21. Bölüm

24.5K 1.3K 86
                                    

Saatlerce ağladım. Ağlamayalı o kadar çok olmuştu ki... Ağlamayı unutmadığıma şaşırıyorum.

Gözlerimin şiştiğine emin olmuştum. Telefonumu açmam ile cevapsız çağrıları gördüm. Hemen ilk önce arabaya binip aynasından bir kendime baktım. Gözlerim kıpkırmızıydı. Karakola bu şekilde zavallı gibi gidemezdim.

Bu nedenle o kızı orada bir gün tutmalarını ve yarın sabah geleceğimi mesaj olarak yazdım. Kız vatan hainliğinden suçlanıyordu sonuçta. Tutabiliyorduk. Oda 1 gün dayansın canım. Ben 18 sene dayandım...

Sonrasında bir otele gitmeye başladım. Demirkan'lar aramıştı. Otele gidip iyice sakinleştikten sonra arayacaktım. Belki sesimden anlarlardı. Yani aileler anlarlardı hemen. Değil mi?

Otele gittikten sonra hemen bir oda istedim. Kayıt falan filan derken kendimi odada buldum. Güzel ve baya büyük bir odaydı. Elimi yüzümü yıkayıp duşa girecektim ki aklıma o lanet şey geldi. Ben yanıma kıyafet almamıştım.

Hemen geri çıktım. Şansıma karşıda mağaza vardı. Hemen girip bir iki tane iç çamaşır takımı, iki eşofman, bir tayt, üç tane t-shirt ve bir kazak aldım.

Param vardı yaniii.

Çıktıktan sonra hemen geri odaya geldim ve sıcak bir duşa girdim. Çok rahatlatıcıydı...

Çıktıktan sonra saçlarımın ıslaklığını havlu ile aldım ve eşofman, t-shirt giydim.

Kendimi rahat koltuğa attığım an tekrar telefonum çaldı. Ay ben yine unuttum!

Annem arıyordu. Reddedip görüntülü aradım ve hemen açtı. Daha çalmadı be kadın! Acaba Deniz ile kan bağları olabilir mi? Belki de Deniz ile de karıştım. Maşallah karışmalara doyamıyorum da ben. Duygularım, hayatım falan. Canları sıkılıyordur canım!

"Kızım! Kızım iyimisin? Nerdesin? Neden açmadın ben çok korktum? İyi değil misin yoksa? İyi görünüyorsun ama?" Diye sıralarken bir anda kestim.

"Haber veremediğim için özür dilerim. Merak etmeyin iyiyim. Oteldeyim."

"Otel mi?" Dedi Demir.

"Ha ben Ankara'dayım da iş için." Dedim.

"İş için mi? Ne işi?" Dedi Mert. Abiler anlardı sanırım...

"Sonra anlatırım ya önemli bir şey değil." Deyip kaş göz yaptım. Oda gözlerini kapatıp açtı.

"Ne zaman geleceksin kızım? Ben seni hemen özledim çünkü..." Dedi annem.

"Belli değil anne. Ama çok uzun sürmez diye umuyorum."

"Gelelim mi kızım?" Dedi Burak bey.

"Yok yok! Gerek yok."

"Abla hızlı gelsen. Olur mu?"

"Tamam ablacım elimden geldiğince hızlı gelicem söz. Asker sözü." Dedim.

"Asker sözü." Diye mırıldandı sessizce. Tebessüm edip başımı salladım.

"Twin insan ikizinide götürür be! Belki işin bittiğinde gizli gizli tatil yapardık. Sorarlarsa da iş derdik. Of denize falan girerdik yazık oldu... Senin yüzünden!" Neyin tribini yiyiyorum gene ben ya!

Kara hemen Ege'nin ensesine vurdu.

"Ankara'dayım diyor kız. Ankara'da deniz mi var mal." Dedi. Kahkaha atmam ile Ege ensesini tutarak bana ters ters baktı.

"Tamam aa! Kızım sen hele bir daha bizden gizli git bir yerlere... Paralarım seni!" Şu an emin oldum annemin Deniz ile bir bağı olduğuna.

"Aynen zilli!" Dedi Efe abim.

"Zilli ne be!"

"Sensin!" Dedi sinsice sırıtarak.

