"Krios artık Helen için bir hayaletten çok daha fazlasıydı; Helen ise Krios'un her zaman kutup yıldızıydı..."
"Ben gerçekten iyiyim. Sorun yok."
Helen onuncu kez sırtındaki yastığı düzelten annesine karşı kendini savunurken gülümsemeye çalışıyordu. Aslında mutlu hissediyordu fakat annesine olayları açıklamak için milyonlarca yalan söyledikten sonra ona karşı rahat bir şekilde gülmek oldukça zor geliyordu.
"Doktorunla konuştum. Bugün gelip geçmiş olsun dileklerini iletecekmiş. Ardından terapilerin hakkında ayrıntılı konuşmak istiyor. Zoe ve Yorgos da aradılar beni, seni geçen sefer yeteri kadar göremedikleri için bu akşam bizde kalacaklarmış. Ayrıca bir daha seni asla hastaneye bırakmayacağımız noktasında hemfikiriz. Etrafında dolanan arkadaşlarını da bundan sonra iyi seçeceksin. Hatta mümkünse Zoe ve Yorgos'tan başka kimse olmasın. Hatta şu yukarıdaki iri yarı çocuk da en kısa sürede evimizden gitsin."
Leda'nın söyledikleri karşısında Helen eli ile yüzünü kapatmış ve annesinin bir an önce susmasını ümit etmişti. Çünkü Titan her ne kadar onun odasında uzanıyor olsa da onun aslında uyumadığını ve annesinin dediği her şeyi duyabildiğini biliyordu.
"Anne sana söyledim, ona güveniyorum. O olmasa burada asla olamazdım biliyorsun. Hem bu kadar zorlu bir süreç geçirmişken senin onun hakkında kötü konuşman beni üzüyor. Bırak onu kovmayı bir ömür boyu onunla geçirsem anca borcumu öderim."
Titan, Helen'in bu seslerini duyar duymaz gülümsemişti. Helen'in onunla bir ömür geçirdiğini düşünmek kalbindeki kasılmayı arttırırken bir süredir öylece uzandığı yataktan doğrulmuştu. Leda için oluşturdukları yalan senaryoyu tekrardan aklından geçirmeye başladı:
Rasmus, Helen'i kaçırıp onu uzun süre boyunca rehin tutuyor, Krios da rehin tutulan binanın etrafında sık sık avlanan bir genç olarak bir gün bir terslik fark ediyor. Yaptığı uzun süreli çalışmalar sonucunda da Helen'i kurtarmayı başarıyor.
Planın temelinde bu hikaye yatıyordu. Rasmus'un yıllar önce Troya Savaşı'nda olduğu gibi yine ortadan kaybolması onların işine gelmişti. Polise gidip durumu anlatsalar da kimsenin onu yakalayabileceğini sanmıyorlardı. Büyük ihtimalle Afrodit onu yine bir yerlere saklamıştı.
Annesinin, Zoe'nin ve Yorgos'un hastane ziyaretleri boyunca Krios ile bir kere bile denk gelmemesi ise bu hikayeyi oldukça kabul edilebilir hale getiriyordu. Helen bilmese de Krios bunun için oldukça uğraşmıştı. Kaldıkları hastanede yalnızca hastane çalışanları, doktorlar, Helen ve Rasmus ile birebirde görüşmüştü. Onun dışında kimsenin hafızasını silmekle uğraşmamak adına kimseye görünmemişti. Ve bu davranışının ekmeğini şimdi yemekten oldukça memnundu Krios.
Hastane ise çıkan kargaşadan sonra faaliyetlerine bir müddet ara vermek durumunda kalmıştı. Tüm hasta yakınları dava açmakla meşgul oldukları gibi Leda da kızı için resmi kurumlara şikayetini bildirmişti.
Bakıldığında Helen'in kaçırılma hikayesi zaten bir yere kadar doğruydu. Bu yüzden yalanlarının ortaya çıkması oldukça düşük bir ihtimaldi.
Dünya'yı bir kenara bırakırsa Olimpos'ta işler daha karmaşık ilerliyordu. Zeus bambaşka savaşlarda kahramanlık yaparken Menelaus'un dünya üzerinde öldürülmüş olması, Krios'un dünyaya inmiş olması gibi meseleler onun için bir önem arz etmiyordu. Bu yüzden Apollon ve Dionysus ikilisi de bu fırsattan istifade dünyaya inme kararı almışlardı. Tahmin edileceği üzere Doktor Santos ve Mark kılığında Helen'in terapilerinde tekrardan iletişime geçmeyi planlıyorlardı.
"Anne doktor gelene kadar odamdayım."
Leda kızının uykulu bakışlarla ayaklandığını görünce "O çocuğun yanına mı kıvrılacaksın uyumak için?" diye sorduğunda Helen kaşlarını çatıp "Anne neden böyle şeyleri yüksek sesle söyleme eğilimindesin? Cidden keşke deve kuşu olsam da kafamı kuma gömsem!" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELENE
Fantasia"Sence bu bina yeterince yüksek mi?" Terasın duvarında korkusuzca ayakları üzerinde duran çocuğun yere bakan gözlerinin aksine bakışlarını gökyüzüne çevirdi kız. "Yıldızlara dokunmak için mi?" Yanında hiçbir şey söylemeden oturan kıza çevirdi gözl...