5. Bölüm (DÜZENLENDİ)

43K 1.9K 143
                                    

"Çok gerginim Deniz, bu vücuduma çok ters." Dedim. Gerçekten ben gerilmezdim böyle kolay kolay.

"Midemde kelebekler uçuşuyor de tam olsun. Randevuya çıkıyor sanki..." Dedi.

"Benim midemde olsa olsa sinek uçuşur, kelebek fazla güzel kaçar bana. Neyse hadi ben çıkıyorum, dikkat et." Dedim ayakkabılarımı giyerken.

"Tamam, bende adliyeye geçerim. Haberleşiriz." Demesiyle kafamı salladım ve evden çıktım.

Motorum gelmişti çok şükür. Hemen motora binip navigasyon açtım ve gösterilene göre gitmeye başladım.

...

Demirkan Ailesi, yazardan.

Herkesin içerisinde çok değişik duygular vardı. Herkes her durumu düşünüyordu.

Ece Kara. Tek bir bilgi bile bulamadıkları Ece Kara. Kuşkululardı. Kimdi ki bu kız dosyası saklıydı?

Duru hanım ve Burak bey hastaneye gitmek için hazırlanmaya başlamışlardı.

"Anne ya, bende gelmek istiyorum? Hem, ben buldum onu! Benim canımın yarısı o. Benim sayemde buldunuz onu! İlk ben konuştum onunla!" Diye yakınmaya başladı Ege. Gerçek hayatta çok görmek istiyordu ikizi olma ihtimali olan kızı.

"O zaman bende gelirim, yok öyle bir şey abi!" Dedi en küçükleri Yağız.

"Çocuk musunuz? Kavgayı bırakın artık. Hadi hayatım çıkalım artık, geç kalmayalım." Dedi Burak bey sıkılarak.

"Ya gelmezse?" Diye sorudu içindeki minik korku kıvılcımı doğarken Yağız.

"Gelir, yani umarım gelir diyelim..." Dedi Duru hanım.

"Çok abartmayın şu kızı ya, görende sanacak kraliyet ailesinin tek kızını karşılamaya gidiyorsunuz. Bizim hiç bir şeyimiz olmayacak o kız." Dedi Efe. Efe'nin böyle demesiyle karısı Derin hemen koluyla onu dürttü. Bu fevri haraketleri ailesini üzecekti ve bundan pişman olacaktı, ama farkında değildi.

"Tanımadığın birisi hakkında bu şekilde konuşamazsın. Ne zamandan beri yargısız infaz yapıyorsun?" Diye karşı çıktı Ege abisine.

"Benimde düzgün konuş Ege, kavga etmeyelim abicim tamam mı? Çok pişman olacaksınız, eğer pişman olduğunuzda ortada bir aile kalmış olursa Efe demişti dersiniz." Dedi Efe hışımla ayağa kalkarak. Kimseyi dinlemeden yukarıya çıkmaya başladı.

"Asıl sen çok pişman olacaksın abi! Bu laflarını sana hatırlatacağım!" Diye arkasından ona seslendi Ege ama cevap vermedi.

Derin'de izin isteyip hemen kocasının peşinden gitti. Kolay şeyler yaşamamışlardı, çok güzel gözükse de hayatları çok zordu Efe ve Derin çifti için.

"Bu haraketlerini çok garipsememeliyiz. Yaşadığı şeyler kolay şeyler değil." Dedi evin en soğuk kanlısı Kara.

"Tamam hadi çıkıyoruz biz." Dedi boğazını temizleyerek Burak bey. Konuyu dağıtmaya çalışmıştı ama başarabilmiş miydi, kendisi de emin değildi.

"Baba, n'olur bende geleyim? En küçük çocuk kontenjanından neden hiç bir zaman yararlanamıyorum ben ya!? Anne, babama bir şey söyler misin?" Dedi Yağız en son annesine babasını şikayet ederek. Burak bey derin bir nefes aldı ve sabır çekti.

"Tamam, gel son yaptığımız çocuğum, gel." Babalarının dediği ile Ege itiraz etti.

"Ya ben saksı mıyım?"

"Yeter çocuklar! Eve gelince görürsünüz hepiniz, Yağız sende geliyorsan iki dakikan var." Dedi Duru hanım bu kavgaya bir son vererek.

