Hemen son gaz Ankara'ya sürmeye başladım. Aileme haber sonra verirdim. Kız anlamadan hemen paket etmem gerekiyordu. Albaya da söyledim. Yakalama iznimde vardı. Kafam rahattı yani.
Oradaki polislerden bir ekip göndereceklerdi yanıma. Bir kaç gün oradaydım sanırım. Belkide daha uzun bilmiyorum. Çünkü o dava ile full ben ilgelenecektim. Açıkçası kendim istemiştim. Deniz'de gelecekti yarın. İzin kullanabiliyordu. Benim için kullandı kardeşim...
Ankara'ya varmam ile hemen ilk önce albayın dediği polis merkezine gittim. Evi biliyordum. Sonuçta senelerce orada ezziyet çekmiştim değil mi?
Polis ekibine beni takip etmelerini söyledikten sonra tekrar arabaya bindim ve son gaz canım evime(!) Gitmeye başladık.
Şu an yanıma bir ekip almış KAYA'ların evine gidiyorum. O ailenin gözünün içine baka baka, sırıta sırıta 'biricik' kızlarını almazsam namerdim.
Evin önüne geldik. İlk önce ben heyecan ile indim. Arkamdan gelen polis ekibi de indi ve kapıyı çaldık.
Kapıyı canım babam(!) açtı.
"Ne işin var lan senin burada!?"
"Dikkat et babacığım, o lan dediğin dilin yanlışlıkla bir yerlerine girer falan Allah korusun. Çekil!" Deyip ittim onu. Şok ile bakıyordu bana. Bak bak daha çok bakarsın.
İçeride canım annem ve abim(!) ile oturuyordu o kız. Oy yazık hiç bir şeyden haberi yok...
Masadaki çeşit çeşit yemek... Ben o kadar yemek varken senelerce onlardan gizli kalanları yiyiyordum. Bekleyin Kara ailesi. Sıra size de gelecek ama malum, sırayla.
Abi bozuntusu hemen ayaklandı.
"Ne oluyor be! Ne işin var senin burada!?" Birazdan anlarsın. Kız ise korkarak bakıyordu. Bu bakışları her zaman tanırım.
Onların gözlerinin içine bakarak alayla konuştum.
"Ece Kara'yı vatan haini suçlamasıyla biraz sizden koparıyorum. Ov yoksa ımmm şey neydi? Hah ECEM KARAHAN'mı demeliyim?" Dedim tatlı tatlı.
Kara ailesi anlamsızca bakarken kızın gözleri pörtledi bir anda.
"N-ne k-kim yani kim o?" Dedi kız. Eben.
"Bilmem. Kim o Ece?"
"Ne bileyim ben kim?" Ağzının ortasına bir çakacağım görecek!
"Çocuklar alın şu sahtekarı. Bizimle geliyorsun." Demem ile anne bozuntusu konuştu.
"Ne! Kızımı götüremezsiniz! Seni öldürürüm ulan duydun mu? Çık artık hayatımızdan!"
"Cık cık cık. Annecim o, o kadar kolay değil işte. Hem neden kızını alıyoruz sorsana?" Dedim Ece'ye bakarak. O kadında ona baktı. Göz göze geldiler ama konuşmadılar. Hemen araya girdim. Bu gün burada bir aile daha yıkılacaktı.
Ne kadar trajikomik değil mi? Eski ailemi kendi ellerim ile yıkacağım.
"Ops kızlar o nasıl anlamlı bir bakışmaydı... Çok duygulandım..." Dedim yalan bir hüzün ile ağlıyormuş gibi yaparak.
"Bir şey yok annesi bir şey yok. Sadeceee. Adam yaralara, adam öldürme, dolandırıcılık ve vatan hainliği suçlarından alıyorum biricik kızını. 4 tanecik suç canım. Ne olacak en fazla müebbet yer canım!" Dedim elimi sallayarak basit bir şeymiş gibi.
""NE!"" Diye bağırdı hepsi birden.
"Merak etme annesi. Sende onun yanına gidersin yakın zamanda. Bak ne kadarda insaflı bir insanım(!) Kızından ayırmıyorum seni!" Dedim gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMRET GÖLGE
Teen FictionBir kadın var, acısından kendini dağlara kapatan. Bu öyle büyük bir acı ki, dağlara gölge olacak kadar büyük hemde. O Gölge. Teröristlerin gölgesini bile göremediği Gölge. Ece... Gölge'nin ardındaki, güneşe aşık kız. Bu hikaye, güneşe aşık kızın gü...