek istiyordum ne de ondan uzaklaşmak istiyordum.

"Neden benden nefret ediyorsun?"

"Ne?"

Şaşkınlıkla bana döndüğünü hissettim. Ama ben yine bakamıyordum yüzüne. Boşluğa odaklanmıştım.

"Beni neden sevmiyorsun?"

Duraksadı. "Nedenini bilmiyormuş gibi konuşma." dediğinde "Bilmiyorum." dedim direkt.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sütyen | BxB | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin