"Burası, bana cehennem olurken sen cenneti yaşayamazsın!"
️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️
Krios'un ağzından
Büyük bir baş ağrısıyla gözlerimi karanlığa araldım. Tanıdık küf ve kan kokusu dudaklarımdan bir küfrün yuvarlanmasına sebep olmuştu. Ellerim altındaki ıslak zeminden destek alıp ayaklandım ve güçlerimi kullanarak karanlığın içindekini görmeye çalıştım. Fakat mümkün değildi. Bırakın karanlığı görmeyi ayakta bile duramamış, kalktığım gibi yeri boylamıştım. Yanıma yaklaşan ayak sesleri ile Okeanos'un tanıdık sesini duydum.
"Uyandı. Şükürler olsun! Kardeşim, hadi tut elimi. Gitmeliyiz."
Okeanos'un mavi cildine baktım. Eski halini aldığına göre yapılan büyü işe yaramış olmalıydı gülümsediğimde bana şaşkın bir şekilde bakmış "Delirmeyi bırak. Hades gidebileceğimizi söylüyor. Kirke bizi adasına alacakmış." demişti. Onu başımla onaylarken uyandığımdan beri zihnimden beliren yüzün ismini sayıkladım.
"Prenses...nerede?"
"Hangi prenses?"
"Bizi kurtaran prenses nerede?"
Okeanos çatık kaşlarla bir müddet düşündü. Fakat o Helen'i daha önce birebirde hiç görmemişti. Onu kim kurtardı bilmiyordu.
"Ben bil-"
"Gaia aşkına Krios ayaklan hadi! Gitmeliyiz!"
Telaşla yanımıza gelen Mnemosyne kolumun altına girerken ona da aynısını sordum.
"Helen nerede?"
Mnemosyne bir baş hareketi ile Okeanos'a işaret vermiş ve aynı anda beni yerden kaldırmışlardı. Karanlığın içine yürürken Mnemosyne'nin işitmek istemeyeceğim sözleri ilişti kulağıma.
"Babasının yanında."
"Ne saçmalıyorsun?"
İçimdeki korku ve öfke ile yürümeyi bırakıp ona baktım. O ise gözlerini benden kaçırıp "Hestia şahit olmuş. Hades buraya gelip bize iksirleri verdikten kısa bir süre sonra büyünün gücü ile fark edilmişiz. Zeus da kızını bulduğu için sevinmiş ve ona seçim şansı sunmamış. Daha doğrusu sunmuş ama-" deyip derin bir nefes aldı.
"Ama ne?"
"Ama onun için pek de bir seçim değilmiş. Onunla gitmezse seni tuzla buza çevireceğini söyleyince Helen gardını indirip onunla gitmiş. Yine de şu an güvende Krios. Zeus her ne kadar zararlı olsa da evlatlarına karşı korumacıdır biliyorsun. Biz toparlanana kadar idare edebilir."
"Edemez! Lanet olsun! Hera onlara nefes aldırmaz! O ışıklı asanı götüne soktuğum gün ne zaman gelecek Zeus?!"
"Yakında... Biraz daha dayan."
Onlar beni karanlığın içinde Hades'in ülkesinin çıkışına sürüklerlerken gözlerimi kapattım. Enerjimin olmadığını bilsem bile acıyan kalbim ile ona seslendim.
"Uyandığımda yanımda olacaktın Prenses? Yoksun... Beni son kez öpüp nereye gittin?.."
Helene'nin ağzından
Yanımdaki hizmetliller gözyaşlarımı silerken "Sevgili prenses lütfen ağlamayın makyajınızı yapamıyoruz." demiş ve beni onuncu kez bu konuda uyarmışlardı. Onlara Krios'un sesini işitirken nasıl ağlamam diyemediğim için kafamı olumlu anlamda sallamış ve derin bir nefes alarak toparlanmaya çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELENE
Fantasia"Sence bu bina yeterince yüksek mi?" Terasın duvarında korkusuzca ayakları üzerinde duran çocuğun yere bakan gözlerinin aksine bakışlarını gökyüzüne çevirdi kız. "Yıldızlara dokunmak için mi?" Yanında hiçbir şey söylemeden oturan kıza çevirdi gözl...