"Neyse canım ailem ben kapatıyorum şimdi. Deniz gelecek ona konum falan atacağım." Demem ile Ege söylenmeye başladı.

"Anca Deniz'ini çağır zaten sen. Hem Ankara'da deniz mi olur be!" Yok biz nasıl ikiziz ben anlamadım. Hemen sinsice sırıttım ve konuşmaya başladım.

"Doğru ya! Ege'de Deniz olurdu değil mi?" Demem ile bana öldürücü bakışlar attı. Diğerleri ise anlamazca bize bakıyordu.

"Ece!"

"Ne var be! Ege'nin Deniz'i! Ay harika oldu!" Ben bir gideyim öldürecek beni.

"Gel sen gel. Paralayacağım seni!"

"Deniz'de her zaman beni paralar biliyormusun? Belki birlikte paralarsınız ha?" Dedim çapkınca gülümseyip göz kırparak.

"ECE!"

"Ben kapatıyorum! Öptüm hepinizi teker teker. En çok seni öptüm Yağız'ım! Bayy!" Hemen yüzlerine kapadım. Telefondan yanıma gelecek gibi bakıyordu ne yapayım!

Zaten dede takımı yoktu. Gitmişlerdi sanırım.

Hemen Deniz'e yazdım.

Kim:Ece
Kime: Deniz'im❣️

*Konum.

*Gel bekliyorum seni. Gelde biraz dertleşelim.

~Kim üzdü lan seni!

~kim yapabilir bunu!

~söylede gidip kulaklarından çekeyim!

*Kızım motorun soğusun bir dur. Gel anlatırım her şeyi. Odaya da bir şeyler isteyeceğim. Güzel bir gece geçirelim.

~Ay bana yürüyor! Evet evet evet! 👰🏼‍♀️

*Mal ya.!

Deniz'e gülerek telefonu kapattım. Bu kızı seviyordum ya.

İlk önce odaya bir şeyler istedim. Sonrasında ise bir arkadaşımdan anne, abi ve baba bozuntularını araştırmasını istedim. Her ayrıntısına kadar. Sonra zaten resepsiyon dan aradılar.

"Efendim?"

"Ece hanım iyi akşamlar. Bir hanımefendi size geldiğini söylüyor. İsminiz neydi hanımefendi?"

Deniz'in arkadan 'Deniz be adam. DENİZ!' diye çemkirmesini duyunca burnumdan hafif güldüm.

"Alın siz o deli kadını, alın. Size acıdım şu an." Dedim.

"Tamam efendim." Dedi ve telefonu kapattım.

Kapı çalınca hemen kapıya koştum. Deniz gelmişti. Hemen ona koskocaman sarıldım.

"Seni birisi üzmüş lan! Ne oldu?" Dedi. Anlıyordu işte...

"Geç içeriye anlatırım." Dedim. İçeri geçip oturduk ve anlatmaya başladım.

Aralarda 'vay anasını' 'cidden mi' 'mal' gibi tepkiler veriyordu.

Anlatmam bittikten sonra konuştu hemen.

"Vay orospu çocukları! Öldürmekten beter edeceğim lan onları!" Dedi bağırarak.

"Bağırmasana lan kulağımın dibinde! Kulağımın ne suçu var vicdansız!"

"Pardon baby pardon. Bir an şey ettim."

"Bende bir anda sen şey edeceğim ha! Otur lan yerine!" Demem ile hemen yerine oturdu.

Hem aburcubur, tatlı falan yiyiyorduk. Hem konuşuyorduk ve bir anda telefonum çaldı.

Annem arıyordu. Hemen açtım.

"Efendim anne?"

"Kızım burada bir çocuk var. Arkadaşınmış seni soruyor." Dedi. Kimdi lan bu şimdi?

"İsmi ne anne?"

"İsmin neydi oğlum?" Dedi karşı tarafa sorarak.

"Furkan'mış kızım." Demesi ile buz tuttum.

...
Kestik!
839 kelime...

Helloooo Nabersiniz?

Akşama belkii bir bölüm daha gelebilir.

Umarım beğenmişsinizdir.

'hayalet okuyucu olma beğen yorum yap'

Baybayyy❤️‍🔥

EMRET GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin