Gerginlikten masaya stres atar gibi vurmaya başladım, çantamda ki aynayı alıp saçımın güzel göründüğünden emin oldum. Oldukça heyecanlıydım çünkü bugün Ege'ye onu hala sevdiğimi ve çıkma teklifini kabul ettiğimi söyleyecektim. Ölecek olsam bile en azından son günlerimi sevdiğim adamla geçirmek istiyordum.
"Ada." Çınar'ın yanıma oturmasıyla kafam karıştı ne söyleyeceğimi bilmiyordum çünkü bu oldukça karmaşık bir durumdu. Bana normal geliyordu çünkü artık alışmıştım ve kendimi ölüme hazırlamıştım. Çınar ilk defa Arıza demedi bu da ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu.
"Efendim." dedim normal olmaya çalışarak ifadesizce. "Konuşmamız gerek."
Sanki yanlış bir şey söylemiş gibi susmasını işaret ettim. "Biri duyabilir." aslında kimsenin öğrenmesi umrumda değildi ama Ege'nin öğrenmesini istemiyordum. "Tamam, sınıfta konuşalım." Çınar'ın gözleri kızarmıştı ağlamış mıydı? Yoksa gözüne toz falan mı kaçmıştı?
Onu takip ederken ne söyleyeceğini düşündüm belli ki beni tedavi olmaya ikna etmeye çalışacaktı ama hiçbir işe yaramayacaktı. Daha önce genellikle uyuşturucu almak için geldiğim eski müzik odasına girdiğimizde Çınar bana döndü. "Tedavi ol Ada." yaklaştı elimi tuttu. "Nolur, kendin için yapmıyorsun belki ama benim için yap."
Acı verici bir tebessümle başımı salladım. "Hiç kimse sevmiyor zaten herkes nefret ediyor benden ölsem kimsenin umrunda olmaz."
"Ben seviyorum." yanlış bir kelime kullanmış gibi aniden sustu. "İnsanların düşüncesine göre mi yaşıyorsun sen?" kırıcı olmamaya çalışarak kelimelerini özenle seçiyordu. "Eğer tedavi olmazsan Ege'ye söylerim." sinirden gülmeye başladım. "Yine tehdit ediyorsun beni ama bu sefer umrumda değil." tereddüt ederek ellerimi eline aldı ve sakin bir sesle dedi. "Ege'yi hala seviyorsun ama onun umrunda bile değilsin Ada. Ege seni hiç anlamaya çalışmadı, görmedi seni ya. Daha hangi çiçeği sevdiğini bile bilmiyor. Neden hala onu bu kadar çok seviyorsun? Ege'nin sana yaptıklarından ötürü pişman olsun diye mi ölmek istiyorsun?" gözlerim doldu cevap veremedim. Onun karşısında ağlamamak için tek bir kelime etmeden dışarı çıktım. Ben sadece Ege'yle son bir defa daha olsa birlikte olmak istemiştim ona doya doya bakmak, kokusunu içime çekmek istiyordum. Ama bir yandan da hastalığım aklıma geliyordu ve kurduğum hayallerimi anında enkaza çeviriyordu.
Ege'nin okula geldiğini düşünerek kantine doğru yürümeye başladım. Çınar tedaviyi kabul etmem için beni zorlayacaktı ama ben etrafımın ilaçlarla ya da adını bilmediğim makinelerle sarılı olmasını istemiyordum. Ege'nin yanında olmak istiyordum.
Heyecanla kantine gittiğimde düşer gibi sendeledim başka bir zaman değil tam o an ölmek istedim. Ege ve henüz yüzünü göremediğim bir kız sarılıyorlardı. Bir boşluğa düşmüştüm sanki hareket bile edemiyordum. Belki arkadaşıdır diye kendimi avutmak istedim ama kız geri çekilince Ege onu samimi bir şekilde öptü.
Çınar da yanımda durup Ege'yle o kızı izlemeye başladı. "Bak Ege hayatına devam ediyor. Sen çıkma teklifini kabul etmedin ama o çoktan birini bulmuş."
Haklıydı.
Ege'nin hayatına girip tekrar mahvedemezdim.
Son bir defa daha ondan onun için vazgeçtim haberi olmadan.
Kalbimin durduğunu hissettim sanki içimde daha önce hissetmediğim bir boşluk oluştu. Ağlamamak için arkamı döndüm ve hızla yürümeye başladım. Tekrar müzik odasına girince yere çömelip dizlerime kenetlendim. Karşımda ki duvara boş bakışlarla bakmaya başladım kapının açılıp kapanma sesini bile duymamıştım.
Çınar sessizce yanıma oturdu ve benimle birlikte duvara bakmaya başladı. "Ege böyle birisi işte.. İstediği olmayınca her şeyi yapan, kırıp döken tiplerden." yüzüne bakmak istedim ama hiç gücüm kalmamıştı. "Eğer benim sevdiğim kız olsaydı onun üzülmemesi için elimden geleni yapardım." şimdi dönüp yüzüne baktım. "O partide seni bir kızla öpüşürken gördüm. Bir gün öncesinde de beni sevdiğini söylüyordun. Ege'ye söylüyorsun ama senin de ondan kalır yanın yok." şaşırmadı sustu benim beklediğim gibi bir tepki vermedi. "Eğer gördüysen kızı anında geri ittiğimi de görmüşsündür." haklıydı hüküm vermem için bir saniye yetmişti.
Suçluluk duygusuyla başımı yere eğdim. "Tedavi olmayı kabul et Ada.." diye fısıldadı. Tuttuğum gözyaşlarım bir anda akmaya başladı canım çok acıyordu bu tarif edemediğim his yüzünden. "Ege.." dedim hıçkırıklarımın arasından. "Onu başka bir kızla görmeye dayanamıyorum Çınar."
Çınar ağlamamı durdurmak için refleksle eline omzuma sarıp başımı omzuna yatırdı. "Geçecek.." dedi eliyle omzumu okşarken. "Bende senin ağlamana dayanamıyorum. Onu ne yapacağız?" buruk bir gülümsemeyle kafamı kaldırıp yeşil gözlerine baktım. "Tedavi olacağım." dedim emin bir tavırla Çınar'a sanki dünyaları vermişim gibi yüzünde bir sırıtış oluştu. "Yanında olacağım."
Eğer benim gibi yaşam ve ölüm arasında kalırsanız eğer mutlaka yaşamı seçin çünkü ölüm sonu belli olmayan bir uçurum gibi..
________
I can be your superman
Sizce yeni bölüm nasıldı?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bir Defa | Texting
RomanceAda: Son bir defa gör beni Ada: Son bir defa duy Ada: Son bir defa sarıl bana Ada: Son bir defa ellerimi tut Ada: İmkansız biliyorum Ada: Ama son bir defa öp beni..