Herkes susmak zorunda kaldı. Onlarda evden çıktılar.

...

Ece'den

Hastaneye gelmem ile motorumu park ettim ve içeriye girdim. İçerideki kadına durumu anlatıp gitmem gereken yeri sordum ve beni yönlendirmesiyle bir odanın kapısına geldim.

Kapıyı çalıp içeriye girdim. Tüm bakışların bana dönmesiyle yine gerildim.

Geril geril... Ne oluyordu bana?

Takmamaya çalışarak boş olan yere oturdu. Karşımdaki aileye göz attığımda gerçekten onlara benzediğimi fark ettim. Her şeyim o adam ile o kadının karışımıydı. Birde yanlarında benden küçük bir çocuk vardı.

Üçü de bana özlem ile bakıyordu. Bana çok yabancıydı bu.

"Ece hanım, buyrun sizden de kan alalım." Diyerek sedyeyi gösterdi. Hemen gidip oturdum ve kolumu açtım.

Kolumda kurşun izi ve çizikler vardır. Dağda kendi yaralarımı sarmak o kadar kolay olmuyordu haliyle. İzler tamamıyla geçmiyordu.

Aileye baktığımda şokla bakıyorlardı. Haklılardı. Ama açıkçası bu izleri seviyordum. Vücudumda taşımaktan gurur duyuyordum. Benim Gölge olmama yüzlerce kes şahit olan yara izlerim, benim için çok önemliydi.

"Ece hanım iyimisiniz?" Diye hafif sesini yükselterek konuştu kadın. İğneyi yapmaya çekiniyordu sanırım canım yanar diye.

"İyiyim merak etmeyin. Canım acımıyor." Dedim güven verici bir ses ile.

Hemşire özellikle dikkat ederek işini bitirince ayağa kalktım.

"3 saate çıkar sonuçlar." Doktorun konuşmasıyla odadan hışınla çıktım. Hastanelerden nefret ediyordum. İyi şeyler ifade etmiyorlardı ve bunalmıştım.

"Ece, kızım..." Duru hanımın konuşmasıyla bir anda durdum. Bir kaç saniye sonra arkamı dönüp onlara baktım.

"Efendim?"

"Bizi dinlemeyecek misin?" Kendimi bile dinleyebilecek bir durumda değildim.

"DNA sonucu çıkınca." Diyip koşar adımlarla kendimi dışarıya attım. Evrenin bana götüyle güldüğünün kanıtıydı yaşadığım şeyler.

...

3 saat olmuştu. Tekrar doktorun odasına girdiğimde aynı yerlerinde oturuyorlardı.

Doktor kapıdı açtı ve ilk önce kendi okudu. Sonrasında bizlere göz atım sesli bir şekilde okumaya başladı.

"Alınan DNA örneklerine göre, Ece Kara, %99.9 Burak Demirkan'ın kızıdır."

Ne?

Zaten tahmin ediyordum da böyle bir anda başka birisinden duyunca... Kötü hissetmiştim kendimi.

"Kızım nolur bizi dinlemeden bir karar verme. Lütfen..." Dedi hemen karşımdaki kadın. Anneme, karşıdaki kadın demek gerçekten kötü hissetmemi sağlayan bir durumdu.

Gidemezdim. Yapamazdım.

"Üzgünüm. İzninizle." Diyip ayaklandım. Bu ortamdan derhal ayrılmazsam duvarları yumruklamaya başlayacaktım sinirden.

"Seni zorlamayacağız. Ama lütfen birbirimizi tanıyalım, olur mu? Sen ne zaman istersen o zaman olsun, ama lütfen olsun." Dedi adam. Kafa salladım bilinçsizce.

Tekrar izin isteyip odadan çıktım. Arkamda bir enkaz bıraktığımın farkında olarak çıktım odadan. Evet, bencil bir insandım ve bunu kabul ediyordum. Bu hayatta kendini düşünmezsen kimse seni düşünmezdi. Bunu en acı şekilde deneyimleyerek öğrenmiştim.

Ben kendi kendimi büyütürken, neredeydiniz anne-baba?

...

DÜZENLENDİ.

🤍

EMRET GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin