-Crackstone-

488 64 29
                                    

Girasole'un Anlatımı

Enid, kurda dönüşmüştü. Bildiğim kadarıyla normalde bunu yapamıyorsun ama bu gün başarmıştı!

Kurt haliyle bile fazlasıyla sevinçli duruyordu. Kısa bir süre sonra Tyler, Hyde formunda karşımıza çıktı ve tam bize saldıracakken Enid öne atladı.

Enid, Hyde  ile uğraşırken ona nasıl yardım etmem gerektiğini bilmiyordum. O sırada şey pantolonumun paçasını çekiştirerek dikkatimi çekti. El hareketleriyle birşeyler anlattı, tam olarak ne dediğini anlamasam da Wednesday'i bulmamız sözlediğini biliyordum.

Koşarak Crackstone'un lahidine girdiğimde içeride bir tek Wednesday vardı ve karnından bıçaklanmış şekilde yerde yatıyordu. Transa girmiş gibiydi.

Ben onun yanına varana kadar bıçak karnından çıktı ve küçük parçalara ayrılarak yok oldu.

Yanına gittiğimde az önce bıçaklanmış olmasına rağmen her zamanki gibi ruhsuzca bakıyordu.

Yerden kalkmasına yardım ettim ve o da kalktı. Başından kanlar akıyordu.

"Başın, yarılmış sanırım."

"Crackstone, o döndü. Şuan başımdaki kan ve ağrı önemsenmeyecek kadar küçük bir sorun. Nevermore'a dönmemiz gerekiyor.

Gidebildiğimiz kadar hızlı bir şekilde Nevermore'a vardık. Wednesday bana okulun arkasından dolanmamı acil bir şey olmadığı sürece ortaya çıkmamı söylemişti.

İlk onun dediği gibi yapıyordum ki içeriden duyduğum sesler Wednesday'in bunu kendi başaramayacağını anlamamı sağladı.

Kimse beni görmeden okulun bahçesinde duran sütunun arkasına geçtim.

Bir süre oradan çıkmadım ve sadece izledim. Ama Wednesday'in elindeki kılıç parçalanmıştı ve Crackstone onu ufak ve sivri parçalara ayırıp Wednesdaye fırlattı.

Bundan kaçması mümkün değildi, Ben de güçlerimi kullanıp o parçaları geldiği yere geri gönderdim.

Wednesday orada olduğumu anlamıştı ama beni fark etmemeleri için dönüp bakmamıştı.

Bir anda Xavier elinde okula geldi ve Crackstone'a fırlattı. Bu çocuk bazen çok aptal olabiliyor bir ok ona ne yapacaktı.

Crackstone bu çok basit bir şeymiş gibi oku durdurdu ve geri döndürerek fırlattı. Wednesday okun önüne geçmeye çalıştı ama ok sadece omzunu sıyırdı ve Xavier'e saplandı.

Saklandığım sütünün arkasından çıktım ve Xavier'in yanına koştum. Omzu ile göğsünün arasında bir yere denk gelen oku hızlıca çıkardım. Canını acıttığımın farkındaydım ama yapabileceğim bir şey yoktu.

Xavier çabuk toparlandı ve hızlıca ayağa kalktı. Tekrar sütunun arkasına saklandık. Bir elimi Xavier'in yarasına bastırıyordum ama acil duruma karşı belki durdurabilirim diye tetikte duruyordum.

Wednesday yerde kalmış olan küçük ama keskin bir kılıç parçasını aldı ve boş anında Crackstone'un kalbine sapladı.

Crackstone kül parçalara ayrılarak yok oldu.

Tam herşeyin bittiğini düşündük ve sütunun arkasından çıkıp Wednesday'in yanına gittik ki Marilyn Tornhill elinde silahla geldi.

"Kılıç kavgasına silah getirmişsin" dedi Wednesday.

"Getirebiliyorsam neden getirmeyeyim."

Ama Tornhill sorunu uzun sürmedi çünkü Eugene arularıyla geldi ve kadını yere yığdı.

Son hamleyi Wednesday yaptı ve sert bir tekmeyle kadın olduğu yerde bayıldı.

Okuldan çıktığımızda Enid kanlar içinde duruyordu ama onun kanı olmadığını düşünüyordum. Tyler'ı haklamış gibi duruyordu.

Koşarak Wednesday'e sarıldı.
Wednesday ilk istemese de daha sonra kendisi için mücadele eden Enid'e sarıldı.

"Her şey bitti, gel şu yarana pansuman yapalım."

Xavier gülümsedi, "Okul berbat durumda ama geçen seferki resim saldırısından sonra atölyede bir şeyler duruyordu.

Atölyeye geldik ve bana malzemelerin yerini tarif etti. Bulup yanına geldim ve o da tişörtünün yakasını aşağı doğru çekerek yarayı ortaya çıkardı.

Pek derin veya büyük bir yara değildi. Mikrop kapmadığı sürece endişelenecek bir durum da yoktu.

Yaraya pansuman yapmaya başladım ve yara tamamen temizlendiğinde ise üzerine büyükçe bir bant yapıştırdım.

"Sanırım artık herkes Hyde'ın Tyler olduğunu biliyordur."

"Nezarette her yerinden zincirlenmiş halde durmak çok zor."

Gülümsedim. "Birdaha oraya giremezsin öyleyse."

"Girmemeye çalışırım."
O da güldü.

Bir süre sadece güldük ve olanları düşündük, Tyler.. Hyde.. Tornhill.. Crackstone.. Berbat birkaç gün geçirmiştik.

Bir süredir bir şey söyliyecek gibi bakıyordu ama cesaretini toplayamıyor gibiydi.

Ama ben de birşey demedim daha sonra cesaretini topladı ve "Baloda yarım kalan bir şey vardı sanırım."

Gülümsüyordu ama ben neyin yarın kaldığını hatırlamıyordum.

"Şu kırmızı boyalı su düştüğünde hani.."

"Ha.. Öpücüğü diyor-"

Daha lafımı bitirmeden öpmeye başladı bir süre sonra geri çekildi.

"Ani mi oldu? Özür dilerim.. Ee..."

O da diyecek bir şey bulamıyordu ben de öyle.

Tekrar ona yaklaştım ve öptüm, bu özür dilemesi gerekn birşey olmadığını gösteriyordu.........

*****
Ehm ilk defa öpüşme sahnesi yazdım ve içime sinmedi ama artık biraz yaklaşınlar bee

Ayrıca birkaç bölüm Girasole'un ve Xavier'in ilişkilerinin daha çok üzerinde duracağım daha sonra tekrar olaylara geçeceğim.

Okuduğunuz için teşekkür ederimmm

Oy vermeyi unutmayın ♡♡

Portrait || Xavier Thorpe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin