Ege'yi beklerken geleceğini umut ediyordum ama bir yandan ya gelmezse? Diye düşünüp nefes almayı unutuyordum. Ama eğer Ege'yi tanıyorsam mutlaka gelirdi nefreti ne kadar fazla olsa bile iyi olup olmadığımı görmek için mutlaka gelirdi. Geleli en az yirmi dakika olmuştu ama hala Ege ortaklıkta yoktu gelmeyeceğini anlayıp arkamı döndüğümde arkamdan bir ses geldi.
"Ada." yüzümde kocaman bir gülümsemeyle arkamı döndüm. "Gelmişsin!" dedim neredeyse sevinçten çığlık atarcasına.
Ege'nin yanına koşar adımlarla gittiğimde onu görmenin mutluluğuyla sanki üstümde ki ölü toprağı gitmişti. "Ne istiyorsun hala benden?"
"Ege, nolur beni dinle!" her an gidecekmiş gibi onu kaybetmekten korkuyordum. "Ben babamı kaybetmemle sanki bir karanlığa hapsolmuştum.." gözlerim doldu ve konuşmaya güç bulmak için nefes alıp verdim. "Uyuşturucu kullanmaya başladım. Çünkü bir tek o zaman babamın öldüğünü unutuyordum, benim kuruluşum olmuştu sanki."
Ege başını sallayıp dudaklarını yukarı doğru kaldırdı. "Yine aynı hikaye mi?"
Bana inanmadığını görünce umutlarım yerini hayal kırıklığına bırakmıştı. "Yine inanmıyorsun bana." sesim titriyordu.
"Ben sana başımdan gelenleri anlattım ama sen sana yalan söylediğimi düşündün!" tek hareketle okul üniformamın kolunu sıyırdım hala belli olan iğne izleri tüm ihtişamıyla görünüyordu mor ve kahverengi renkte. Elimle koluma bastırdım. "Bak bu iğne izleri aldığım her uyuşturucunun sayısı kadar!"
"Her kendimi kötü hissettiğimde o iğneleri yaptım kendime! Yani neredeyse her gün!"
Ege duydukları karşısında şaşkınlıkla bana bakarken sertçe yutkundu. Gözünü kırptığında yanağından bir yaş süzüldü.
"Şimdi inanıyor musun bana?"
Ege duyduklarının üstünde yarattığı etkiyle yere oturup kafasını duvara dayadı. Yıkılmış bir halde zar zor fısıldadı. "Nasıl? Niye daha önce anlatmadın?"
"Bana acımanı istemedim." diye fısıldadım boğazım az önce bağırdığım için ağrımıştı. Göz yaşlarımı tek bir hamlede silip gözlerine daha dikkatli baktım. "Bir şey söylemeyecek misin?"
Ege hala duyduklarını sindirememiş bir halde sadece yüzüme bakıyordu. "Şimdi kim beni kendime acımaktan kurtaracak?" ellerini sinirle yumruk yapıp duvara sertçe vurdu. "Ben şimdi nasıl nefes alacağım? Sana söylediğim o kadar şeyden sonra." çok sinirliydi özellikle kendine.. Karşı duvara yumruk attığı eli kanarken hiç düşünmeden kendi elime aldım. "Hayır, yapma bunu! Suçlama kendini sen o sözleri ne yaşadığımı bilmeden söyledin."
"Ada nolur sus ben bunu hak etmiyorum." ellerini çaresizce elimden çekip kafasına koydu ama bu hareketi ondan uzaklaşmama engel olmadı yanına tekrar gidip boynuna sarıldım. "Senin bir suçun yok.."
"Anlamıyorsun! Ben yaptım.. Günlüğünü o panoya ben astım."
Sözleri bir tokat gibi yüzüme çarparken ondan uzaklaştım. "Sen mi?" duyduklarım içimde bir kasırga kopmasına neden olmuştu. "Nasıl yaptın bunu?" göz yaşlarım yanağımdan akarken Ege'nin pişman dolu yüzüne nefretle bakmaya başladım. "Ben yaptığım her şeyi bilincim yerinde değilken yaptım." ağlamaktan halsiz düşmüştüm güç alırcasına duvara yaslandım. "Ama sen bile isteye yaptın!" Ege kendini bu sefer haklı bulmuyordu suçlu olduğunu bildiği için susmayı seçiyordu. "Özür dilerim Ada.."
Gözyaşlarımı hırsla kolumla sildim ayağa kalkıp gitmek üzereyken Ege'ye son kez baktım. "Bende dilemiştim."
_______
Her şey ortaya çıktı..
Sizce Ege ne yapacak?
Sizce yeni bölüm nasıldı?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bir Defa | Texting
RomanceAda: Son bir defa gör beni Ada: Son bir defa duy Ada: Son bir defa sarıl bana Ada: Son bir defa ellerimi tut Ada: İmkansız biliyorum Ada: Ama son bir defa öp beni..