-Breakfast-

137 30 8
                                    

Sabah formalarımı giyip kahvaltıya indim ve boş olan bir yere oturup kahvaltımı yemeye başladım. Normalde Xavier ile otururduk ve sohbet ederdik. Tanıştığımız günden beri böyleydi bu ama o olmayınca fazla boşluğa düşmüştüm çünkü neredeyse Nevermore'da geçirdiğim tüm zamanlarda Xavier vardı. Başımı kaldırıp Xavier ve Bianca'nın oturduğu yere baktım, Xavier surat asmış Bianca ile ilgilenmiyordu, Bianca da sinirliydi ama okuldaki yeri sarılmasın diye sesini de yükseltemiyordu. Yine tartışıyorlar veya dün geceki tartışmanın ateşi hiçbir zaman sönmemişti. Ne konuştuklarını merak ediyordum aslında Bianca'nın ona ne hakkında kızdığı ve Xavier'ın da neyi umursamadığını çok merak ediyordum. Hatta o kadar merak ediyordum ki gözlerimi ayırmadan onlara baktığımı fark etmemiştim. Bir anda Bianca'nın gözlerinin bana dönmesiyle istemsizce başımı eğdim ve onlara bakmayı kestim. Onlara artık bakmamak için dikkat ediyordum.

Bir süre daha boş boş kahvaltımı etmeye devam ettikten sonra yanıma birinin oturduğunu hissedip başımı kaldırdım. Gördüğüm kişi Xavier'dı. Ona bakınca açıklama yapma gereği hissetmişcesine konuşmaya başladı.

"Bianca, onunla tartışmıştık ve hala konuşup duruyor, demediği laf kalmadı çok fazla konuştu ve ben de sıkıldım. Dün geceki konuşmadan sonra yanına gelebileceğimi düşündüm çünkü yalnız oturuyordun. Sorun ol az değil mi, rahatsız olmanı istemem."

"Hayır, hayır sorun olmaz. Tartışmanızın sebebi ben miyim? Dün gece senin odandan çıktıktan sonra Bianca ile tartışmalarınızı duymuştum."

"Aslında sayılır..." saçlarını geriye doğru attıktan sonra konuşmaya devam etti. "Bianca fazla kıskanç ve seni odada görünce demediğini bırakmadı ve çok fazla da laf etti. Sanırım sıkılmaya başladım, herhangi birinin her zaman başımda dikilip ne yapacağımı söylemesini sevmiyorum. Ne yapıp yapmayacağıma kendim karar verebilirim ve o da bunu anlamalı. "

"Haklısın."

"Herneyse, bu konu hakkında daha fazla konuşmamıza gerek olduğunu düşünmüyorum. Seninle sohbet edebileceğimizi düşündüm çünkü sevgili olduğumuzu iddia ediyorsun ve iyi anlaşıyor olmalıyız."

"Yani evet, iyi anlaşıyorduk."

"İnandırıcı değil ama nedense sana inanmak istiyorum."

"Ama ben doğruları söylüyorum. Bianca'nın boynundaki Siren Kolyesi ona bak. O sahte, onu taktığı sürece kimse onun birini manipüle etmediğini düşüneceği için taşıyor. O yüzden bir anda onunla barıştınız ve beni hatırlamıyorsun...Tabi senden bu konuyu bir anda anlamanı bekleyemem ama öyle işte, istersen kolyeyi incele. Bir süre sonra sahte olduğunu belli eden bir şey bulursun zaten. "

" Sen kolyeyi inceledin mi ki? Nereden biliyorsun. "

Ona eski olayları anlatıp anlatmamak arasında kaldım ama anlatmamaya karar verdim.

" Biliyorum işte, o kolye sahte. "

" Peki dikkat ederim. "

Aramızda biraz uzunca süren bir sessizlik olmuştu ve ona söyleyebileceğim ve sessizliği bozabileceğim hiç bir şey gelmiyordu aklıma.

Saate baktım ders vakti geliyordu. "Dersler yaklaşıyor gitmeliyim."

Yanından kalktım ve sınıfa doğru ilerledim, derslerimiz farklıydı bu yüzden farklı sınıflardaydık. Normalde yanından bu kadar çabuk kalkmak istemezdim ama nedenini bilmediğim bir şekilde fazlasıyla gerilmiştim.

Sınıfa girip sırama oturdum ve çantamdaki defterimi ve kalemimi çıkarttım. Elime telefonumu aldım ve boş boş telefonla oynarken yanıma biri oturdu.

Ona baktığımda Emrys olduğunu gördüm.

"Ters ters bakmayacağını düşünmüştüm, dün barıştık sanıyordum."

Bakışlarımı biraz daha yumuşatyım ve konuşmaya başladım.

"Evet, barıştık sadece yanıma birinin oturmasını beklemiyordum, seni görünce şaşırdım."

"İstersen gidebilirim."

"Hayır, kalabilirsin. Sorun değil."

Gülümsedi ve o da çantasından kendi defterini çıkardı. Sayfaları karıştırırken bana bakmamaya çalışarak bir soru sordu.

"Belki bunu sormaya hakkım yok ama Xavier ile aranız pek iyi değil sanırım?"

Ona ne cevap vereceğimi bilmiyordum, evet dersem nedenini açıklamam gerekirdi. Hayır dersem de neden onun Bianca ile birlikte olduğunu açıklamam gerekirdi.

"Sanırım pek değil."

Bakışlarını defterinden kaldırıp bana döndü.

"Neden?"

"Boşver."

"Sadece Xavier'e takılıp kalma, etrafına bak biraz."

Gözlerimi kısarak ona baktım o da böyle bakmamadna gerilmiş olacak ki elini ensesine doğru koydu ve konuşmaya devam etti.

"Yani demek istediğim... Bilmiyorum açıklayamadım, en iyisi bunu unutalım."

"Tamam unuttuk bile."

İkimiz de güldük. Her zaman geriye doğru attığı saçının bir kısmı önüne doğru düşmüştü, onu de geriye doğru ittirdi ve konuşmaya başladı.

"Bu akşam benimle Weathervane'e gelsene."

"Bilmem ki."

"Hadiii, sohbet ederiz biraz. Belki yapacak başka şeyler de buluruz."

"Zaten yapacak işim yok, Weathervane'e gidebiliriz."

"Anlaştık o zaman."

Sınıfa öğretmen girdi ve dersini anlatmaya başladı...

***

Selaaam

Sınavlar bitti ve çok berbat sonuçlarım var bu yıl takdir yok jzkzl

Herneyse

Artık bölüm yazmaya başlayabilirimm

Kendinize iyi bakın

🤺 🤺 🤺 🤺

Portrait || Xavier Thorpe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin