2

3.2K 306 20
                                    


-

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Jeon:
Pistt
Sarışın
(Görüldü)
Neredesin sen?

Blonde:
Kampüste

Jeon:
Kampüsün neresinde?

Blonde:
Fizik fakültesi binasında
(Görüldü)
Neden?

Jeon:
Hiç
Öylesine
Bu arada senin fizik fakültesi binasında ne işin var?
Biyokimya okuduğunu sanıyordum

Blonde:
Namjoon hyung için geldim

Jeon:
Anladım
Akşam kupamı getir

Blonde:
Tamam tamam
Ne değerli kupan varmış

-

Taehyung fizik fakültesi binasından çıkarken gördüğü beden bütün sinirlerini germişti.

Minseok aralarında üç metre kala durdu, gözlerine bakmadan gergince konuşmaya başladı.

"Taehyung, yaptığım iğrenç davranış için çok üzgünüm. Kesinlikle bunu haketmiyordun. Çok büyük bir hataydı ve inan, çok pişmanım. Bizi affetmezsen de anlarım, tekrar özür dilerim."

Yüzüne bile bakmadan hızla konuştu ve koşarak uzaklaştı.

Minseok, daha dün Taehyung'a bunu kolayca anlatmışken, sabahına mahcubiyet duyacak biri değildi. Ve eğer Jungkook'u biraz tanıyorsa bu işte onun parmağı vardı. Eve gitmeden önce hukuk fakültesi binasına uğraması şart olmuştu.

Uzun uğraşlar sonucu Jungkook'u kafeteryada buldu.

"Çok ilginç bir şey oldu." dedi, Taehyung. Jungkook'un karşısındaki sandalyeye oturdu.

Jungkook ise oldukça büyük bir sakinlikle telefonuna bakarak kahvesini yudumladı. "Hayatındaki son gelişmeleri hep benimle paylaşıyorsun, dikkatimden kaçmıyor."

Telefonu sonunda elinden bırakıp tamamen Taehyung'a odaklandı. "Anlat, hadi. Seni dinliyorum."

"Minseok yanıma geldi ve yaptığı iğrençlikten pişman olduğunu, özür dilediğini söyledi."

"Güzel." dedi. Tekrar kahvesinden bir yudum aldı.

"Ama bunu durduk yere yaptı. Ben, onu özür dilemeye teşvik eden bir şey olduğunu düşünüyorum." Gözlerini kısıp Jungkook'un mimiklerini inceledi.

"Evet, sarışın. Özür dilemesini ben rica ettim. O da beni kıramadı."

"Bence sen onun kafasını kırma diye yaptı."

"Beni hafife alma, sarışın. İnsanları ikna edebilmek için okuyorum." dedi, özgüvenle.

Şuan, Taehyung'a oldukça havalı geliyordu. Gerçekten Jungkook'un mükemmel bir ikna yeteneği vardı ve bunun hukuk okumasıyla alakası yoktu. Belki de sadece insanları manipüle etmekte iyiydi.

"Tartışılır." dedi, bozmayarak.

"Kızdın mı?" dedi, Jungkook. Ona sormadan kendi başına işe kalkışmıştı ve tepkisini öngürmek zordu.

"Hayır. Sadece yaptığı şeyin kendisinin farkına varmasını, kendi isteğiyle gelmesini tercih ederdim."

"Öyle olsaydı," dedi, duraksadı. "Affeder miydin?"

"Hayır." dedi, zevkle güldü. "Sadece yalvarması oldukça hoşuma giderdi."

"Sen şeytansın," dedi, Jungkook. Gururlu denilebilecek bir ifade vardı yüzünde ancak çözmek zordu. "Sarışın şeytan."

Taehyung şirinlik yaparak "Bana da papatya çayı alsana." dedi.

Jungkook ayaklanırken "Yeşil çay alacağım." diye mırıldandı ve uzaklaştı.

"Sakın!" diye bağırdı arkasından Taehyung.

Yeşil çaydan nefret ederdi.

-

by isidor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


by isidor

blondeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin