-Worse Things Will Happen-

145 30 7
                                    

Girasole'un Anlatımı

Sabah art arda gelen bir kaç mesaj sesi yüzünden uyanmıştım. Duvarda asılı olan saate baktığımda daha alarmımın çalmasına yarım saat olduğunu gördüm ama telefonumu alıp mesajları kimin gönderdiğine baktım. Aslında dün geceki konuşmadan sonra pek şaşırmamıştım zaten bir şey isteyeceği belliydi. İlk başta uyanır uyanmaz mesaja bakmamın pek iyi bir fikir olduğunu düşünmemiştim çünkü sabah sabah gözümü onunla açmak kadar kötü bir şey yoktu. Xavier'den de yardım isteyemiyordum çünkü ona söylersem ikimizi de hapse atarlardı. Bir yolunu bulup söylemeliyim ama şimdi değildi. Uygun zamanı kollamalıydım ve kimsenin yakalamayacağından emin olmadan herhangi bir şey yapmaya kalkışmamam gerekiyordu en azından şimdilik.

Daha fazla dayanamayıp mesajı açtım.

Bilinmeyen Numara : İlk görevin geliyor. Fazla zor değil bu gün derslere gitmiyorsun.

Bilinmeyen Numara : Dolaplarından birinde bir Siren kolyesi var. Onu Bianca'nın odasındaki masanın dolabına koy ve kimse seni görmeden oradan çık.

Bilinmeyen Numara : Sakın yakalanma.

Girasole: Zaten bütün Sirenlerin kolyesi yok muydu?

Girasole: okul dağıtıyor sanıyordum.

Bilinmeyen Numara : Kuralları unutma herhangi bir davranışı sorgulamak yok aksi takdirde ne olacağını biliyorsun.

Bilinmeyen Numara: Sadece sana söylediğim şeyi yap. Hiç kimse görmeden odaya kolyeyi bırak ve çıkıp git. Bu günlük bu kadar başka bir şey istemeyeceğim. Sakın yanlış bir şey yapma sonu hiç iyi olmaz.

Telefonu kapatıp yatağın üzerine fırlattım. Dolabın yanına gidip Siren kolyesini aramaya başladım. Biraz daha aradıktan sonra buldum. Ne ara odama girmişti ve dolabıma bir kolye saklamıştı hiç bir fikrim yoktu. Kolyenin dış görünüşünde bir değişiklik yoktu ama biraz inceledikten sonra bunun sahte olduğunu fark ettim. Bianca bu kolyeyi bekliyor olmalıydı yine bir şeyler çeviriyordu ve her ne çeviriyorsa da bu işe bana yazan kişi de dahildi. Belki Bianca da sadece bir piyondu. Onun da bir sırrını öğrenmiş ve ondan bir şey isteyecekti. Kolyeyi çantama attım. Ve ders saatinin başlamasını ve herkesin sınıflara gitmesini bekledim zaten derslere de girmeyeceğim için de  pek sorun yoktu.

Dersler başladıktan on beş dakika sonra herkesin derste olduğundan emin olunca odamdan çıkıp Bianca'nın odasına doğru ilerledim. Daha önceden odasına gittiğim için bulmak pek zor olmamıştı ama kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu gördüm, bunu gelirken hiç hesaba katmamıştım. İlk başta ne yapacağımı bilmesem de biraz düşündükten sonra herhangi bir kartla kapıyı açabileceğimi düşündüm çünkü kilitlerin pek sağlam olduğu da söylenemezdi. Cüzdanımdan çıkardığım kartı kapının yanına doğru ittirdim ve kilitin açılış sesini duyduğumda yüzümde büyük bir gülümseme oluştu. Ne kadar suçlu hissetsem de kapıyı açabilmek beni mutlu etmişti. İçeri girip masasındaki çekmecelerden birine kolyeyi koydum ve odadan çıktım.

Çıkar çıkmaz hızlıca odama gittim ve kendimi geri yatağıma attım. Yaptığım şeyden dolayı suçluluk duyuyordum ama bunu durdurabilmek için de aklıma farklı bir çözüm yolu gelmiyordu. Aradan birkaç saat geçmişti ve dersler bitmek üzereydi. Birinin kapıyı çalmasıyla kalkıp kapıya doğru ilerledim. Annalise olamazdı çünkü o kapıyı hiç bir zaman çalmazdı. Kapıyı açtığımda karşımda Xavier vardı, yanağımı öptükten sonra konuşmaya başladı. "Neden derslere gelmedin? Seni çok merak ettim ama gelip kontrol edemedim çünkü geçen sefer gönüllü olduğum Balo dekoru için tekrar yardım istediler." Gülümsedim ve konuşmaya başladım. Ona yalan söyliyecek olmak Bianca'nın odasına gizlice girmekten bile daha fazla suçlu hissettirmeme neden oluyordu.

"İyiyim sorun yok, sadece başım çok fazla ağrıyordu o yüzden derslere gelmedim. "

"Şuan bir şeyin var mı?" Hayır anlamında başımı salladım ve o da gülüösedi daha sonra konuşmaya başladı. "Benim tekrardan gitmem gerekiyor. Şu dekorlar için. Ama akşam konuşuruz olur mu?"

"Olur"

O gittikten ben de balkona çıktım ve dışarıyı izlemeye başladım. Güneş yavaş yavaş batıyordu ve bu yüzden gökyüzü turuncu olmuştu. Balo' da yaklaşıyordu ve benim hala bir elbisem yoktu. Bir ara da elbise almak için de Jersey'e gitmem gerekecekti. Çoğu insanla da konuşmayı kesmiştim ve tekrardan onlarla vakit geçirmeye başlamak istiyordum. Ayrıca o numaranın da kimin olduğunu bulmalıydım. Daha yapacağım çok işim vardı.

***
Okuduğunuz için teşekkür ederim

Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn

Yorumlarınızı okumak çok motive ediyor

Kendinize iyi bakın askolar

Portrait || Xavier Thorpe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin